asasız büyüler ve görünmezlik pelerini

2.4K 255 99
                                    

"Alohomora!"

Taehyung, kilidi sıkışan banyo kapısını her zamanki gibi büyüyle açmayı deneyip sonuç verecek mi diye birkaç saniye bekledi ve hiçbir şey olmayınca oflayıp daha sert bir şekilde kendisine çekti kapıyı. Tabiki büyünün işe yaramayacağını biliyordu ama günlük hayatında karşılaştığı sorunlarda ilk başvurduğu şey hep Harry Potter büyüleri oluyordu.

"Bir dahakine yanımda asamı taşıyacağım ve öyle deneyeceğim." diye mırıldandı banyodan çıkıp mutfağa doğru ilerlerken. Koleksiyonunda tam dört tane karakter asası vardı ve biriktirdiği tüm paraları Harry potter koleksiyon ürünlerine harcamaktan asla şikayetçi değildi.

Masada oturmuş kahvaltı eden annesiyle babasına "Günaydın." diyip selam verdi sakince ve onlardan da aynı şekilde sakin bir karşılık aldı.

Kim ailesinin sabah rutini olan kahvaltıları hep bu şekilde sessiz geçerdi. Taehyung, anne ve babasından önce masadan kalkıp okula gider, annesiyle babası da ondan kısa bir süre sonra kalkıp işe giderlerdi. Akşam yemeği vaktine kadar eve gelseler de Taehyung genelde odasında olduğundan yemekten önce onları görmezdi ve aynı şekilde yemekten sonraki zamanı da odası yerine salonda geçirmediği sürece onlarla çok vakit geçirmezdi. Yemekten sonra salonda oturan anne ve babasıyla herhangi bir sohbet dönmediği için orada oturmayı da tercih etmiyordu bu yüzden istisnalar dışında ailesiyle görüştüğü tek zaman dilimi yemek vakitleriydi.

"Derslerin ve okulun nasıl gidiyor Taehyung?" dedi babası e-postalarını incelediği telefondan başını kaldırmadan.

"İyi gidiyorlar, baba." diye karşılık verdi Taehyung da.

Bir diğer rutin de buydu. Her kahvaltıda ve akşam yemeğinde babası mutlaka okul durumunu kontrol ederdi ve Taehyung da genelde cevapları aynı olduğundan adeta bir robot gibi ezbere cevaplar verirdi.

"Herhangi bir sorun var mı?"

"Hayır, baba."

"Notların yüksek öyle değil mi?"

"Henüz 2. Sınavlar gelmedi ama öncekiler yüksek, daha önce de söylediğim gibi."

"2. Sınavların ne zaman?"

"2 hafta içinde başlıyor."

"Çalışıyorsun, değil mi?"

"Tabiki, baba."

"Aferin, çalış."

Babasınn otoriter ses tonuyla söylediği şeyleri Taehyung her gün duyuyordu. Her yemekte, her yan yana geldiklerinde.. Cevaplar hep aynıydı ama babası sormaktan asla sıkılmıyordu. Taehyung için sinir bozucu olan ise başka hiçbir şey sormuyor oluşuydu. Babasıyla çok nadiren okul dışında bir konudan sohbet ederlerdi.

"Başarısız olmanın nasıl bir şey olduğunu görmek istemezsin sonuçta, değil mi oğlum? Benim oğlumun benim gibi biri olması gerekiyor, itibarımız önemli sonuçta."

Ve sonra babası sanki Taehyung her sabah aynı paragrafı dinlememiş gibi "Başarı, Aile Adı, Mevki..." kavramlarıyla dolu nutuğunu çekmeye başlıyordu. Taehyung artık cümlelerini ezbere bildiği konuşmayı dinlemeden kafasını salladı sadece. Hızlıca yemeğini yiyip okula gitmek istiyordu.

"Çevremi biliyorsun, oldukça kalabalık. Ayrıca başarılı insanların çevresinde çok fazla kötü niyetli insan da oluyor bu yüzden açığımızı arayan kişilere koz vermemeliyiz. İsmimize layık bir evlat olmalısın, Taehyung. Bunu unutma."

Karnı doyan Taehyung babasına kafasını sallayıp tüm konuşma boyunca sessizce kendi işine odaklanan annesine de veda ettikten sonra hızlıca masadan kalkıp salona bıraktığı çantasını aldı ve evden çıkıp okula doğru ilerlemeye başladı.

my hero | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin