|10| Melek

2.2K 188 45
                                    

"Bugün keşke okula gitseydin Jungkook. Yetişebildiğin derslere girerdin."

Jungkook kafasını oflayarak geriye attı ve tekrar önünde döndü.

"Boşver hyung. Yarın giderim."

Bunu dedikten sonra sevimlice gülümsemesi Taehyung'un itiraz edemeyeceği anlamına geliyordu.

Jungkook esmere şuan böyle bakarken Taehyung'un onu ısırmaması bir mucizeydi.

Taehyung kafasını iki yana salladı. Bugün Jungkook'la yapabileceği şeyleri düşündü.

"Hyung! Bugün alışveriş yapmaya gidelim mi?"

"Alışveriş mi?"

"Hm hm evet. Gidelim n'olur."

Taehyung tabii ki de tamam demişti. Jungkook hızlıca odasına çıktı. Hazırlanıp aşağı indi ve arabaya binip yola koyuldular.

"Kıyafet almak istiyorum hyung. Çok kıyafet."

"Alırız."

Jungkook heyecanla olduğu yerde kıpırdandı ve ellerini iki kere mutlulukla çırptı.

"Hyung biliyor musun? Sen gelmeden önce ben bu kadar heyecanlı ve mutlu değildim."

Taehyung'un yüz ifadeleri değişti. Çocuğun anlatmasını bekliyordu.

"Bir tek Jimin, Jin ve Hoseok vardı arkadaşlarım. Ama onlarda dışarı çıkmayı çok sevmezdi. Hoseok dışında hepsi ev kuşu. Hayatıma renk katacak, beraber dışarı çıkacağım ve eğlenecebileceğim biri yoktu."

Biraz duraksadı ve devam etti.

"Ama sonra sen geldin..."

"Beraber eğlendik, güldük, oyunlar oynadık. Ve ben çok mutlu oldum."

Tekrardan duraksadı.

"İyiki varsın hyung."

Bunu o kadar içten, o kadar mutlu söylemişti ki, Taehyung hipnotize olmuş gibiydi.

Çocuğun yüzündeki o gülümsemeyi gördü, güzel cümlelerini duydu.

Arabayı hızlıca bulabildiği boş bir alana doğru çekti. Sonra Jungkook'a doğru eğildi ve kulağının arkasına, kulak memesinin altına sesli ve güzel bir öpücük kondurdu.

Bu öpücüğü beklemiyordu Jungkook. Ama çok hoşuna gitmişti. Hatta o kadar hoşuna gitmişti ki, sonsuza kadar Taehyung onu öpsün istedi.

Taehyung sesli bir öpücük bıraktı ve burnunu çocuğun saçlarına sürttü ve kokusunu içine çekti.

O an anlamıştı.

Taehyung bu çocuğa çok pis aşık oluyordu...

***

"Hyung bu bana yakışır mı sence?"

Jungkook elinde tuttuğu beyaz bol gömleği Taehyung'a gösterdi.

"Ne giysen yakışıyor zaten."

Taehyung kendisine göre gayet normal birşey söylemişti. Ama Jungkook bu tür iltifatlara kızarıyordu.

Eline birde gömleğe uygun beyaz pantolon aldı ve kabine girdi. Kıyafetleri giyip dışarı çıktı.

Taehyung'un gözleri kabinden çıkan çocuğa döndü. Gördüğü şey ise bir melekti.

Bir melek...

"Hyung nasıl olmuşum?"

Beklemeden cevap gelmişti.

"Melek gibi."

Çocuk büyüttüğü gözleriyle Taehyung'a bakarken konuştu.

"Melek mi? Ben mi? Gerçekten mi?"

"Gerçekten..."

Duraksadı ama devam etti Taehyung.

"Melek gibi olmuşsun."

Jungkook kızaran yanaklarıyla Taehyung'a zorlukla bakarken kısık ama masum bir sesle "teşekkür ederim." Demişti.

Biraz daha kıyafet bakıp ve alıp kafeye doğru yol almışlardı.

***

"Ne arzu edersiniz efendim?"

Taehyung hemen Jungkook'a bakmış ama Jungkook ona hiç bakmadan kocaman gülümseyerek konuşmuştu.

"Çilekli Milkshake!"

Garson gülerek önündeki deftere söyleneni yazmış sonra diğerinin aksine sert görünen adama, Taehyung'a dönmüştü.

"Meyve aromalı çay."

"Efendim portakal, çilek ve muz aromalı çayımız kaldı. Dilerseniz güzel bir kahve arzu edebilirsiniz."

"Kahve sevmiyorum. Çilek aromalı olsun o zaman."

Garson gülerek yanlarından ayrılmış, Jungkook ise hemen lafa atlamıştı.

"Kahve sevmiyor musun?"

"Nefret ederim."

"Bende hiç sevmem hyung!"

Bunu derken kahveden nefret ettiğini belirten bir aegyo yapmıştı. Ve Taehyung'un tekrardan gülmesini sağlamıştı.

Onu hep güldürmek istiyorum.

Demişti içinden.

Hep...

***


Selam✨
Dün akşam bölüm atabilirim demiştim ama atamamıştım.
Özür🥺
Neyse Slave kitabıma da Bir bölüm attım. O kurgum çok okunmadı. Bir göz atar mısınız lütfen?
Neyse simdilik
Gorusurukk 🤍😋

Moledronsra | TaekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora