Computer Game, Taegyu

1

Bölüm notu: bölümde geçen T-H-Y isminin harflerini İngilizce (ti-eş-ey) okumalısınız. (Türkçe okuyunca tüm havası gidiyor..)

İyi okumalar, yorumlarınızı bırakmayı unutmayın.

_____

"Sıkıldım Yeonjun. Gidelim hadi"

"Ya bir sus. Az kaldı şunu bitirirsem gideriz."

"Babam eve gelecek. Geç kalırsam çok kızar"

"Tamam o zaman bekle toparlanayım"

Yeonjun masadaki kitaplarını toparlarken bir yandan da kapattığı bilgisayarı çantasına yerleştiriyordu. İşi bittiğinde çoktan hesabı ödeyip kapıya gitmiş olan arkadaşının yanına ilerledi.

"Bir dahakine ben öderim"

"Senin kartından ödedim zaten" Beomgyu büyük bir kahkaha patlatıp elindeki kartı arkadaşına uzattı.

"Piç"

"Bende seni seviyorum"

"Neyse bak aklıma geldi. Şu hackerı duydun mu? Devletin dosyalarına sızmış ama kimse ona dava açmamış. Bak bir tweette okudum. Tüm diplomatları tehtid edecek bilgilere sahipmiş. Ülkede sızmadığı sistem kalmamış ama kimse hala kim olduğunu öğrenememiş. Bir takma ismi vardı.. Neydi lan-"

"T-H-Y"

"Heh evet."

"Garip birisi. Kimseye bir şey yapmıyor ama kozları topluyor."

"Böyle aptal insanların varlığı yüzünden iktisat okumadım. Şimdi ben devlet işlerine girsem böyle şeyler başıma bela olup duracak" Yeonjun ailesinin uzun ısrarlarına rağmen devlet işlerindeki karışıklıklardan ve içeriden dönen çirkinliklerden nefret ettiği için iktisat okumayı istememişti.

"Öyle ama kendi halinde bir insana dadanma ihtimali de yok mu?"

"Vardır herhalde, insan birine üstün olduğunu hissettirmeye bayılan kişiliğini bastıramayınca böyle psikopatlar ortaya çıkıyor işte"

"Bu arada, o konuyu ne zaman anlatırlar acaba"

"Önümüzdeki konu o diyorlardı"

Konu kaynayıp sohbet başka bir şey hakkında devam etti. Dakikalar birbirini uzunca kovaladı ve on beş dakikalık yürüyüşün sonunda ikisi de yan yana olan apartmanlarına girdi.

Beomgyu babası henüz gelmemiş olduğu için tanrıya şükrettikten sonra üzerini değiştirip mutfağa geçti. Dün okuldaki kızlardan birinden tarifini aldığı çorbayı yapmak için malzemeleri çıkardı

Telefondan bakarak tencereye koyduğu malzemeler tamamlanınca suyunu da ekleyip altını açtı. Beomgyu yemek konusunda fazlasıyla yetenekliydi. O 13 yaşındayken, annesi kardeşini doğururken ölmüştü. Kardeşi de hasta doğduğundan birkaç günlükken ölmüştü. Ardından babası eve geldiği zamanların arasına uzun mesafeler koymaya başlamıştı. Bir kaç yıl içinde bir evlilik yapıp boşanmıştı. Bu dönemin bir kısmını teyzesinde geçirmiş ama iki yılın sonunda, 15 yaşına bastığı gün eve dönmüş ve kendi başının çaresine bakmaya çalışmıştı.

Okulda sürekli dışlanırdı, dersleri çok iyi olduğundan öğretmenler onunla çok ilgilenirdi fakat diğerleri ona aynı gözle bakmazdı. Görünüşü için onunla takılmak isteyen bir kaç kişi vardı fakat Beomgyu sahte olan şeyleri sevmezdi. Onlarda fazlasıyla sahte olduğundan hepsinden uzak durarak üç yılını geçirmiş ve ilk seferde çok istediği psikoloji bölümünü kazanmıştı.

İstediği bölümü kazansa da bu süreçte kendinden çok fazla şey kaybetmişti. Mutluluk hissi asla uzun sürmüyordu, zihni bulduğu her fırsatta ölümü ona hatırlatıyordu.