11

93 7 19
                                    

Arkadaşlar ölüm şiddet vesaire var. Rahatsız olacaklar okumasın.

Kendimi bir ağacın altında otururken buldum. Burası benim herkesten uzaklaşmak için kaçtığım yerdi.

"Demek burdasın?" Dedi arkamdaki ses. Sesin sahibini tanıyordum.

"Evet." Dedim ona karşı ve kalkıp babama döndüm.

"Kimden kaçtığını sanıyorsun sen!!!"dedi dişlerinin arasından.

"Özür dilerim..." dedim ona karşı. Her zaman bu böyle olmuştu, açıkçası ondan korkardım.

"Özrün bir işe yaramaz. Ben senin yüzünden öldüm." Dedi bir başka ses. Bu ses...

Hayır gerçek olamazdı.

"Anne..."

"Bana anne diyebileceğini mi sanıyorsun?"

"Beni niye kurtarmadın?"

Boynumu eğmiş, diyecek cevap arıyordum.

"Özür dilerim..." diye mırıldandım.

"Özrün beni hayata döndürdü mü? Bunlar senin suçun." Dedi sinirle.

Daha fazla dayanamadım. Koştum. Koştuğum yerlerdeki çiçekler soluyor, ağaçlar kuruyordu. En son gidecek yer bulamadım. Her yer siyah olmuştu. Birden babam ile annem karşımda belirdi. Babamın elinde bir bıçak vardı. Annem korkuyla ona bakıyordu. Bense koşup annemi kurtarmak istedim. Ama vücudum gram oynamıyordu. Ne kadar kımıldamak istesemde sanki birileri beni sıkı sıkı tutuyordu.

Birden babam bıçağı anneme sapladı. Annemse çığlık atıp yere yığıldı. Ben korkuyla bakıyordum. Annem birden kanlı hâliyle ayağa kalktı.

"Bak... sen korkağın tekisin. Yine kurtaramadın beni..." dedi üstüme doğru yürürken. O ilerledikçe ben geriye doğru ilerliyordum. Ben gittikçe o geliyordu.

Birden ayağım -nasıl olduğunu anlamadığım şekilde- boşluğa geldi ve ben arkamdaki boşluğa düştüm.

Götümde hissettiğim acıyla uyandım. Yere düşmüştüm. Kâbusum aklıma geldi birden.

Saat sabah 5'di. Bir daha uyuyamayacağımı anladım. Ve sanırım biraz yürüyüş iyi gelecekti. Üstüme ince bir tişört ile bir eşofman giydim. Üstüme ceket almadan dışarı çıktım.

Ayaklarım nereye giderse yürüyordum. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Birden bir bedene çarptım. Başımı kaldırdığımda bunun Kaoru-senpai olduğunu gördüm.

"Diona?"

"Kaoru-senpai?"

"Ne arıyorsun bu saatte burada?"

"Yürüyüşe çıkmıştım."

"Bu saatte mi?"

"Kabus gördüm. Uyandım. Uyuyamayacağımı anlayınca yürümeye karar verdim."

"Üstündekiler çok ince hasta olacaksın?!" O diyene kadar üşüdüğümü hissetmemiştim.

"Üşümüyorum." Dedim ona karşı. O ise kaşlarını çattı. Ve benimle gel işareti yaptı.

Onunla beraber ilerledim. Beni tuhaf bir binaya getirmişti.

"Bura benim çalıştığım yer." Dedi bana.

"Anladım..." dedim ona karşı. Ve beraber merdivenleri çıktık.

Odasına geldiğimizde bir koltuğa oturmamı işaret etti. Niye bilmesem de sanki şu an Kaoru-senpai'nin dediği her şey doğru gibime geldi. Ryuu'ya benzettim bir an. Ölen arkadaşıma.

Miya Chinen// Miyaxreader/// LangaxreaderWhere stories live. Discover now