O yağmur yağdığında aklınızda kalacak bir anıyı beyninizde canlandırmak için neler veririm biliyor musunuz?

Çok pişmanım.

Yapmak isteyip de ertelediğim her şey için.

Temmuz 28

Gülümseyerek defterimi kapattım.Bu ne benim ne de defterimin alışık olduğu bir durumdu.İki seneyi-ki bana göre daha uzun bir vakit- deftere sığdırdığımdan olsa gerek kapağını açtığım anda sanki defterimden yüzüme doğru buhranlı bir hava gelirdi. 

En son kolumu kaldırmaya gücüm yokken yazdığım cümlelerdi bunlar.Ellerimin takati kalmamış halde defterimin beyaz yüzeyinde eğikce gezinişini hatırlıyorum.

Çoğu kez kalemimin metal tarafından yamuk yumuk yansıyan yansımama bakıp uzun uzun dalıyorum.

Solgun yüzüme,bir bandanayla örttüğüm saçsız başıma...

Bir keresinde hiç unutmam,yanıma bir arkadaşım gelmişti ben o halde kendime dalmışken.Aceleyle defterimi kapatıp baygın ancak mutluluğumu da belli edercesine gülümsedim yüzüne.

Yanımdaki koltuğa oturup uzun uzun sohbet etmişti benimle.Sanki hiç hasta değilmişim gibi herkesden farklı olarak "nasılsın "dememişti.

Bu iyiydi,iyi hissettirmişti.

Evimdeki yatağımda beni  ziyarete gelen bir arkadaşmış gibi gelmişti gözüme. Ta ki konuşma sırasında yakındığı ana denk.

Sıkılmış derslerden.Bıkmış dershane yollarından.Sevmiyormuş matematiği,hemen bitseymiş bu dönem de rahatlasaymış...

Gözlerim komidinimin üzerindeki test kitaplarıma düştü. Annem ve babam sanki normal bir hastalık geçiriyormuşum da  hemen bitip sınava girecekmişim gibi almışlardı ihtiyacım olan her şeyi.

O an küçümsemedim tabii yakınmasını. Ama hayat bu kadar değil demek istedim,sustum.Bu sadece küçük bir eşik, daha büyükleri var demek istedim.Yüzümde buruk bir gülümsemeyle dinledim hayalindeki mesleği.Ardından gitti.

Kafamı geriye atıp yumdum gözlerimi.Hayır dedim.Ecmel her şey bitmiş gibi yapamazsın.Hastalığı veren dermanı da vermez mi?

O an bir ritim tutturdum kafamda.Her sıkıntıya girdiğimde içimden tekrar edip dilime pelesenk oluşturdum.

Allah verir,Allah alır.Sen bilmezsin Allah bilir.

O an beynimde bir sahne canlandı.

Kocaman bir sınıfın içindeyim. Yeşil,sarı ve maviye boyanmış duvarlar var.Bir köşede müzik aletleri bi köşede kütüphane...Raflarda, şeffaf kutuların içinde bazıları tahtadan oluşan  sevimli oyuncaklar vardı.

Ortada beyaz önlüğüyle yüzümde kendimde şu zamana kadar çok sık görmediğim kocaman bir gülümseme...Şefkat,merhamet,sevgi akıyor gözlerimden.

Biraz kilo almışım,rengim bembeyaz değil, daha pembe. 

Yanıma,on beş çocuktan biri yanaşıyor pıtı pıtı. Öğretmenim diye seslenip kocaman sarılıyor belime.Ardından minik taşların olduğu bir bilekliği veriyor ellerime.

Ben hayatımda böyle güzel hediye almadım.

Bileğimde artık morlular ve iğne izleri yok.Oraya bu güzel hediyeyi takıveriyorum,içimdeki kıpır kıpır heyecanın yerimde durmamı engellediği anlarda.

Gözlerimi hızlıca açtım. Kaç gece uykusuzluktan izlediğim tavana, sanki orada sevimli bir şey görmüşüm gibi kocaman gülümser halde buldum kendimi.

İHTİRASIN YANIK TENİ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now