[𝚃𝚊𝚖𝚊𝚖𝚕𝚊𝚗𝚍ı]
Hogwarts'ın büyülü duvarları arasında büyülü bir yılbaşı!
Savaştan sonra Harry adapte olmakta zorlanır. Özellikle yılbaşı günü kayıpların yokluğu onu daha da depresif bir ruh haline sokar. Bunun dışında, Hogwarts'ta yılbaşı her...
Episodesongs:Sia = Snowman, Michael Bublé = Holly Jolly Christmas
[Yule: En uzun gecenin yaşandığı ve günlerin uzamaya başladığı gün olan kış gündönümünün kutlandığı bir bayramdır. Hristiyanlığın yayılması ile birlikte Yule adı 11. yüzyıldan sonra İngilizcede Noel anlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Yule, günümüzde bazı neopagan gruplar tarafından kutlanmaya devam edilir.]
[Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlandığı Hristiyan bayramıdır. Ayrıca Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milat Yortusu olarak da bilinir. 20. yüzyılın başlarından itibaren Noel, Hristiyan olmayanlar tarafından da kutlanan, dinî motiflerinden arınmış, hediye alışverişi etrafında yoğunlaşan bir bayram olarak da kutlanmaya başlamıştır. Bu seküler Noel versiyonunda mitolojik figür Noel Baba temel bir rol oynar.]
Bu hikayede Noel ve Yule aynı anlamda kullanılır. Büyücüler çoğunluk olarak Yule'u pagan inancına uyarak kutlarken Hristiyanlığın etkisiyle Noel olarak da kutlarlar. Yani Noel ve Yule birleşimi bir bayram olarak düşünün.
Yule 21 Aralık'ta başlar. Noel 25. Biz 25'ten başlayacağız ama bu hikayede kutlamalar 21'den itibaren başladı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
25 Aralık Yule/Noel
Ökse otu olayı aslında çok sevimliydi. Altında duran kişiler bir öpücük paylaşıyordu ve bu bir tür gelenekti, değil mi? Ama eğer büyülü bir okulda, Hogwarts'ta bulunuyorsanız ökse otları dehşet verici derecede sinir bozucu olabilirdi. Çünkü ökse otları öpücük almadan sizi bırakmazdı.
Harry koridorda yürürken onu takip eden gruba ters ters baktı. Onunla ökse otu altında kalmayı başarabilmek için her adımında peşinden en az üç kişi geliyordu.
Yaşayan Çocuğun, Voldemort'u yok edenin, dikkatini çekmek için yapamayacakları şey yoktu. Harry bunu istemiyordu. Bundan tam anlamıyla nefret ediyordu. Ölüm Yiyenlerle düşmancıl bir şekilde savaşmak bütün bu dalkavuklarla uğraşmaktan daha kolaydı. Harry sadece huzur istiyordu ve hadi ama, yaptığı onca fedakârlık ve kaybettiği onca insandan sonra ona biraz huzur veremezler miydi?!
Kaşları çatıldı. Zümrüt yeşili gözleri son zamanlarda oraya yerleşmiş kalmış gibi görünen bıkkınlık ile kararmıştı. Yönünü merdivenlere çevirdi. Bugün eskisi kadar gösterişli olmasa da küçük bir Yule Balosu yapılacaktı. Herkes bir eş seçmişti ve ünlü kahramanın eş seçmemesi onu açık av haline getirmişti.
Harry lanet baloya gitmeyi planlamıyordu bile!
Gözleri bir ökse otunu daha yakaladı ve büyük bir kıvraklıkla, onu ota doğru itmeye çalışan iki kızdan da kaçarak koşmaya başladı. Ani hamlesini beklemedikleri için bir an arkasında kaldılar. Harry bundan faydalanıp sola döndü. Sonra sağa ve sonra tekrar sağa ve sonra da sola. Kırmızı kalın, tozlu perdelerin arkasına kendini atıp eliyle hızlıca duvarı yokladı.
