2. Bölüm

1K 70 17
                                    

"Sakin dur, ambulans gelmek üzeridir." diyen adama karşı çıkamayacak kadar halsiz hissediyordu Songül. Yutkundu. Ağzından tek bir hece çıktı. Sadi için kafasında bir sürü soru işareti bırakacak tek bir hece.

"Sen..."

**

Sadi kollarının arasında baygın yatan kadına baktı. 'Sen' ne demekti? Ona neden nefretle bakmıştı?

Sadi'nin gözü kadının kanlı kıyafetine takıldı. Epey kan kaybetmiş olduğunu gördüğünde hızla ceketini çıkartıp omzuna bastırdı. Bu yarayla o kadar uzun süre dayanmasına sonra şaşıracaktı. Polis araçları mola yerine geldiklerinde polisler hızla araçtan çıkıp bir kısmı öğrencilere bir kısmı da Sadi ve Songül'ün bulunduğu kısma geldi. Aralarından bir kişinin "Songül Komiserim." dediğini işitti Sadi.

Songül'ün omzuna hala bastırırken etrafına gelen insanlar yüzünden oradan kalkmak zorunda kaldı. Hızla oradan uzaklaştırılırken Sadi'nin aklına öğrenciler geldi. Bir öğrencinin bacağından vurulduğunu öğrendi, otobüsün içinde olan bir kaç kişinin kırılan camlar sebebiyle hafif yaralandığını da. Ölen bir çocuğun olmamasıyla rahat bir nefes aldı.

Ambulanslar, etrafta tehlike olmadığına kanaat getirildikten hemen sonra oraya gelirken Songül, beyaz pikapta sağ kalan adam, vurulan öğrenci ve panik atak geçiren bir kaç kişi ambulanslara alındı. Hızla hastanelere götürüldü. Sadi de öğrencilerin bulunduğu ambulanslardan birine bindi.

******

İstanbul trafiğinde hızla ilerleyen ambulanslara, önce Sadi'nin ve öğrencilerin bulunduğu ambulans hastaneye ulaştı. Kontrol amaçlı gelen öğrencilerde çok sıkıntı yoktu. Sadi vurulan öğrenciyle hastaneye girerken odadan içeri alınmadı. Gelen diğer öğrencileri kontrol ederken bir anda sesler duymaya başladı.

"35 yaşında kadın. Sağ omzundan silahlı yaralanma. Kan grubu A Rh pozitif. Çok fazla kan kaybetti. " Sadi yanlarından hızla geçen sağlıklıçılar ile adının Songül olduğunu öğrendiği kadına baktı. Omzuna konulan spançlar kan ve tentürdiyotla kapalıydı. Songül'ü götüren hemşirelerden ameliyathaneye götürdüklerini öğrendi.

Gözlerini Songül Komiserin gittiği yerden ayırmazken mavi okyanusları öfkeyle karardı. O Yedi Emin'di ve bunu Osman Baba'nın yanına bırakmayacaktı. Çocukların yüzlerindeki o korku için onu bulup haddini bildirecekti. Telefonu bir kez daha çaldığında arayan kişinin başsavcı olduğunu gördü. Sakin bir yere geçip telefonu açtı.

"Alo."

"Sadi Bey, okulunuzun gezi otobüsü saldırıya uğramış. Geçmiş olsun. Öğrenciler nasıl? "

"Her şeyden haberiniz varsa durumlarını da biliyorsunuz diye tahmin ediyorum."

"Haklısınız. Biliyorum. Sizinle gelişen olaylar hakkında konuşmak ve yeni bilgiler vermek için depoya gelmenizi istiyorum."

Sadi'nin şuan da isteyeceği en son şey hesap vermekti. Vermezdi. Ama yeni bilgiden kastını merak etmişti.

"İfade vermem gerekecek." dedi Sadi.

"Kartal Ateşi, Sadi bey." dedi ve kapattı telefonu savcı. Cebindeki kolyeyi yokladı. Yerindeydi. Haber almış gibi ona yaklaşan hastane polislerine baktı. Polislerden biri konuştu.

"İfade vermeniz gerekiyor."

Sadi şüpheyle baktı onlara. Bu savcının elinin kolunun nerelere kadar ulaştığını merak ediyordu. Bunlarında savcıya bağlı olup olmadığını merak etti. Cebinden Kartal Ateşi kolyesini çıkartıp gösterdi. Polisler kafalarını sallayıp yol verirken Sadi hızla dışarı çıktı. Önce Yaver'i arayacaktı. Yapılması gerekenler vardı.

ATEŞ HATTINDA - SADGÜL Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora