20. BÖLÜM - YEMEK

En başından başla
                                    

Şaşkınca ona baktım, olması gereken aslında buydu fakat ona sesli bir şekilde hiç ismiyle hitap etmemiştim.

"Peki..."

"Neymiş küçüğüm, tekrar et."

Kalbim çarparken yutkundum ve gözlerimi gözlerine diktim.

"Peki, Keskin."

Dudakları memnunca kıvrıldı ve önümden çekilerek aşağıya inen merdivenleri gösterdi.

"Hanımlar önden."

Hafifçe eğilerek ona teşekkürler ettiğimi gösteren bir gülümseme sundum.

Merdivenlerden iniyordum ama sırtım tamamen yanıyordu. Çünkü gözlerini sıcak bir ateş gibi tam vücudumda hissediyordum.

Benim topuklu ayakkabılarımın cılız sesini, onun rugan ayakkabılarının tok sesi bastırıyordu.

Aşağı kata indiğimizde çalışanlar anında gülümsedi.

Hepsinin hayran hayran bakışları yanaklarımı kızartmaya yetti, tam o anda belimde onun elini hissettim. Belime elini koymuş ve sanki çalışanlara birlikteliğimizi sergiliyordu.

"Hera artık bizden ayrılmayacak." dedi ve bana bakarak gülümsedi.

"Hera'ya olan davranışlarınıza dikkat edin, ona karşınızda ben varmışım gibi itaat edin."

Eğildi ve boynuma küçük bir öpücük bıraktı, rüya mıydı bu?

Akif ile göz göze geldim, öyle içten gülümsüyordu ki.

Kapı çaldı, Keskin derin bir nefes alarak çalışanlara döndü.

"Salonun perdeleri kapalı mı?"

"Evet efendim." dedi Selda.

"Hera ilaçlarını aldı mı?"

"Tam üç saat önce efendim." diye atladı Aysel.

"Çağırdığınız kişilerin raporunu alayım."

"Anıl, Erkan ve Demir. Üç yakın arkadaşınız, efendim." dedi Akif.

Keskin, Akif'e gülümsedi ve elimden tutup parmaklarımızı iç içe geçirerek birbirine kenetledi.

Sevgililer gibi.

Kapıyı yavaşça açan Lucas eğilerek içeriye geçmeleri için elini uzattı.

Üç erkek gülerek içeriye girdiler, tam o sırada el ele tutuşmuş bizi gördüklerinde üçü birden kapının önünde donakaldı.

Uzun uzun tek kelime etmeden ellerimize baktılar, sonra üçü birden şaşkınca bana baktı.

Arkalarından kapatılan kapının sesi ile kendilerine gelmeyi başardılar.

"Ciddi mi lan bu?" dedi başta duran adam, hâlâ şaşkınca bakmaya devam ediyordu.

"Bu pezevenk şu an karşı cinsten birinin elini sıkıca tutuyor mu?" dedi ortadaki adam, bunu söylediği an yanındaki kafasına vurdu.

"Sanki kendi cinsinden birinin elini tuttuğunu gördün."

Çalışanlar birden gülmeye başladı Keskin'de onların gülüşüne eşlik etti.

"Hadi, boş muhabbeti kesinde yemeğe geçelim."

"Senin evde sakladığın ve duygularını baştan yaratan kadın bu mu?"

Keskin gözlerini devirdi.

"Sence, Anıl?"

"Ne bileyim oğlum, ters köşedir falan."

RANDEVUEVİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin