İkinci Şans -6-

Começar do início
                                    

Kapıya omzunu yaslamış, bir heykelden farksız yüzüyle içeride yaşananları inceleyen genç; diğer ikisinden farklı bir şekilde burada olduğundan hiç memnun gözükmüyordu. Daha kötüsü ise, diğerlerinden daha yapılı vücuduyla ve yaklaşık iki metre olan boyuyla çıkış yolumu tam anlamıyla kapatmış durumdaydı.

Düşün Melis, düşün.

"Bebeğim, bir an için sakin olur musun?"

Rina'ya yakın duran çocuğun konuşmasıyla yüzümü buruşturdum. Bana bebeğim mi demişti o?

"İğrenç hitap şekillerin kimsenin hoşuna gitmiyor Daren. Bunu sana kaç kere söyledim ve kaç kere daha söyleyeceğim bilmiyorum ama kendini utandırdığını kafana sokana kadar durmayacağım, haberin olsun."

Rina'nın iğrenmiş bir tonda, yüzünü ekşiterek yaptığı konuşmaya her ne kadar hak versem de hâlâ oldukça stres içeren bir durumda olduğumdan bir tepki veremiyordum. İkisinin tartışması daha da kızışmaya başlayınca "Nicholas ve Cindy nerede?" diye sordum sıktığım dişlerimle. "Ayrıca, ne haltlar çeviriyorsunuz?"

"Bir şey çevirdiğimiz yok. Sadece seni uyandırıp lonca binasına götürecektik ama birileri yine işin içine etti."

"Sadece biraz aksiyon katmak istedim. Abartmasan mı?"

"Aksiyon mu? Aksiyondan anladığın bir sapık gibi davranmak mı?

Rina sinirle Daren denen gencin üzerine atılmaya kalkışınca adını bilmediğim, kapının önünde duran kişi yanlarına ilerledi. "Ayrılın," dedi bir insandan çok makineden çıkıyormuş gibi duran sesiyle. İkisininden de daha uzun olan boyuyla yanlarında dikildiğinde, beynim aniden alarm çanlarını çalmaya başladı.

Şimdi, koş!

Engelin kalktığı kapıya var gücümle koştum ve sertçe ittirdiğim kapıdan dışarı çıktım. Yakalandığımda, sabahın parlak ilk ışıklarının aydınlattığı toprak yola varmama iki adım kalmıştı.

"Elizabeth, gerçekten mi? Yakalanmayacağını mı düşündün tatlım?"

"Daha iki dakika önce bunu yapmayı kesmeni söyledim!"

İsmini bilmediğim kişi, kollarımı rahat edeceğim kadar gevşek ama kaçmayacağımdan emin olacak kadar sıkı tutmaya devam ediyordu. O sırada Rina ve Daren başka bir laf dalaşına daha girdiklerinde artık tahammülümün kalmadığını güçlü bir şekilde hissettim.

"Biri bana burada ne olduğunu söylesin!"

Anlaşılan o ki bağırışım, şükürler olsun, işe yaramıştı. Şimdi ikisi de dikkatle bana bakmış, kollarımdan tutan kişi ise çıkışımla birlikte ellerini gevşetmişti.

"Sabah inanılmaz ürkütücü bir şekilde uyandırılıyorum ve daha dün tanıştığım kızla birlikte, hiçbir şekilde tanımadığım iki erkeği odamda buluyorum. Üstelik Nicholas ve Cindy de ortalıkta gözükmüyor. Anladığım kadarıyla kötü bir niyetiniz yok. Yoksa durup iki saat boyunca tamamen saçma sebepler yüzünden kavga etmezdiniz. Öyleyse, burada neler dönüyor?"

Rina, sakinleşmek için derin bir nefes aldı ve Daren'a son kez sinirli bir bakış atıp tekrardan gözlerini bana çevirdi. "Sam, bırakabilirsin. Kaçacağını sanmıyorum," dedi arkamdaki çocuğa hitaben. Sam, hiç beklemeden kollarımı bıraktığında kendime gelmek için silkelendim ve bana her şeyi anlatması için kaşlarımı kaldırarak Rina'nın bakışlarına karşılık verdim.

"Dün sana dediğim gibi, bugün yapmamız gerekenlere başlamalıyız. Bunun için de ilk olarak lonca liderleriyle tanışman için şu anda seni bekledikleri ana binaya gitmeliyiz. Sabahın bu saatinde odanda olmamızın, Daren'ın kesinlikle onaylamadığım şekilde seni uyandırmasının sebebi bu."

İkinci Yaşam 1-2Onde as histórias ganham vida. Descobre agora