11: (storyteller)

341 50 15
                                    

"Son kontrolleri de tamam."

Jisung, Dori'nin çenesinin altındaki yeri biraz sevdikten sonra, ödül maması vermek için arkasını döndü.

"Çok uslu, iğne olurken biraz sızlansa da bir kediye göre çok uslu."

Minho, Dori'nin kafasını öptükten sonra bana başını salladı ve elini kafasına götürüp yakınmaya başladı.

"Dongie ve Sonnie aklıma geldikçe ne yapacağımı bilemiyorum, o kadar hırçınlar ki."

Minho'nun aklına kedileriyle yaşadığı anlar gelince titrer gibi olmuştu ve nutku tutulmuştu. Jisung, onun bu hallerinden durumun baya vahim olduğunu anlamış olmalıydı.

"Neyse..."

Minho, kediyi yavaş yavaş oradan kaldırıp sepetinin içine koydu. Koymadan önce kedinin kafasından öpmeyi ihmal etmedi, sonuçta kızının canı yanıyordu ve ilgiye ihtiyacı vardı.

"Boş zamanın var mı?"

Jisung biraz sevimlilik yaparak gülerek öneriyi sunduğunda, Minho'nun yüzünde bir tebessüm kazanmıştı. Bu teklifi geri çevirmek onun için bir aptallık olurdu.

"Bay Huh, çıkabileceğimi söylemişti, sen de buradayken birlikte vakit geçirelim istedim."

Minho içinin sıcacık olduğunu hissediyordu; Jisung onun kalbini sıcacık yapıyordu.

"Tabii ki olur, ama önce Dori'yi eve bırakmalıyım."

Jisung hemen atıldı ve "İstersen birlikte bırakalım, sonra da kafeye geçeriz." dedi. Minho ona gülerek başını aşağıya yukarıya doğru salladı. Jisung aldığı onay ile her an gök yüzüne uçabilecek gibi hissetmişti.

"Bay Huh, ben çıkıyorum."

Veterinerin olduğu odadan "Tamam." sesi yükselmişti. Üstündeki önlüğü hemen askılığa astı ve kenarda duran omuz çantasını kaptı.

Minho ile ilk defa yalnız kalmasa bile, kalbi sanki ilklerini yaşıyor gibi tepkiler veriyordu. Jisung hayatında kimseyi sevmemişti; seviyor sanıyordu her seferinde. Bu duygular, onun için bir ilkti.

Minho için de farklı bir şey diyemedik, o da hiç kimseyi uzun süreli sevdiğini hatırlamazdı.

İkisi gülerek ilerken bir yandan muhabbet ediyordu, arada Jisung, Felix ile mesajlaşıyor. Pot kırdığı için de Minho'dan da özür diliyordu, Minho ise her seferinde sorun olmadığını dile getiriyordu.

"Üzgünüm, sadece Felix'ten saklamak istemedim. Bunu bilmesi ona özgüven bile kazandırır hatta. İyi yanından bakacaksak, Hyunjin'i yola getirebilir."

Minho onun bu paniklemiş halini sessizlikle izliyor, bir yandan da gülümsüyordu. Şu an ne kadar tatlı olduğunun farkında bile değildi diye düşünüyordu; bu hallerini görecek ise pot kırmasına razıydı.

"Sorun değil Jisung, gerçekten, ayrıca dediğin gibi. Onlar bunu fark edip birbirleri ile konuşmalılar. Bizim yapacağımızdan daha çok iyiliği kendileri için yaparlar."

Jisung, Minho'nun bu kadar güzel konuşmasına bir hayli etkilenmişti.

Jisung aklına gelen şey ile hemen telefonunu çıkarmış, şarkı açacaktı.

"Bu aralar sürekli aklımda dolanıp duran bir şarkı var, seninle paylaşmak istiyorum."

Telefonunu ortaya koyup ikisinin de bakmasını sağlamıştı, yüz tanıma sistemi ile açılan telefon Felix'le olan son mesajlarını açmıştı.

Minho gördüğü resim ile gözlerini tamamen açmış, şok olmuştu. Bunu Jisung'a belli etmemeye çalışsa da Jisung onun gördüğünden emindi.

Elleri panikle titrerken hemen konuşmadan çıkmış, dediği şarkıyı bulmak için titreyen parmakları telefon yüzeyinde gezip duruyordu.

Utanmıştı...

Hem de çok utanmıştı...

"Ya ben komik resimler yapmayı seviyorum biliyorsun."

Minho ona tuhaf tuhaf bakarken Jisung onun bakışları altında daha da ezildiğini hissediyordu.

Sıçmıştı ve daha da kötüsü sıvayamıyordu.

🐈

Dori's Name » SKZ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin