14:Sonsuza Kadar Seninim

Start from the beginning
                                    

Kadına ters ters bakan Jungkook iğrendiğini belli edercesine bir surat ifadesi takınmıştı.Burnu kanayan adam elleriyle kanamayı durdurmak için kırılan burnunu sıkı sıkı  tutuyordu.

"Bana bak bana."

Gözlerini saçlarından tutup kafasını kaldırdığı adama dikti.Ondan kesinlikle iğreniyordu.

"Şimdi defolup gidiyorsun buradan, bir daha adımı atarsan seni yaşatmam."

Hızlıca başını sallayan adam ayaklanıp yanında onunla gelen kadınla birlikte hızla çevreden uzaklaştılar.

Duvara yaslanmış bir şekilde duran Taehyung oldukça yorgun görünüyordu.Ailesi onu yoruyordu bütün enerjisini sömüren ruh emicilerden farksızlardı.

"Sen iyi misin?"

Yere çömelen sarışının yanına eğilen Jungkook öylece yere bakan Taehyung'u izledi.

"İyiyim...yani sanırım."

"Bana kızmadın değil mi?Babana vurdum."

"O benim babam değil.Sadece yabancı"

Taehyung ailesiyle yabancı olalı yıllar oluyordu.Yönelimini ailesiyle paylaştığı gün zaten o ailenin evladı olmaktan çıkmıştı.Bu günlere tek başına gelmek zorunda kalmıştı.

Henüz on yedi yaşında okuyabilmek için erkenden iş hayatına atılmıştı.Derece yaparak üniversite kazanabilmişti.Kalbi kırık ama bir o kadar da hırslı bir gençti.

"Dolaşmak ister misin?"

Bir süre düşündü gerçekten ona şuan ne iyi gelirdi bilmiyordu.Belki de Jungkook ile birlikte biraz yürüyüz iyi gelebilirdi.Sahiden Jungkook ona çok iyi hissettirebilirdi.Kumralın esmerin üzerinde böyle bir gücü vardı.

"Evet isterim."

Yerden kalkan Jungkook keyifsiz olanı koltuk altlarından tutup kendine doğru çekti.Sanki her an kırılabilecek porselen bir bebeği tutuyormuşçasına hassastı.Kendisine nazaran daha ufak kalan beden kolları arasında mırıldanıyordu.

"Sarılmak iyi hissettirir...yani bana iyi hissettiriyor."

Jungkook'un dedikleri ona çok sevimli gelmişti.Kollarını sevdiği adamın sırtında sıkıca birleştirdi.Bu anın bitmesini istemiyordu bu yüzden adeta ellerini birbirine yapıştırmıştı.Eğer Jungkook ondan kurtulamazsa hiçbir yere gidemezdi.

"Sonsuza kadar böyle kalamaz mıyız?"

Fısıltıyla söyledikleri Jungkook'un gülümsemesine sebep oldu.

"Çok mu hoşuna gitti?"

Yatıştırıcı ses tonu şuan Taehyung için dünyadaki en güzel senfoniydi.Huzurun tanımınından artık emindi.Jungkook farkında olmadan Taehyung'un evi,güvenli yeri olmuştu.

Teselliyi bulduğu yer kumral saçlı çocuğun kollarıydı.

"Buradan gitsek olur mu?"

Taehyung'un isteğini geri çevirmeyen Jungkook yavaşça kollarını ayırıp esmer uzun elleri tuttu.

"Olur gidelim buradan."

Çiçek bahçesini andıran gülüşüyle ne kadar mutlu olduğunu belli oluyordu.
Elini bırakmayan Jungkook usulca Taehyung'u istediği yere götürüyordu.

"Nereye gidiyoruz?"

El ele olan elleri Taehyung'un dikkatinden kaçmamıştı.Jungkook artık bazı şeyleri aşmış gibi görünüyordu çekinmeden kalbini dinliyordu.

"Gidince ögrenirsin."

Yol boyu ikiside tek kelime etmemişti sadece sessizliğin getirdiği huzuru tadıyorlardı.İkisi de farkında olmadan birbirilerinin ruhun güc veriyordu.El ele olan elleri ikisine de bitmek bilmeyen bir güç aşılıyordu.Onlar bunun nedenini sadece temiz havadan kaynaklı olduğunu düşünüyordu ama aslında ruhları birbirilerini iyileştiriyordu.

What's Up Boy? | Taekook ✓Where stories live. Discover now