Tam dudaklarıma atlayacakken duyduğumuz ayak sesleriyle Jeongguk hemen önüme geçip yarı çıplak bedenimi iri bedeniyle gizledi. 

"Bay Jeon, uçak hazır."

"Tamam, çık."

Sinirli sesiyle alnımı sırtına yasladım ve sessiz sessiz güldüm. Adam çıktıktan sonra da minik bir öpücük bıraktım sırtındaki benlerden birine. 

"Eee, hadi ."

"Uçak hazırmış bebeğim, acele etmemiz gerek."

"Uçak senin değil mi Jeongguk?! Ne zaman istersen o zaman kalkar."

Mızıldanıp dudaklarını öptüm birkaç kez, homurdanıp belime sıkıca tutundu ve beni kucağına aldı. Sandalyeye oturduğunda ben de dizine kaydım, parmakları hala belimde tatlı tatlı gezinirken çubuklara taktığı yumurtayı dudaklarıma doğru uzattı.

"Hava bozacakmış. Bizi tehlikeye atamam. Hadi gel, yemek yerken birlikte ağlarız."

...

Doyurucu bir kahvaltının ardından öncesinde topladığımız eşyalarımız arabaya yüklenirken kollarımı göğsümde bağlayıp dudak büzdüm. Kendi evime dönecektim ama Jeongguk'a henüz doymamıştım. Tamam, gideceğimiz zamanı soran da bendim ama Jeongguk ile beraber kalırım sanıyordum. Babam ise direkt eve dönmemi, beni çok özlediğini söylemişti. 

"Hadi ama bebeğim. Biz her daim birlikteyiz. Hem baban çok özlemiş seni. Annen de öyle."

"Ama ben seninle evimizde kalmak istiyordum."

Mırıltımla yanaklarıma parmaklarını sarıp dudaklarıma dudaklarını bastırdı ve minik bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Ben geleyim mi size? Birlikte uyuruz, yarın da evimize gideriz."

"Gerçekten mi? Ama kendi evinden başka yerde kalmayı sevmiyorsun Jeongguk, rahatsız olacaksın. Kendini zorlamanı istemiyorum."

Kafamı iki yana sallayıp mırıldandığımda gülümsedi ve belimden tutup çekerek arabaya yöneltti bizi. İlk ben binip tordum, ardımdan yanıma binip beni göğsüne çekti.

"Senin odanda, kokun duvarlara bile işlemişken kendimi rahatsız hissetmem mümkün mü bebeğim?"

Tatlı tatlı çıkan sesiyle yükselip mor saçlarından öptüm bir sürü. Kıkırdayıp göğsümden öptü o da. Havaalanına kısa zamanda varmıştık. Jeongguk parmaklarımızı birbirine kenetleyip bizi vip girişe yönlendirdiğinde korumalar da arkamızdan bavullarımızı getiriyorlardı. Biz kapıdan girdiğimizde elinde tabletle bekleyen kadın yanımızda yürümeye başlayıp güler yüzlü bir şekilde konuşmaya başladı. Japonca konuşuyordu, Jeongguk da söylediklerine karşılık cevap verip piste doğru çekiştirdi beni.

"Ne dedi?"

"Keyifli uçuşlar falan filan, anlayabilirsin herhalde birazcık da olsa?"

Kıkırdayıp uçağa yaklaştık ve merdivenleri tırmanıp içeri girdim. Kendimi koltuğa attığımda Jeongguk bu kez de pilotla konuşmaya başlamıştı. Yanıma gelmesini sabırsızlıkla beklerken çalışanlardan biriyle göz göze geldim.

Dream Glow×Taekook ✓Where stories live. Discover now