Bölüm 2

11.7K 534 178
                                    

O sırada yanımızdan ağır ağır geçen bir kamyon dikkatimi çekti.Özellikle de arkasında yazan yazı.Normal kamyon arkası yazılardan değildi.Bu farklıydı.

Küçük şeyleri küçümseme.Bazen onlar en büyük değişimlere sebebiyettir.

******

-Tuğberk'ten-

Lara önden giden kamyona hipnotize olmuş gibi gülerek bakarken bende ona mal gibi bakmaya başladım.Kim bilir yine ne düşünüyordu.

"Ne suratıma bakıyosun oğlum. Aşıksan söyle bilelim yani." dediğinde irkildim.Daha az önce kamyona odaklanmış şekilde bakarken benim ona baktığımı fark etmesi tuhaftı.Yıllardır arkadaşım olmasa özel güçleri falan var derdim ama bu safkan bir gerizekalıydı.Ve görünüşe göre tek gücü de buydu.

"Ben gay değilim kanka." Vurdu... Gol oldu mu lan acaba.Bir cevap verir, Thug Life yapar ardından göt gibi kalırım diye korkmuyorum da değil.

"Ben erkek gibi olduğumu kabul ediyorum da senin erkek olduğunu kim söyledi? Yani normal olarak hoşlanabilirsin." Ha? Ne dedi şimdi bu? Thug Life falan mı yaptı lan yoksa?

Suratıma baktı ve cevabımın olmadığını görünce hemen çantasını karıştırmaya başladı. Amacını tahmin edebiliyordum.

En sevdiği siyah güneş gözlüklerini taktı ve "Move bitch, get out the way, get out the way bitch, get out the way." diye bağırdı.

Çevremdeki insanların biri bile mi normal olmaz be.

"Ne oldu lan? Üzüldün mü? Geber piç derdim ama hadi acıdım.Hadi gel lan gel!" Birden üstüme atladı ve bana sarılmaya çalıştı.

Onu itmeye çalışır bağırdım. "Bıraksana gerizekalı.Kaza yapacağız."

Omzunu silkti ve tekrar yerine geçti."Kozo yopocoğoz.Yaparsan senin gerizekalılığın yani.Şuan ağır çekimde gidiyor gibiyiz zaten.Ki Lamborghini ile bile bunu başarıyorsan... Neyse, bu durumda da kaza yaparsan seni yılın malı olarak ödüllendiririm.Ama yine de tamam, arabanın hatırına bırakıyorum." deyip boynumu bıraktığında anlamaz gözlerle ona baktım. O da "anlayamazsınız" bakışını atıyordu.

Bir süre sessiz kaldık.Telefonuma gelen bildirim sesiyle Lara cebimden telefonumu aldı ve ekranı açtı.

"Bugün ayın kaçı?"

"Otuz biri falan mı?" diyerek salak salak güldüm.

Oflayıp "Hayır.Neyse ya al kendin bak telefonuna." dediğinde ve telefonu bana fırlattığında havada kaptım.Bir yandan yola diğer yandan telefondaki tarihe baktığımda gördüğüm şey sıçtığımın resmiydi.Yarın resmen Lara'nın doğum günüydü ve ben bunu unutmuştum.Ama asıl tuhaf olan Lara'nında bunu unutmasıydı.O önüne gelen herkese doğum gününü söyleyip, her gün arkadaşlarına bunu hatırlatıp, arsızca hediye isterdi.Önceden sadece ucuz bir pastayla geçen doğum günlerinin hırsını böyle alıyordu.

Ben bunları düşünürken çoktan antrenman binasına varmıştık.Telefonu tekrar cebime koyup bir kenara arabayı park ettim.

"Tuğberk?"

Hemen ona doğru dönüp "Ha?" dedim.

"Ha mı? Ben basketbol sahasına gidiyorum sende binanın arkasındaki bahçeye gidip rahat rahat otlanabilirsin." Sesi biraz kızgın çıkmıştı.Tarihi görmesi hiç iyi olmadı ya... Ama o bile yeni hatırlamıştır yarın doğum gününün olduğunu.

Acilen bir şeyler ayarlamam lazımdı.Ne yapsam ki... Lara'nın hızla arabadan inmesiyle bende hemen anahtarı alıp dışarı çıktım ve kapıyı sertçe kapadım.

Fransa Gören Masum GençlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin