Altında paçalarını biraz kıvırmış halde haki,postacı tarzı cepli bir pantalon giymişti.Üzerine ince bir sweatshirt yakıştırmış giydiği siyah kot ceketinden, sweatshirtün şapkasını arkaya atmıştı. Siyah,spor çoraplarının ucu yine  siyah olan converslerinden gözüküyordu.

Benim de ayağımda siyah beyaz converslerim vardı.Bu görüntü hoşuma gittiğinden telefonumu çıkartıp ayakkabılarımızı çektim.


Haris'in gözleri,telefonumun ışığından oraya doğru kaymıştı. Daha da sıkı sarılarak şakaklarımı öptüğü sırada ayaklarını biraz daha bana doğru yanaştırdı.

Bu şekilde bu gece çekildiğimiz fotoğrafların arasına bir tanesini daha eklenmişti.Elimin birini bacaklarına doğru uzatıp filmin başlaması için ekrandaki geri sayımın geçmesini bekliyordum. Bakışlarım Haris'in elindeki mısır kovasına kaydı.

Aynı bıraktığım gibi,benden uzak olan kolunun altında duruyordu. Aksi taktirde film başlamadan kovanın dibini göreceğimizi söylediğimde şefkatli bir gülümsemeyle bakmıştı bana. 

Ne?! Herkes onun kadar iradeli olacak diye bir şey yoktu ki canım!

İçecek almak istememiştik çünkü içeceğimiz markada içecekler yoktu. Buna en başta burun kıvırmıştım ancak gazoz sevdası tufanına neden onu da çekmeyeyim diye bir düşünce zihnimi meşgul edince sinemadan sonra onu götüreceğim bir yer olduğunu söylemiştim.

Neresi olduğunu bir kaç kez sormuştu ancak gereksiz merak etmesini istediğimden omzumu silkmiştim.

Sonunda beyaz ekran daha da aydınlanıp ses sistemi çalışmaya başladığında filmin jenarik müziği devreye girmişti.Beraberinde temiz hava yüzüme doğru vurduğunda Haris kollarını sıkılaştırmıştı.

Dudaklarımda halimden memnun bir gülümseme oluştu.Zamanın durmasını istediğim bir andayım dersem çok mu klişe olurdu?

Ya da imkanım olsa bu anı bir kavanoza hapsedip istediğimde açıp kullanmak isterdim. Gerçi Haris'in bu hissi bana çoğu kez hissettireceğinden emindim.

"Bakalım beğenecek misin." Kafamı yana çevirdiğimde yüzü yüzüme denk gelmişti. Etraftaki insanlardan dolayı kafamı biraz daha geri çevirip sordum.

"İzlemiş miydin?" Kafasını sallarken eliyle soğuktan kızaran burnuma değdirdi. Şalımı,önümün açılmamasına dikkat ederek burnuma doğru çekti. Bu çabasına gülmeden edememiştim. 

"Çok bilindik bir filmdir aslında." Açıkcası keşke başka filme gitseydik diyemezdim çünkü zaten başka seçeneğimiz yoktu.

"Önümüzdeki hafta gelecek filme gelseydik?" Başını iki yana sallayarak sorun olmadığını belirtti.

"Tekrar tekrar izlemekten sıkılmam. Üstelik seninle olan her şey sil baştanmış gibi geliyor." Ona alttan gülümserken aynı hislerin bende sirayet ediyor oluşu kalbimi ısıtmıştı.

Beraber yaptığımız her şey -şu kısıtlı zamanda ne kadar şey yaptıysak artık- eskisini siliyor ve onun yerine Haris ile olanlar yer alıyordu.Film ve dizi izlemek adetim değildir ancak bu durumu seveceğim gibi duruyordu.

Artık sessiz kalıp başlayan filme odaklanmıştık.Konusu oldukça ilginç ancak ilgi çekiciydi.Otizimli olan bir adamın dezavantajlı gibi gözüken hayatını azmiyle, yeşeren bir çiçek kadar büyüleyici kılmasını anlatıyordu.

İHTİRASIN YANIK TENİ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now