-Level 0-

387 26 4
                                    

Selam, öncelikle kusurları olabilir takmayın. Backrooms'un bu kadar kolay olmadığını biliyorum ama normal zorluğunda yapsaydım birbirlerini bulmaları en az 100 bölüm sürerdi hatta belki bulamazlardı bile.
İyi okumalar~

Not;
Hikayeyi anlatan kişi Yuna.

Arkadaşlarım ile salonda boş boş oturup telefona bakıyorduk. Etraf çok sessizdi. Bu sessizliği Yeji bozdu.

"Gün boyu boş boş oturmayacağız değil mi? Ormana falan gitsek olur mu?"

"Tamam ama ormanda ne yapıcaz?" dedi Ryujin.

"Piknik yapabiliriz veya küçük keşifler?" dedi Yeji.

Hepimiz kabul ettik. Yanımıza küçük bir çanta ve çadır aldık.Yola çıktık. Ormana geldiğimizde ilk çadırlarımızı kurduk.

Çadırımıza bir kelebek girmişti. Chaeryeong kelebekleri çok sevdiği için hemen peşinden gitti."Birşey olmaz" diyip eşyaları hazırlamaya devam ettik. Yaklaşık 15 dakika sonra bir çığlık sesi geldi. Hemen Chaer'in yanına gittik. Chaeryeong ayağını burkmuştu. Ayrıca altındaki toprakta boşluk vardı. Sanki çukur gibi ama çukura benzemiyordu. Chaeryeong'u kurtarmaya çalıştık. Kolundan tutup çekiyorduk ama olmuyordu. Altta ne varsa sanki onu çekiyordu. Biranda Chaeryeong elimizden kaydı ve düştü. Chaer'in sesi hiçbir şekilde gelmiyordu. Çukura bakmaktan başka seçeneğimiz yoktu. Aramızda kimin gideceğini seçtik. Ryujin gidecekti. Ryujin'e su ve bir sandviç verdik. Ryujin gitti. Ne kadar seslensekte hiçbir şekilde geri cevap gelmiyordu. En sonunda hepimiz gitmeye karar verdik.

İlk Lia gitti. Sonra Yeji ve en son ben.

Atladığımda etraf bir anda değişti. Nereye geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Hemen telefonumu çıkardım ve açtım. Grubu arayacaktım ama telefonum çekmiyordu. Yapacak başka birşey olmadığını farkedince etrafta dolaşmaya karar verdim.

10 dakika falan yürüdüm. Arkamdan ayak sesleri gelmeye başladı. Çok korkmuştum ve bir duvarın arkasına saklandım. Arkamdan gelen ayak sesleri git gide artmaya başladı. Korkudan gözlerimi kapadım. Ve biri koluma dokundu. Aniden gözlerimi açıp çığlık attım. Gelen Ryujin'di. Rahatladım.

"Buranın neresi olduğunu biliyor musun?" dedim.

"Hayır, bilsem şuana kadar chaeryeong'u alıp yanınıza gelmiştim bile." dedi Ryujin.

"Peki tahminin var mı?" dedim.

"Maalesef." dedi.

Dolaşmaya başladık. Heryer aynıydı. Sarı duvar kağıtlarının içinde dönüp dolaşıp aynı yere geliyorduk sanki. Yaklaşık yarım saat dolaştık. Ama yine aynı yerdeydik, veya birbirinin aynısı olan odaların birindeydik. Diğer üyelerden hiçbir haber alamıyorduk.

Yine dolaşmaya başladık. Çok uzun süredir bu labirent gibi yerde yürüyüp duruyorduk. 1 saat sonra karşımıza Lia çıktı. Yorgunluktan yerde yatıyordu. Hemen yanına koştuk. Ona su içirdik ve biraz yemek verdik. Hırkalarımızı yere serdik ve Lia'yı yatırdık. 20 dakika sonra Lia kendine geldi.

"Diğer üyeleri gördün mü?" dedim.

"Yürürken Chaeryeong'u gördüm çok seslendim ama duymadı. Peşinden koşmaya başladım. Tam yanına gelecektim. Bir odaya girdi. Bende o odaya girdim ama Chaeryeong çoktan kaçmıştı bile. Yeji'yi şuanlık görmedim."  dedi Lia.

"Tamam" dedim.

Biraz daha dinlenip dolaşmaya devam ettik. Hiçbiryerde çıkışı bulamadık. Etrafta dolanmaktan başka hiçbirşey yapmıyorduk.

Bir süre sonra sonra sesler duymaya başladık. Sese doğru dikkatli ve yavaşça ilerledik. Sesin geldiği odaya sessizce girdik. Yeji orada bağıra bağıra etrafı kırmaya çalışıyordu. Duvar kağıtlarını sökmüştü. Hemen yanına koştuk. Bize çıkışı bulamadığını, yeri kazarak çıkmaya çalıştığını söyledi. Yeji'ye bunun imkansız olduğunu söyledik. Yeji korkudan ağlamaya başladı. Onu sakinleştirmeye çalıştık.

En sonunda buranın bir çıkışı olmadığını düşünmeye başladık. Yanımızda sadece bir günlük yiyecek ve içecek vardı. Canımız iyice sıkıldı. Hiçbirşey yapmıyorduk. Öylece halıya bakıyorduk. Ama Lia boş boş durmayı bıraktı ve "Burada salakça oturup ölemeyiz. Birşeyler yaparak çıkışı bulmak zorundayız. Geldiğimiz yerden çıkabiliriz."
dedi.

Ona hem hak veriyorduk ama imkansız olduğunu düşünüyorduk.

Ryujin "Lia bizde buradan çıkmak istiyoruz. Ne kadar uğraştık, buranın çıkışını bulamadık. Burası her odası birbiriyle aynı karmakarışık bir yer. Çıkışı olduğunu hiç sanmıyoruz. Hem Chaeryeong'da yok. Yapacak hiçbir şeyimiz yok." dedi.

Lia'da " Eğer buranın bir çıkışı yoksa girişide olmazdı. Madem çıkışı bulamıyoruz o zaman Chaeryeong'u bulalım." dedi.

Birbirimize baktım ve onayladık.

Tüm gücümüzle Chaer'e seslendik. Birkaç dakika sonra bağırma sesleri geldi. Bu Chaeryeong'tu. Sese doğru gittik. Ama karşımıza birşey çıktı. Ne olduğunu anlamadık ve koşmaya başladık. Sesi çok kötü ve korkunçtu. Üzerimize koşturuyordu. Sanki doğadışı birşeydi. Rüyada olduğumu sanmaya başladım. Ama rüyada değildim. Herşey gerçekti. Koşabileceğim en yüksek hızda koşuyordum. Üyeleri alıp yandaki duvarın arkasına saklandık. O yaratık bizi bırakıp dümdüz koşmaya devam etti.
Karşı odada Chaer'i gördük. Biz onun yanına gidecekken o bizim yanımıza koşarak geldi. İyi olduğunu söyledi. Fakat acıkmıştı. Ona çantadan biraz salata çıkardık ve verdik. Sonra çıkışı aramaya devam ettik.

Yeji "Buradan çıkabileceğimiz biryer gördün mü? Bir kapı veya pencere?" dedi.

Chaer "Hayır, hiçbiryer görmedim." dedi.

Bizde artık yapacak birşey bulamayınca burada öleceğimizi düşündük. Birkaç gün daha kalabilirdik.

Aradan 4 gün geçti. Hiçbirşey yapmadan tüm gün bekliyorduk.

Backrooms || Itzy☆Where stories live. Discover now