(Yazar: Bu bölümü yazarken aklıma Jonghyun & Taeyeon - Lonely şarkısı geldi. Şarkı medya da-)
(Yazar: Yazım yanlışı varsa üzgünüm.)
Kelime sayısı: 1129
~
_Zaman Atlaması_(Yarın. Cenaze bittikten sonra Eun-soo evde iken)
-Eun-soo'nun gözünden-
Eve girdiğimde direk odama gittim ve aynalı makyaj masamın sandalyesine oturup kendime baktım, ölü gibiydim. Hei-ran... O benimle konuşurken bir sürü ilaç içip birde üstüne konuşma bittikten sonra bileklerini keserek intihar etmiş... Aynadaki yüzüme bakıyordum gözaltlarım mosmor ve gözlerim ağlamaktan şişmişti. Oturduğum yerden kalkıp üzerimdekileri çıkartıp banyoya girdim. Banyomu yaparken Hei-ran hala aklımdan çıkmıyordu. Ah, Tae-seong kesin Hei-ran'nın öldüğünü duymuştur. Acaba Tae-seong benim yerime onunla ilgilenen doktorla anlaşabildi mi? Çünkü Tae-seong'la çoğu doktor ya anlaşamıyor ya da Tae-seong onları istemiyordu, bundan dolayı da ben onunla ilgileniyordum. Banyom bitince bornozumu giyip hemen çıktım. Tam iyice kurulanmış ve üzerimi giyiyordum, son olarak pijamalarımı giyerken telefonum çalmaya başladı. Üzerimi tamamen hızlıca giyinip hemen telefonda ki arayan kişiye baktım, Bay Park?
Eun-soo: Efendim Bay Park?
Bay Park: Aslında sana bunu dün söylemeliydim fakat Hei-ran olayı falan olunca-
Eun-soo: Bay Park ne oldu? Tae-seong ile ilgili mi?
Bay Park: Evet, o aslında... Dün, hastaneden kaçtı.
Eun-soo: Ne!? Ah, cidden... Of Tae-seong! Söylediğiniz için teşekkür ederim Bay Park.
Bay Park: Rica ederi- dedi ama sözü yarım kaldı çünkü yüzüne kapattım. Telefonumu yatağımın üzerine koyup makyaj masamın sandalyesine oturdum. Aynada kendime bakarken bir yandan da saçlarımı tarıyordum. Saçlarımı taramayı bitirince sandalyeden kalkıp yatağıma doğru adımladım. Ta ki komodinin üzerindeki Hei-ran, Tae-ryoung, Tae-seong ve benim olduğum bir fotoğraf görene kadar. Fotoğrafı elime alıp yatağıma uzandım. Fotoğraftaki halimiz liseli halimiz idi tabi ki de. Hei-ran ve Tae-ryoung... Gözlerim dolmuştu fakat bir yandan da gülümsüyordum çünkü anılar aklıma gelmişti.
_Flashback_(Lise 2, Hei-ran ile Tae-ryoung sevgili olduktan birkaç gün sonra)
Bu dersten sonra öğle arasıydı ve yemek yiyecektik. 35 dakikadır dersteydik, geriye 5 dakika kalmıştı. Bir süre sonra 5 dakika dolmuştu, zil çalmıştı. Öğretmen sınıftan çıktıktan sonra çoğu kişi sınıftan çıkmaya başladı -bizde dahil. Yemekhaneye gitmiştik ve tabiki de yanımıza Tae-ryoung ile Tae-seong gelmişti. Hepimiz sıraya girip yemeklerimizi alıp boş bir masaya geçtik. Hei-ran ile Tae-ryoung yan yana oturmuş birbirlerini besliyorlardı resmen. Ben ise Tae-seong ile yan yana oturmuş yemeğimi yiyordum;
Tae-seong: Bu pazartesi sınavlar başlıyor biliyorsunuz değil mi? Umarım çalışmışsınızdır.
Hei-ran: Ya hatırlatmak zorunda mıydın? Of.
Tae-seong: Niye? Çalışmadın mı?
Hei-ran: Evet.
Eun-soo: Ben birazcık çalıştım.
Hei-ran: Çalışmak mı diyorsun ona? Haha çalışma masasında uyuya kalan bendim ya zaten.
Tae-ryoung: Gerçekten uyuya mı kaldı?
