Dilşad yengem korkuyla bir adım atıp, duraksadı. Gözleri dolu dolu Evin'e bakıp fısıltı gibi çıktı sesi, o kadar tiz ve sessiz. "Yaşayacak değil mi?" diye sordu bir elini omuzuma koyup sıktı.

Kafamı iki yana salladım. "Bilmiyorum." dedim, yüreğim kan ağlıyordu benim karım kollarıma yığılmıştı. "İyi olacak ama." dedim onun haline bakarak. Hızla kabanımı üzerimden çıkarıp, üzerine doğru sermek istediğimde Rojhat buna engel olmuştu.

"Abi şimdi değil. Yenge iyi düşünemiyor şu an, lütfen onunla ilgilen."

"Elleri üşür." dedim ellerine uzandığımda sağ elini alıp avuç içimde ısıtmaya çalışıyordum, "Uyan sevgilim. Uyan ne olursun." Gözümden akan yaş yanağıma doğru süzülüyordu.

Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum ama Evin'in ilk müdahalesini yapıp sedyeyle Ambulans aracına taşımışlardı. Onların peşinden gidiyorduk, hepimiz. Civan'ın öfkeyle küfürlerini işitiyordum sadece.

Herkes ölüme alışıktı. Bu araçta kardeşini, kocasını kaybeden insanlar vardı. Abim, Şiyar Korkmazbey. En büyük acım olan adam, hiç dinmeyecek bir özlem taşıyordum.

Siren sesleri bu kez karım için çalıyordu. Hevidar Evin Korkmazbey için.

Civan arabayı sürüyordu. "Evin beni bırakmaz. Evin'im de beni bırakmaz... Hem o korkar karanlıktan. O korkar." deyip  direksiyona vurunca araba sağa sola kaydı fakat Civan arabayı tekrar kontrol etti. Tekrar süratle sürmeye devam etti. Civan askerdeyken nişanlısı kendini asmıştı, o olay onun için travma olarak kalmıştı.

"Kim yaptı lan? KİM??!" diye bağırdı Civan öfkeyle sesini yükselterek.

"Kim yaptıysa yaptı. Olan oldu geri dönüşü yok, eğer biraz aklınız varsa ama üçünüzün de gitti biliyorum. Evin uyanınca salak saçma davranmayın. Olur mu?" deyip hepimize baktı Dilşad yengem. Herkes kafasını sallarken Civan küfür savurdu.

"Onun eceli olacağım, kardeşime bunu yapanın eceli olacağım oruspu çocukları!"

"Yeter! Bende varım lan burada. Küfürlerini başka yere sakla." deyip homurdandı öfkeyle Dilşad. Abime de küfür ettiğinde çok kızardı hatta bir ara odadan küfür ettiği için kovmuştu. Çok sonradan anlattı ki babası çok küfür edermiş, içer içer annesini döver küfürler savurup tekrar dövermiş.

Herkesin geçmişi, yaralı bir serçeye benziyordu. Herkes yarasını saracak bir dal bulmuştu Rojhat hariç.

Sıkıntılı bir nefes verdim. "İyileşecek." dedim, kendimden emin bir şekilde konuşmuştum. "İyileşecek ve tekrar mutlu olacağız."

"Ya ölürse?" diye sesli bir şekilde konuşan Civan'a doğru öfkeyle bağırdım. Salak saçma konuşup sinirimi tepeme çıkarmıştı. Ölmeyecekti. Evin tekrar gözlerin açacaktı. "Kes sesini uyanacak benim karım!" 

"Senin karınsa benim de canım Baran ağa, o benim kardeşim."

"Aptal aptal konuşmayı kesin artık, evrene kötü enerji veriyorsunuz. İyi düşünün iyi olsun. Allah'ın izniyle gözlerini açacak. Tek duamız bu olsun." dedi Dilşad, sakin çıkarmaya çaba sarf ettiği sesiyle.

"İnşallah yengem uyanacak." dedi Rojhat benim omuzumu sıkarak. "İnşallah." dedim. Bütün dualarım onaydı. Uyansın ve tekrar ayaklansın istiyordum.

💦


Hastanedeydik. 

Evin'i direkt ameliyata almışlardı, kaç saattir orada savaş veriyordu bilmiyordum. Bir ara bir hemşire gelip, kan vermemizi istemişti. Evin ile Rojhat'ın kan grubu aynı olduğu için o kan vermişti.

YÜREĞİM DAVACI | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now