O gelmişti ve gözyaşlarım durmuştu, o hep en kötü zamanımda gelmişti. Beni hiç yalnız bırakmamıştı. Hep yaralarımı sarmama yardım etmişti. Yedi yaşında babasından şiddet görmüş kızında yanındaydı, on iki yaşında annesinin kızı saçlarından odasına sü...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Utana sıkıla Gölge'nin kucağından kalktım. Eski oturduğumuz yere doğru ilerledim, elime kasımpatılarımı alıp arkama baktım. Tam arkamda duran Gölge'nin gözleriyle buluşturdum gözlerimi. "Lütfen uzak durur musunuz edepsiz bey?"
"Cık, sizden uzak durmam benim için ölmek anlamına geliyor. Hem dudaklarım ateşinizi çok sevmiş" yanaklarım kızarırken ona arkamı döndüm, çok terbiyesizce konuşuyordu.
"Çok terbiyesizmişsinde ben farketmemişim" diyerek yavaş yavaş yürümeye başladım. Taşa vurayım derken ayağım kaydı ve taş bana vurdu, yeri boyluyacağım sıra belimden tutulmam bir oldu.
"Meleğim yürümeyi bilmiyor musun?" Omuz silkip, trip atmak için yüz ifademi değiştirdim. Bir de benimle alay ediyordu.
"Sen benimle alay mı ettin?" Yalandan kaşlarımı çatmıştım. Bir anda havalanmamla bir elimi omzuna koydum. "Ayrıca ben yürümeyi biliyorum, indirirsen yürüyeceğim"
"Ben seninle alay etmem güzel Meleğim, ayrıca yürümeyi bilmen benlik bir durum değil çünkü seni kucağımda taşımak istiyorum" kesinlikle bu adam normal değil.
"Ben bebek miyim Lucifer Bey?" Bey kelimesini bastıra bastıra söylemiştim bu da onun gülümsemesine neden olmuştu.
"Hayır, benim Meleğimsin" kollarımı bağlayıp yolu izlemeye başladım lakin eli çenemi yavaşça yüzüne çevirmişti. "O güzel gözlerini benden mahrum etme, çok özlüyorum sonra"
Yol boyunca bir daha konuşmamıştık. Kasımpatılarım kucağımda, bakışlarım Lucifer'ın gözlerinde bir şekilde ilerliyorduk.
Lucifer evin kapısını çaldığında hızlı bir şekilde yere atladım. Tam beni çekeceği sıra kapı açıldı ve bir kadın Lucifer'ın boynuna atladı. "Çok özledim" dedikten sonra geri çekildi lakin elleri hala Lucifer'ın omuzlarındaydı. Kadın gerçekten çok güzeldi, omuzlarına gelen kahverengi saçlara sahipti lakin Lucifer'ın saçında olan kırmızılıklar onda da vardı, ışıldayan açık kahverengi gözleri, dolgun kırmızı dudaklarıyla gerçekten göz alıcıydı.
Gözleri beni bulduğunda gülümseyedi lakin bu gülümseme buruk bir şekildeydi. "Beni hatırlamıyor değil mi?" Diye sordu sesi hüzün doluydu. Birilerinin beni geçmişte hatırlaması fakat benim onları hatırlamamam çok kırıcıydı. Lucifer yanıt olarak kafasına iki yana 'hayır' anlamında salladı. Kadın gülümseyerek elini bana uzattı. "Paimon, Lucifer'ın emrinde olan kadın şeytan"
Elini tutup sıktım ve sonrasında kendi ismim dudaklarımdan döküldü. "Mehir, zaten tanıyorsun sanırım" kafasını sallayıp elini çekti.
"Hadi içeriye geçelim" dedikten sonra önümüzden yürüyüp içeriye girdi. Lucifer'ın tenimi yakacak şekilde sıcak olan eli belimi buldu, hafif şekilde kulağıma eğildi.
