1. Bölüm

2.3K 81 14
                                    

Songül Acarerk, müdürünün odasından çıkarken son derece mutluydu. Yıllar sonra ilk defa böyle bir gülüş kondurmuştu dudaklarına. Sonunda başarmıştı. İstanbul'a gidecekti. İstanbul Emniyetinde Asayiş şubede görevine devam edecekti.

Mazlum müdürü o kadar darlamıştı ki en sonunda bunu kabul ettirebilmişti. İçi içine sığmazken dışarı attı kendini. Sigarasını yaktı ve bir nefes çekti. Banklarda oturan Ersin'in yanına doğru yürüdü.

"Kabul etti." dedi Songül. Ersin burukça gülümsedi.

"Sonunda başardın demek." Songül Ersin'in dediğini başıyla onaylarken sigarasından bir nefes daha aldı.

"Ne zaman gidiyorsun?"

"İzinliyim. Eve gidip eşyalarımı toplayacağım. Akşamda yola çıkarım."

Ersin kafasını salladı. "Bu kadar çabuk demek."

"Evet." dedi Songül.

"Seni özleyeceğiz. Ekip, Hazal, Junior Songül..."

"Ben de." dedi Songül. Ekiple işleri gereği birbirlerine canlarını emanet ediyorlardı. Hazal Ersin'in eşiydi ve Junior Songül onların minik kızlarıydı.

Songül hayatına kimseyi almazken Ersin, yaptığı kahramanlıktan sonra kızına Songül adını vermek istemiş ve Hazal da bunu kabul etmişti. Bir an da onların hayatına dahil olmuştu Songül.

"Onlara veda edecek misin?" diye sordu Ersin.

Songül kafasını salladı. "Eve geçmeden uğrarım. Vedalaşırım." dedi.

Biraz daha oturduktan sonra Songül kalktı. Önce karakolda ki odasından toplasan bir kutu çıkmayacak eşyalarını aldı sonra Ersin'lerin evine gitti. Hazal'a ataması çıktığını ve Ankara'dan gideceğini söyledi. Küçük Songül ile vakit geçirdi. Oradan ayrıldığında huzurluydu.

Eve geçtiğinde saat akşam altıya geliyordu. Eşyalı bir evde oturuyordu. Yanına alacağı bir kaç parça kıyafeti, ailesiyle olduğu bir fotoğrafı ve aklında kurduğu planları vardı.

Adını Şehnaz koyduğu arabasına binip İstanbul'un yolunu tuttu.

🔸🔹🔸🔹🔸🔹🔸🔹🔸🔹🔸🔹🔸🔹

2 Ay Sonra

Ankara

Emin Güngören, nam-ı değer Yedi Emin. Önceki gün düştüğü pusuda, onun yüzünden hayatını kaybeden küçük kızın oyuncağına bakıyordu. Oyuncak kanlıydı. Masum kızın kanlarıyla kaplıydı. Kafasını nefes almak için yukarı kaldırdı. Dışarıya bir arabanın geldiğini duydu. Gelenin can dostu, Yaver'i olduğunu biliyordu.

Dışarı çıktı. Arabaya bindi. Ne Yaver konuştu ne de Emin. Sessizce Ankara Emniyetine doğru gidiyorlardı. Araç Emniyetin önünde durduğunda bir süre beklediler.

"Hadi bakalım Yaver, vakit tamam."

"Ağabey, bir daha mı düşünsen."

"Çok düşündüm be aslanım... Bu hayat, hayat değil. Sen de Memleketine dön. Hayatında yeni bir sayfa aç, evlen. İnsan gibi yaşa. "

"Ağam, yanlış anlamazsan..." dedi Yaver ve arabada sarıldı Emin'e.

"Hakını helal et, Yaver. Benimki helali hoş olsun. " dedi Emin.

"Ne hakkım var ki ağam. Helal olsun."

Emin araçtan çıktı. Yavaş adımlarla Emniyete ilerlerken hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordu.

*****

Yedi Emin olarak girdiği kapıdan,Sadi Payaslı olarak çıktı. Bir coğrafya öğretmeniydi. Erkek iki polis memuru ile İstanbul'a doğru gidiyorlardı. Onlar birkaç gün kendisine eşlik edecek, ardından Ankara'ya geri döneceklerdi. Arabada sessizlik hakimdi. İstanbul'a kadar da bu bozulmamıştı.

ATEŞ HATTINDA - SADGÜL Where stories live. Discover now