Ufacık... Minicik... Azıcık gözleri doluyordu ama hemen kolunun tersi ile siliyordu yaşları. Sütlü üzülmesindi. O ne kadar özlemiş olsa da üzülmesindi...

"Evet kızım sütlü ile arkadaş oluyorlar" diyip kocaman öptü kızın yanağını babası. Babasının bıyıkları kızı huylandırmıştı. Kahkaha atmaya başladı minik.

"Hadi bakalım uyku vakti uçuşa hazır ol Kaptan" şimdi en sevdiği ana gelmişti. Kız kollarını sevinçle açtı. Babası da kolunun altını tutup kızını havaya kaldırdı.

"Wuhuuu açılın Umay kaptan geliyor"

Küçüğün babası kızını sıkıca tutup koşuyordu.

"Dikkat et Galip" dedi Umay'ın annesi.

"Tamam Bahar merak etme"

"İyi geceyey annecim" diye bağırdı Umay arkasından. Bahar hanım da arkasından el sallamıştı.

Galip Umay'ı yatağına yatırdı ve yorganı üstüne örttü. Yatağının ucuna oturdu kızının saçını okşadı.

"Baba depyem oluysa siz Sütlü iye aykadaş olmaşşınıs demiii" dedi Umay. Galip sırıttı. Umay'ın başına bir öpücük kondurdu.

"Hadi uyu kızım iyi geceler" dedi Galip ve ayağı kalktı.

"İyi geceyey" dedi Umay ve gözlerini cama çevirdi. Gökyüzüne baktı. Simsiyahtı. Gülümsedi.

"Size de iyi geceyey Sütlü ve aykadaşyayı" gözlerini sıkı sıkı kapatıp huzurla uykuya daldı.

O gece rüyasında Sütlü'yü gördü Umay. Gülerek ona geliyordu. Umay da kollarını açmış onu bekliyordu...

Umay uyandı. Ama yatağında değildi. Üstünde ağır bir beton yığını vardı. Etraf karanlıktı. Annesi nerdeydi? Babası nerdeydi? Hava çok soğuktu. Üşüyordu Umay. Kafasını kaldırmaya çalıştı. Yapamadı. Başında büyük bir ağrı vardı. Acı ile inledi. Korkuyordu. Etrafında kimse yoktu. Ağlamaya başladı küçük kız. Bağırmaya çığlık atmaya. Bir umut onun sesini duyardı Belki.

Dakikalarca bağırdı. Ağladı. Boğazı acımıştı artık. Deprem mi olmuştu diye düşündü. Annesi babası nasıldı? Soğuk artık Umay'ın bütün vücudunu esiri almıştı. Gözleri kapanıyordu. Uykusu gelmişti. Gücünün son kırıntıları ile son kez bağırdı...

"Yaydım edin..."

Uyudu Umay. Ama son hatırladığı şey bir adamın sesi olmuştu.

"Dayan küçük dayan kurtaracağım seni"

Sessizlik. Karanlık. Soğuk. Acı. Korku. Umay. Baş başa kalmışlardı şimdi.

****

Gözleri tekrar açıldı Umay'ın. Ama bu sefer dışardaydı. Rahat nefes alabiliyordu. Fakat yorgundu çok yorgun. Yaşlar akmaya devam ediyordu yanakalrından. Bir adanın kucağındaydı. Babası mıydı? Kaldırdı kafasını baktı. Hayır. Değildi. Babasının bıyığı vardı bu adamın yoktu. Hatta sakalı da yoktu. Babası yeşil gözlüydü bu adamın gözleri kahverengiydi.

"Ba..." Boğazı acıyordu.

"Şu getirin çabuk" diye bağırdı yeşil gözlü adam.

"Beni duyuyor musun ufaklık" dedi adam. Kafasını salladı.

"Tamam dayan az kaldı" Umay'ın gözleri yine kapanıyordu. Israrla kapanıyordu.

ENKAZ Where stories live. Discover now