"Kirli bedenime verilen en hafif cezaydı bu. Yaşadığım şeyi silmem lazımdı,bedenimi değişmek istedim bir de..." durdu Lena. Nasıl diyecekti o sözleri? Ona sarf edilen sözleri nasıl söyleyecekti? Bedenini elleyen elleri nasıl anlatacaktı?

Beynine hücum eden anlarla birlikte yanaklarının içini ısırdı. Kalkıp gitmek istiyordu kesinlikle.

Kaçmak,uzaklaşmak,yalnız kalmak belki de bir köşede çürüyüp gitmek...

"Lena,bu seansda kendini zorlamana gerek yok. Sadece yemek yemek isteyip istemediğini bana söyle ve bu yol ile başlayalım." Diyerek telkin verdi Ejder Dayı.

Lena ise titreyen ellerini birbirine kenetleyip oturduğu yatakta daha da gömülmüş hissetti. Beceremiyordu.

Kendini anlatmayı beceremiyor,yeterli kelimeleri bulamıyordu. Kime anlatırsa anlatsın anlaşılamayacağını düşünüyor bu yüzden susmak istiyordu.

Bir yandan da susmanın onu bir yere vardıramadığını farkediyor konuşmak için aralıyordu ağzını ama yüreğindeki ağırlık buna izin vermiyordu. Ne yaparsa yapsın orada duran o ağırlık yalnızca içindekileri dışarıya aktarırsa geçecekti.

Acılar paylaştıkça azalırdı.

Paylaştıkça çoğu şey azalırdı. Bu yüzden dikkatli olmalıydı insanoğlu.

"Ben yemek yemek istiyorum çünkü randevuya çıkmak istediğim biri var."

Böylelikle ilk seansları daha temkinli başlamış oldu. Lena'nın psikiyatristine güvenmesini sağlamak adına önemli adımlardı bunlar. Güvenden hissetmesi gerekiyordu ve bunun en iyi yolu da Karan'dan bahsetmekti ona göre.

Bir süre nasıl tanıştıklarından tutun şuana kadar olan anılarını anlatırken titreyişi durmuş hatta arada gülümsemişti bile.

Travmaları yerine ona iyi gelen şeyleri anlatmaya başlamış,kendini açmıştı. Acılar değildi önemli olan. Boşluğunuza geldiği her an acılarınızdan bir tutam bahsedebilirdiniz etrafınıza lakin size özel olan kişiyi,anları ve mutluluk veren olayları herkese anlatamazdınız.

Bunlar acıdan da önemliydi.

Daha özeldi,daha güzeldi.

Acılar geçsin isterdiniz. Mutluluk ise daima sizinle olsun diye çabalardınız.

"Yani Karan için mi yemek yemek istiyor ve benimle konuşmayı kabul ediyorsun?"

Bu soru oldukça önemliydi sakallı olan için.

Yeni çıkmış sakallarını hafifçe kaşıyıp saçlarını geriye itti bu sürede.
Eğer tüm çabası Karan için ise bir süre sonra bunu da düzeltmesi gerekecekti.
Çünkü bu hayat kendini birine adamak için fazla zordu.

Birilerine bağlanmak kötüydü. Sizlere en ufak bir ters davranışlarında kendi benliğinizi en derine sürükleyebilirdiniz bu yüzden her şey dozunda olmalıydı.

"Bilmiyorum öyle mi duruyor?"

"Bunun cevabı yalnızca sende saklı."

Karan içindi. Lena bunu kendine itiraf etse dahi dışarıya karşı söyleyemiyordu. Aynı tranvmaları gibi..

"Sizce ben çirkin miyim?" Ejder Dayı beyaz A4 kağıdının arka sayfasına aldığı notlara ara verirken gözlüklerinin üstünden baktı genç kıza. "Çirkinlik kavramının ne olduğuna bağlı. Bence güzel ya da çirkin olmanın tek bir yerde önemi vardır." Pilot kaleminin ucunu kapattı ve gülümsedi.  "Sevdiğinin gözündeki görünüşün. Tek önemli olan o andır bence. Geri kalan hiçbir görünüşün büyük bir olay değil bana göre."

ÇARE GÖRÜCÜ USULÜ|textingحيث تعيش القصص. اكتشف الآن