Seri adımlarla gösterdiği yere oturup bende yüzüme zoraki bir tebessüm yerleştirdim,istiyordum ki burdakiler benim gibi olmasındı.

Acı bile olsa kaçmasınlardı yaşadıklarımdan,biri onlara evet yada hayır diyebilsindi hiç yoktan içine attıklarını benimle paylaşabilsinlerdi,yeter ki yanlız hisetmesinlerdi.

-"Tekrardan merhaba , nasılsınız Alyadua hanım."

-"Bakışlarımı kadına çevirip iyyim ,sağolun siz nasılsınız dedim."

-"Bende iyyim çok sağolun",lafı fazla uzatmadan tekrar öğrenim belgelerinizi göre bilirmiyim dedi

-"Tabi "diyip ,çantamdaki belgeleri çıkarıp kadına uzattım.

Bir kaç dakika sonra başını aşağı yukarı sallamaya başladı,kaşlarını hafif çatmış bir şekilde incelemeye devam etti.

-"Bizimle çalışmanızdan çok mutlu oluruzda,"
da kadın susmuştu bu sefer kaşlarını çatma sırası bendeydi.

-"Yani açıkçası böyle yüksek bir dereceyle mezun olup,burda çalışmak istemeniz beni biraz şaşırttı"

Evet , Mardin Artuklu Üniversitesi 'ni ikincilikle bitirmiştim.
İstersem başka çok başka yerlerde çalışabilirim ama sorun şu ki istemiyorum...istemiyecektim

-"Daha fazla uzatmamıza gerek yok o zaman ,şunları imzalasanız yeterli
Önüme uzattığı bir kaç belgeyi ellerimin titremesine aldırmadan imzaladım."

-"Hayırlı olsun,diyip elini uzatan kadının elini hafifçe sıktım."

Gerçektende hayırlısı olsundu.

Yerimden kalkıp kapıya doğru yürüdüm tam çıkacakken,

-"Bu arada sol koridorda sağda ki ilk oda sizin ,başlayacağınız güne kadar tekrar bir düzenleme yapılacak,ama yinede siz bakabirsiniz."

Anladım der gibi başımı salladıktan sonra iyi günler dileyip çıktım.

Sol koridordaki ilk oda,dilim bilinçsiz bir şekilde bu cümleyi tekrarlayıp duruyordu.

Sonunda odanın kapısının önünde durup kolunu indirdim
İçeriye tamamen koyu renkler hakimdi kendi karanlığı gibi...

Kahverengi ahşap geniş bir masa ,aynı renkte sandalyesi
Siyah orta boy bir kitaplık,ahşaptan oyulmuş eski küçük bir sehpa,iki deri karşı karşıya koyulmuş koltuk.

Elindeki balonu uçururken gülümseyen bir çocuğun resim tablosu, sanki bu karalık odaya ışık olmak için asılmış gibiydi. Uzun zamandır kullanılmadığı belli olan odayı,toz ve rutubet kokusu kaplamıştı,

Odayı biraz daha inceledikten sonra,çıkışa doğru yöneldim.

İnsan niye bile bile kendisine acı çektirsindi değil mi ?

Peki ya senin çektiğin acının aynısını başkaları gözlerinin önünde çekiyorsa yardım etmez misin?

Yada bunu bir bahane görüp yıllardır Kaçtığın gerçeklerle yüzleşmek istemez misin?

Telefonuma gelen mesajla düşüncelerimden sıyrılıp,tuş kilidini açtım.

-"Acil bir hastam çıkı,biraz geç gelirim.
Anahtar girişteki saksının altında.Allah'a emanet ol ,Selamün aleyküm."

-"Anladım,sende Allah'a emanet ol,Ve aleykümselam."

Taksiye binmek istemiyordum,biraz yürümek iyi gelecek,hem evde doğru dürüst bir şey yoktu.

Ceyda hep hazır şeylerle geçirdiği için,birşeyler alıp mutfakta biraz kafamı dağıtırım diye düşünüp yolumu uzattım ve markete doğru yol aldım.

Uzun bir yürüyüşten sonra sonunda markete vardım.Gerekli eşyaları alıp markette biraz daha oyalandıktan sonra, eşyaları kasadan geçirip çıkışa yöneldim.

Uçan kuşlar,açan çiçekler,yeşeren ağaçlar ve en önemlisi hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşayan insanlar ne kadarda acizdik değilmi...

Çok şükür ki eve varabilmiştim,açık olan bahçe kapısını görünce kaşlarım istemsizce havalanmıştı.

Ceyda böyle şeylere mutlaka dikkat eder,dalgınlığına gelmiş herhalde içimdeki huzursuzluğu hayra yormaya çalışarak adımlarımı hızlandırdım,sanki orda biri vardı.

Her bakışımda daha çok netleşen görüşümle,evet gerçektende orda biri vardı ama ne yapıyordu bu elinde ki şey fotoğraf makinesine benziyordu hafifçe dizini burkmuş evi çekiyordu.

Kimdi bu? Niye evi çekiyordu ki? içimdeki merakla adımlarımı biraz daha hızlandırıp yürümeye devam ettim...

İkinci bölümün sonuna gelmiş bulunmaktayız.Acaba evi çeken kim ve neden çekiyor 🤷‍♀️

Yorumları arttıralım yıldızları parlatalım inşallah Rabbime emanetsiniz Selamün aleyküm ❣️☺️

TEVAFUKWhere stories live. Discover now