161 - Son Pişmanlık

286 8 66
                                    

"Benim aklım almıyor. Yok abi! Almıyor ya! Senin alıyor mu Ufuk?! Bir insan- PARDON İNSAN DEMİŞİM! BİR MAHLUK NASIL EVLENME TEKLİFİNİ GERİ ÇEKEBİLİR?!" Yiğit'in dakikalardır bitmek bilmeyen serzenişlerini yarım yamalak duymaya başlamıştım artık. "Dün akşam Arzu teyzemin yanında ağzımı açıp da tek kelime edemedim, kadıncağız zaten üzüntüden perişan oldu, bir de ben germeyeyim ortalığı dedim ama... Yok abi! Nasıl ya?! Nasıl?! Nasıl yaparsın sen bunu?! Kim bilir ne hâldedir şimdi kız?! Abi insan evlenme teklifini geri çeker mi lan?! Lan Ufuk, bir şey söyle!" Topu attığı Ufuk'la göz göze geldik. Hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Fazlasıyla üzgün gözüküyordu.

"Söyle sen de ne söyleyeceksen." dedim.

"Yok abi..." dedi. "Konuşmayayım ben." Asabımı bozdu bu tavrı.

"Lan söyle!" diye çıkıştım.

"Yazık kafana." dedi birden. "Yazık abi. Yazık sana." İç çekti. Sessiz sessiz küfretti bana. Hissettim. "Lan madem emin değildin ne diye teklif ettin?!"

"Emindim Ufuk!" dedim sinirle. "Emindim tabi ki! Sonra bir anda dank etti! Anladınız mı?! Bir anda oturdu taşlar yerine!"

"Ne taşı ya?!" dedi Yiğit. "Sikeyim o taşları, ne taşı?!"

"Beni olmadığım bir herife dönüştürdü bu ilişki, tamam mı?! Siz de farkındasınız! Sakın sıkmayın şimdi! Herkes farkında! Defne bana o güveni vermedikçe ben kendimi kaybetmeye devam edecektim! Kendimden değil ondan vazgeçtim o yüzden!"

"Bok vazgeçtin!" dedi Ufuk. "Vazgeçmek öyle olmuyor paşam! Yüzüğü ver ama sevgili kalalım, bir rütbe düşelim, diyince olmuyor! O kadar artistlik yapacaksan ayrılsaydın lan! Dümdüz ayrılsaydın kızdan, yemedi mi götün?!"

"Yemedi!" diye bağırdım. "Ayrılamadım! Ayrılamam da! Öyle bir şey olmayacak!"

"Ya ne olacak sanıyorsun? Bu hareketinden sonra Defne seninle kalır mı lan? Hani nerede kız?! NEREDE?! Madem bitmedi, dün akşam neredeydi?! Neden gelmedi yemeğe?!"

"K-Kafasını dinliyor... Tamam mı? O kadar. Yarın Barış'ın düğünü var. Birlikte ona gideceğiz..."

"Kız sana siktiri çekip düğüne yalnız gitmek istediğini söylemezse ben de bir bok bilmiyorum. Hayvanoğlu hayvan!" dedi Yiğit. Canım sıkıldı.

"Oğlum kız sana aşıktı lan..." diye mırıldandı Ufuk da. "Aşıktı amına koyayım..."

"Neden bu kadar büyütüyorsunuz abi?" dedim öfkeyle. "Evlenmeyeceğiz sadece... Ben de ona aşığım. Deli gibi seviyorum. Her şey aynı olacak! Sadece evlenmeyeceğiz."

"Ayrılsaydın daha az üzülürdü." dedi Ufuk dümdüz bir sesle. "Tamamen bitirseydin daha az üzülürdü lan kız. Ama sen ne yaptın biliyor musun? Sen... Sen ona umut verdin, havalara uçurdun belki de... Düğünlü dernekli hayaller verdin... Sonra da... Evlenilecek biri değilmiş gibi hissettirdin ona. Nişanı atalım, sevgili kalalım ne lan? Nasıl bir kötülük bu? Hangi insan evladı ben seninle evlenmekten vazgeçtim sevgilim der lan?! Nasıl bir iğrençlik bu?!"

"Ufuk-"

"Oğlum bilgisayarında en son gelinlik fotoğrafları açık kalmış lan, hiç mi üzülmedin?" dediğinde dondum kaldım.

"H-Hangi bilgisayar?"

"İçerdeki... Oturma odasında."

"Lila kaplı mı?"

"Evet..."

"Benim değil... Defne'nin o... Burada mı kalmış?" diye mırıldandım. Kendisine gelinlik baktığı gerçeği göğsüme taş gibi oturmuştu. "Ben... Şey yapayım..." Ayağa kalktım sendeleyerek. "Götüreyim bilgisayarını... Lazım olur..."

KOMŞU ÇOCUKOnde as histórias ganham vida. Descobre agora