2. Bölüm

4.1K 405 71
                                    

Malikaneye giden yolu iki parmağımla araladığım perdenin arkasından izliyordum. Demir kapı biz yaklaştığımızda açıldı, uzun çalılar her yeri örtüyordu. Süs havuzunun yanından geçtik, otomatik sulanan bahçeden gözlerimi çekemedim. Malikaneye açılan yolun kenarlarına arabalar bırakılmıştı ama ben hiçbirinin King'in özel aracı olduğunu sanmıyordum, daha çok adam kaçırmak için kullanılıyor gibiydiler.

Araba durduğunda perdeye bakmayı kestim ve King'i izledim. Beni beklemeden kapıyı açtı ve sonra çıkmam için önünde durdu. Onun olduğu tarafa doğru kaydım ve çantama uzanıp hızlıca arkasından indim. Araba arkamdan gitti, King önüme doğru bir adım attı lakin ben kafamı kaldırmış bir biçimde ancak filmlerde gördüğüm evin kopyasına bakıyordum.

"Bir kişi için hiç ideal değil." Mırıltımı duyduğunda bana değişik bir bakış attı, ben de ona yabancı bir şekilde gülümsedim.

King çenesiyle içeriyi gösterdiğinde önüne geçip yürümeye başladım. Hemen arkamdan geliyordu, sanki ev onun değil benimdi. Koca kapıdan içeri girdiğimde ikili merdivenler beni karşıladı, her yer ışıldıyordu, bu yüzden buradan nefret ettim. King'in sesini duydum. "Logan geldi mi?"

"Beş dakikaya gelecektir Bay King." dedi bir kadın.

King ona bir daha cevap vermedi ve küçümseyici bir şekilde bana döndü. Elbisem buruşmuştu, ayakkabılarımdan dolayı yürüyemiyordum, hava buz gibiydi ama üzerimde bir ceket bile yoktu bu yüzden titremeye başlamıştım.

"Takip et." dedi ve yine beklemeden önüme geçti. Merdivenlerin arasından devam ettiğinde beni izleyen hizmetlinin garip bakışlarına aldanmamaya çalıştım, topuğum olmadığı için seker gibi yürüyordum. Sonunda dayanamadım ve homurdanarak ayakkabılarımı çıkardım, elime aldım. Arkamdan bakan kadının onaylamaz sesler çıkardığını duydum, Bay Drake ise kendinden ödün vermeden ilerliyordu.

Karanlık kısımlara ışık açmadan ilerledi, rastgele bir kapıyı açmış gibi görünse bile önceden düşünüp hareket ediyordu. Bir koltuk takımı ve koca kitaplıklar olan odadaki tekli koltuğun arkasına ceketini attı ve bana bakarak oturdu. Aramızda sehpa kaldı, karşısını gösterdi. Ayakkabılarımı elimden bırakmadan usulca karşısına geçtim, dizlerimi birbirine yapıştırdım.

Tekrar bacağını bacağının üzerine attı ve aynı şekilde arkasına yaslandı, gömleği üzerinde gerginleşti. Kravatını gevşettikten sonra üstten iki düğmesini açtı. Onun beni izlediği şekilde onu izliyordum ve kolunu hareket ettirdiğinde göğsüne doğru uzanan bir siyahlık gördüğümden emindim.

"Keşke otuz beş isteseydim."

Söylenmeme gülümsedi. "Laf ağzından çıktı." Hesabından eksildiğini bile fark etmeyecekti ve pinti olduğunu düşünmüyordum. "Altı ay sonunda alacaksın."

"Bu hafta işe gitmem gerekecek."

Dudağının kenarı kıvrıldı. "Kız arkadaşım garsonluk yapmaya devam etmeyecek."

"Küçümsüyor musun?"

"İhtiyacın olanı ben sağlarım."

Bacak bacak üzerine attım ve ayakkabılarımı kenara bıraktım. Parmağımı kaldırdım. "Beni satın almış gibi görünüyorsun, inandığın bu ve kısmen doğru." Kısmen değil, tamamen doğruydu, gözümü boyamıştı. "Ama sadece altı ayımı kilitledin. Kişiliğimden ödün vermeyeceğim ve bu koca yerde karşılaşmayacağımızdan eminim."

"Burada kalmıyorum Laura." dedi sakince.

Şaşırdım, nerede kaldığını sormak istedim lakin ben daha cümle kuramadan kapı hızlıca açıldı. "King," dedi içeri giren genç adam. Elinde koca bir çanta vardı, gecenin bu saatinde kalkıp geldiği için gömleği ve altındaki pantolon birbiriyle hiç uyumlu değildi. King o yaklaşırken ayağa kalktı ama ben kıpırdamadım. Elini uzattığında hemen tokalaştılar, mavi gözlü adamın Logan olduğunu düşündüm. Bana gülümseyerek baktı ve aramızdaki koltuğa hızlıca yerleşti. "Laura olmalısın."

OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin