min-ah, min-ah

6.3K 220 434
                                    


Barmen Taehyun'dan hd gördükleri için bir tesekkur bekliyorum-

ay

gordukleri için özür diliyorum dicektim.

kıskanç Minho'nun bol bol zortladıgı bir bölüm....

ꕥꕥꕥꕥ

Minho elini Hyunjin'in eline kenetlerken sıkmış, sonra da açık bacağa geçmişti. Hyunjin'in uyluğuna doğru yol alırken "Çok istiyorlarsa kendileri bizim masamıza buyursunlar." demişti.

Açıkça ortaya koyduğu tavrı onları nereye sürükleyeceğini bilmezken.

~

"İletiyorum madem efendim." deyip yeniden Christoper'in masasına gitti barmen Taehyun.

Taehyun, Christopher'in kulağına eğilmişken Christopher, Minho'yu göz hapsine almıştı, Minho'nun dediklerini barmenden dinliyordu. O sıra Hyunjin'in uyluklarında dolaşan el penise yol almış ve sıkmıştı. Hyunjin uyarılınca Minho'ya dönüp çatlarını çattı.

"Minho ne yapıyorsun? Sikimi koparmak falan mı istiyorsun, anlamadım ki."

Geri dönen barmen masanın altındaki olayı görünce en uzağa kaçmıştı. Daha demin gülümseyerek kendisini dinleyen çocuğun böyle sinirli afete dönüşmesi ürpertmişti onu.

Minho, iç çamaşırı üstünden tuttuğu penisten aşağı inip usul usul Hyunjin'in kasıklarını okşamaya başladı. "Yalnızca bu sikin benden başkasına kalkmasını istemiyorum. Anlıyor musun Hyunjin?" derken sevgilisinin kasıklarına tırnaklarını geçirmişti.

"Kalkıyorsa ne yapacaksın peki?" demişti alaycı gülüşle Hyunjin.

"Kalçalarımla çizdiğim ufacık dairenin bile o adamı unutturacağına eminim." demişti sevgilisinin kasıklarda parmakları gezerken.

Hyunjin kasıklarında gezen elleri durdurmuş ve üstüne koymuştu konuşmadan önce. "Peki ben o adamın siki duvarlarımı sarsın istiyorsam?"

Minho kaşlarını çatıp dişlerini sıktı, sevgilisi sınıyordu onu. "Madem o adama git, ben de kendi yoluma gideceğim." demiş ve bar sandalyesinden kalkmıştı ki Christopher denen adamın da kalktığını gördü. Ayrıyetten zaten Hyunjin gitmesine izin vermemişti, onunla ayağa kalkıp bileğinden sıkı sıkı tutmuştu. O yüzden dikilmeye devam etti yerinde. Adam onlara ulaşana kadar.

Christopher yanlarına ulaşınca bir şey dememiş ve Hyunjin'in kalktığı sandalyeye oturmuştu sadece.

Takım elbisesinin içindeki gömleği az önceye göre daha açılmıştı ve üstten bakan Minho şişkin kaslı göğüsleri net olarak görebiliyordu. Kalın boynun damarları, dökümlü sarı saçlar, eldivenle süslenmiş el ve yüzüklerle donatılmış diğer el, takım elbisesinin kenarındaki taşlar...

Minho, Hyunjin'in bu adamda ne bulduğunu anlamak için durmuş ve tek tek incelemişti adamı ve yutkunmuştu.

Hyunjin'in uzaktan gördüğünü yakından görmenin utancını yaşıyordu fakat yine de Hyunjin'i paylaşma gibi bir niyeti yoktu.

Fikri değişmezdi. Mutlaktı.

Adamın gerçekten ilah gibi olduğunu düşünse bile, bu düşünceyi beyninin en ücra köşesine atmaya çalışmış ve Hyunjin'i burdan alıp götürme kararı almıştı.

Yüzükleriyle oynayan adam başını geriye çevirmiş, bakışlarını hissettiği Hyunjin ve Minho'ya odaklamıştı gözlerini.

"Masama gelmediniz ama olsun. sizin güzelliğinize dayanamayıp ayağınıza gelmiş bulundum. Oturmayacak mısınız?" demişti ikiliye.

You Right, minchanjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin