Bölüm-4 |Nişanlı|

697 30 18
                                    

"Potter benim kardeşime aşık olmuş ha!" dedi Theodore

O sırada yanımızda Riddlelar olduğunu unutmuştuk.

"Yarın senden güzel bir performans beklemeliyim o zaman." dedi Tom ve kalktı. Ardından Mattheo da kalktı ve bana göz kırpıp Tom'un arkasından o da yukarıya çıktı.

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Mattheo denen Riddle'nin bana göz kırpmasıyla kaşlarımı çatmıştım. Cidden şu Riddle beni etkileyeceğini mi sanıyordu? Belki yakışıklı, boyu posu olan endamlı biri olabilirdi ama aynı zamanda da çok fazla 'play boy' olduğunu da belirten bir havası vardı.

"Leo?" Pansy'nin sesiyle düşüncelerimden arındım ve ona odaklanmaya çalıştım. Az önce bizimkilerin oturduğu yerlere baktığımda ortak salondan çıktıklarını anladım ve bu demekti ki Pansy bana o soruyu soracaktı.

"Efendim Pans?"

Pansy'nin diyeceği şeyi önceden anladığım direk kafamı iki kere 'hayır' anlamında oynattım. O da istediğini alamamış olacak ki öfleyip pufladı.

"Hadi ama Leo! Hiç mi beğenmedin?"

"Sana hayır anlamında işaret yaptığımı sanıyordum Pans." dedim ve devam ettim.

"Çok 'play boy' havası var. Belki kendisi hoş olabilir fakat daha yeni tanıştık ve ilk tanışmamızda bile bana bunları dedirttiyse sonra neler derim kim bilir?"

"Belki gecenizin nas-"

"PANSY!" diye bağırdığımda

"Aman be, sana da yaranılmıyor! Trip atıcam sana yanıma gelme. Ama eğer sensiz yapamam, barışmak istiyorum canım arkadaşım dersen eniştemide getir." dedi ve odasına çıktı.

"Cidden beni çıldırtıyorsun!" diye arkasından bağırdığımda yukardan ses geldi.

"Eniştem gelsin sakinleştirir o seni." dedi Pansy bağırarak.

Ben de oturduğum koltuğun önündeki masadan raatgele bir kitabı aldım ve biraz kitabı okuyup odama çıktım ve yattım.

Sabah kalktığımda kahvaltıya daha vardı. Aslında daha yatabilirdim ama Pansy'nin odama dalmasını istemediğim için astronomi kulesine çıkmaya karar verdim.

"En sonunda!" dedim ve son basamağa bastım. İçeriye kafamı uzattığımda içerde kimsenin olmamasının üzerine bir 'Ohh..' çektim çünkü son zamanlarda gece-gündüz fark etmeksizin buraya öğrenciler gelip duruyorlardı. Sanırım kendime zaman geçirmek için yakınlarda yeni bir yer bulmalıydım.

'Ve bir tıkırtı geldi. Hayır! Burada yanlız değil miydim yani? Boşuna mı sevinmiştim?' diye düşünürken bir tıkırtı daha geldi.

"Hey kim var orada!" dediğimde ses gelmemişti. Ben de az önce tıkırtı sesinin geldiği yere doğru sessiz adımlar atıyordum ve onu gördüm. Beyaz gömleği kana bulanmıştı.
Onu öyle görünce bir kaç saniye duraksadım.

Keith bana bakıyordu.

"Sana süpriz yapmak istemiştim." dedi bir gülümseyle

"Sana ne oldu böyle?"dedim sesimin sert çıkmasına dikkat ederek

"Ne o beni hiç özlememiş gibisin." dedi ve bana sarıldı.

"Bana bu kadar yakın olmayın lütfen Bay Davis."

"Hadi ama insan evleneceği kişiye soy adıyla seslenir mi?"

"Peki öyle olsun Bay Davis."

᯾¹⁷³ 𝑌𝚤𝑙𝑙𝚤𝑘 𝑁𝑜𝑡𝑡 𝑃𝑟𝑒𝑛𝑠𝑒𝑠𝑖᯾Where stories live. Discover now