"Ölürüm ulan size" Sol gözünden akan yaşı başını çevirerek hızla silmişti. Normalde asla ağlamayan adam son bir aydır resmen kendisine hakim olamıyordu. Karısın yıllardır böyle huzurlu görmemişti.

"Tamam aslanım, siz diğer arabayla gelin o zaman araçları havalimanında Ercan ile İstanbul'a yollatırız." Babalarını onaylayan gençler hemen arka taraftaki araçlarına geçmişlerdi.

Mirzat Bey ise arabasına bindiği an tüm evlatlarının ve can eşinin yanında olduğu hissiyle yıllar sonra ilk kez nefes aldığını hissetmişti. Dünya onun için şu andan itibaren anlam kazanmıştı.

"Mirzat bitti mi ? Gidiyor muyuz?" Kafasındaki düşüncelerle yola odaklanmış adamın dikkati az evvel uyanmış Leyla Hanım'ın sesiyle dağılmıştı.

"Bitti yavrum."

Leyla Hanım kocasının söyledikleriyle mutlulukla gülümseyip kucağında uyuyan güzel bebeğinin saçlarını okşamıştı. Artık kızını kimseye bırakmayacaktı, kimse de ondan alamazdı. Vermezdi. Çok, çok güzel bir genç kız olmuştu minik bebeği.

"Çok çekingen Mirzat, kendisini fazla sıkıyor tam alıştı diyorum sonra bir şey oluyor ve yine gözleri buğulanıyor"  Leyla Hanım gerek karakolda gerekse mahkemede kızının yanından bir an olsun ayrılmamıştı. Onun kendisine güvendiğini biliyordu.

Genç kız gün boyunca kendisiyle konuşmak isteyen insanlara cevap vermeden önce bile onay almak için Leyla Hanım'ın gözlerinin içine bakmıştı. Mihra Arslanoğlu her ne kadar henüz kabullenemese de şimdiden annesiyle arasında bir bağ kurmaya başlamıştı.

Ancak buna rağmen tamamen rahat olmadığı anlaşılıyordu ve bu durum Leyla Hanım'ı oldukça üzüyordu.

"Kolay şeyler yaşamadı güzelim sen de biliyorsun. Ona biraz zaman tanımalıyız sonra eğer isterse terapiye  gidebiliriz." Leyla Hanım kocasının söyledikleriyle başını onaylarcasına sallamış kızının saçlarında olan ellerini çekmeden okşamaya devam etmişti.

Kızı ne isterse o olacaktı. Bunca yıl yavrusunun bir başına yaşadığı onca şeyden sonra zaten vicdanı sızlayan kadın şu saatten sonra kızını üzecek hiçbir şeye ne müsaade eder ne de sebep olurdu.

Sessizleşen karısıyla huzursuz olan adam bu ortamı bozmuştu. "Uçuşa daha var Leyla'm o zamana kadar bir şeyler atıştıralım dedik hem sen hem çocuklar doğru dürüst bir şey yemediniz günlerdir."

Kızının yüzündeki bakışlarını kaldıran Leyla Hanım kocasının her zamanki gibi kendisini önemsememesiyle kaşlarını çatmış sinirle söylenmişti.

"Sen de bir şeyler yiyeceksin Mirzat efendi kaç gündür kahve dışında bir şey gitmedi midene farkında değil miyim sanıyorsun." Böyle zamanlarda kendisini asla umursamayan adamla sinirleri bozuluyordu. Kocasının kendisini suçlamasından ve bu sebeple cezalandırmasından nefret ediyordu.

"Artık bakmamız ve görünen o ki birçok şey öğretmemiz gereken küçük bir kızımız var. Bunun içinse öncelik kendimize bakmamız değil mi hayatım ?" Leyla Hanım kızını uyandırmamak için sessizce konuşsa da sözlerinin gerekli yere ulaştığını biliyordu.

"Tamam da tamam demedik bir şey hatun bakma öyle sinirli korkayrum" Mirzat Bey'in karısına takılmasıyla yüzü gülen Leyla Hanım günler sonra yavaş yavaş eski huzurlarına kavuşmaya başladıkları için çok mutluydu.

"Mirzaat" Ağzını kapatarak kıkırdayan karısının nazlı sesiyle gülümseyen Mirzat Bey karısını güldürebilmenin rahatlığıyla sırıtmıştı.

Kaç yıl geçerse geçsin ne kadar yaşlanırsa yaşlansınlar birbirlerine olan aşkları asla azalmamış aksine birbirlerine daha çok bağlanmışlardı.

MİHRAWhere stories live. Discover now