She

"Kadınlar aciz ve kırılgandır"

Roronoa Zoro yani namı değer Doğu iblisi aslında herkesin sandığı gibi korkutucu değildi.

Ah, hayır öyleydi ancak sandığınız gibi "önüme geleni keserim!" Diyen biri değildi.

Onun böyle anılmasının tek nedeni Zoro'nun küçükken ilk arkadaşı ile beraber verdiği "En büyük kılıç ustası olma" sözündendi.

Zoro şimdi o anıları her hatırladığında için de hem bir mutluluk yeşerir, hemde derin bir öfke.

Size bunun nedenini anlatmam için ise geçmişe, yani yaklaşık 10 yıl öncesine götürmem gerekir.

...................................

"Soraaa!!!!" Diye bağırdı uzun boylu kıvırcık kırmızı saçlı bir oğlan, büyük ağaçların ardından sesini duyurmak için.

Ancak adı haykırılan kız bunu görmezden gelerek, çalışmasına devam etti. Ta ki o oğlan çocuğu bir anda ortaya çıkıp, Sora'nın ödünü kopartana kadar.

"Hey, neden cevap vermedin?" Diye sordu çocuk Sora'nın korkmasına kıkırdıyarak.

"Git başımdan Aoro çalıştığımı görmüyor musun?" Diye sinirle söyledi uzun ve güzel yeşil saçları olan kız hala gözlerini savurduğu bambu kılıçtan ayırmadan.

(Zoro'nun ismi Sora çünkü Zoro erkek ismi sonrasında ne olduğunu anlarsın ve hayır Sanji'nin annesi yüzünden adını bu koymaya karar vermedim.)

"Ne zamandan beri bir iştesin?" Diye şaka yapmaya çalıştı Aoro ancak Sora'nın gözünü devirdiğini görünce konuyu değiştirdi.

" Neden biraz mola verip bizimle eğlenmiyorsun?"

" Çünkü dediğim gibi çalışıyorum"

Aoro Sora'nın biraz daha yanına yaklaşıp somurtarak, "Ehh... Hadi ama! Biz daha sadece 9 yaşındayız!"

" Onu kendin için söyle ben gelecek ay 10 oluyorum" dedi Sora biraz gururla.

"Ah" dedi Aoro sanki yeni birşey fark etmiş gibi. " Sen benden büyük müsün?"

Sora başını salladı ve antremanına devam etti ancak bu çalışması yanına sokulup boylarını ölçmek için elini kunlanan çocuk sayesinde kesildi.

" Ama baksana" dedi elleri ile yaklaşık 15 santimlik bir açıklığı göstererek " ben senden çok daha uzunum"

Sora çocuğu ittirdi ve somurttu. Bunu onun yüzüne vurmasına gerek yoktu değil mi?

Zaten herşeyi Sora dan daha iyiydi. Buna rağmen onun sahip olduklarına erişemeyen birisini neden böyle rencide ediyordu?

Yere düşen çocuk ağlamak ya da üzülmek yerine gülerek kalktı.

" hadi Sora dojo başlamak üzere geç kalmak istemeyiz değil mi?"

Yeşil saçlı kız başını hafifçe salladı ve mutluluk ile şarkı söyleyen çocuğun peşine takıldı.

Bir yerden sonra çocuk Sora'nın elini tuttu.

Açıklamasına göre yeşil saçlı kızın çok kaybolmasından bıktığı için bunu yapmıştı.

Ancak aslında çok kaybolmamıştı. Sadece 14 sefer patikadan çıkmıştı ve bir seferde düz yolda yürürken bir anda arkasına dönmüştü ama bu kadardı.

Abartılacak bir şey yok.

...........................................

"Sora! Sora! Sora!"