4.Bölüm:"İyi ki varsın Lexa..."

364 38 2
                                    

Age:7Lexa oflayarak yatağında uzanıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Age:7
Lexa oflayarak yatağında uzanıyordu. Canı çok sıkılıyordu ve yapacak hiçbir şeyi yoktu küçük kızın. Strange aşağıda kitap okuyordu, Lexa onu rahatsız etmek istemiyordu. Ellerini birbirine dolayarak garip şekiller yapmaya başladı ama bu onu etkilemiyordu. Sonunda pes ettiğinde, çok acıkmıştı. Yataktan hızla doğruldu ve aynanın karşısına geçti. Uzun kızıl saçlarını ve mavi elbisesini düzeltti. Odasından dışarı çıktı ve Strange'in yanına gitti. Strange elindeki kitabı dikkatle okuyor, hiçbir ayrıntıyı kaçırmıyor gibiydi. Yüzünde ki ifade Lexa'nın kıkırdamasına sebep olmuştu. Lexa sessiz adımlarla babasının yanına ilerledi. Kollarını arkasından sıkıca boynuna doladı.
"Babacım!" Strange irkildi ama irkilmesi kısa sürmüştü. Gülümseyerek Lexa'yı kucağına aldı ve yanına oturttu.
"Çok mutlusunuz bakıyorum da Bayan Strange."
Lexa somurtmaya başladığında Strange kaşlarını çattı.
"Çok kötüyüm."
"Ne oldu anlat bakalım?"
"Çok sıkıldım ve acıktım." Strange yüzünü sıvazladı.
"Hayır Lexa." Lexa en tatlı gülümsemesini yüzüne yerleştirerek başını omzuna yatırdı.
"Baba lütfen!"
"Hayır, sana kek yapmayacağım." Lexa dudağını büzerek babasına baktı.
"Ama niye?"
"Çünkü en son kek yaptığımız zaman mutfağı mahvetmiştiniz küçük hanım. O yüzden cevabım kesinlikle hayır."
"Yemin ederim baba bu sefer öyle olmayacak."
Strange gözlerini devirdi. Lexa'ya gerçekten hayır demekte bazen çok zorlanıyordu. Küçük kızının yüzüne baktığında yalvaran bakışlarına karşı gülümsedi.
"Tamam ama mutfağı batırmak yok."
Lexa heyecanla Strange'in yanağını öptü.
"Sen mükemmel bir babasın." Strange gülümseyerek Lexa'nın elini tuttu ve ayağı kalktı.
"Şimdi bu mükemmel baba ve mükemmel kızı kek yapmaya gidiyor." Lexa kendi etrafında dönerek gülümsedi.
"Mükemmel olduğum doğrudur babacım."
Lexa, Strange'i beklemeden mutlulukla mutfağa koştuğunda Strange onun arkasından bakakalmıştı.Bu küçük kız onda kimsede olmayan etkiler bırakıyordu ve Strange onun bunu nasıl yaptığını asla anlamıyordu. Küçük bir kızın ağlaması ve onun gözyaşları nasıl oluyorda kendisini hem sinirlendirip hemde üzebiliyordu? Ya da bu kız çocuğunun gülümsemesi, kahkahaları onu nasıl oluyorda bu kadar mutlu edebiliyordu? Strange baba olduğunu nadiren hissediyordu ve bu da o nadir anlardan biriydi. Lexa'nın her şekilde gülümsemesini istiyordu. Ne üzülmesine ne de canının yanmasına tahammül bile edemezdi.
"Baba geliyor musun?"
Strange Lexa'nın mutfaktan gelen sesiyle birlikte düşüncelerden çıkmayı başarmıştı. Hızlı adımlarla mutfağa girdiğinde Lexa tezgaha her şeyi hazırlamıştı ve gülümseyerek ona bakıyordu.
"Tamam o zaman, çikolatalı kekimize başlayalım."
Lexa kollarını göğsünde bağlayarak başını iki yana salladı.
"Çikolatalı değil, portakallı kek yapacağız baba." Strange Lexa'nın özenle taranmış saçlarına bir öpücük kondurdu.
"Sanırım bu sefer değişiklik yapmaya karar verdin." Lexa gülümseyerek başını salladı.
"Christine sen ameliyata girdiğinde aç kalmamam için bana ikram etmişti. Kendisi yapmıştı ve gerçekten harikaydı." Strange hüzünle gülümsedi. Christine kızına gerçekten iyi örnek oluyordu. Kendisi çalışırken Lexa'yı da bir gün hastaneye götürmüştü ve Christine onunla ilgilenmişti. Lexa'da Christine gerçekten değer veriyordu. O gerçekten iyi bir iş arkadaşıydı...
"Tamam o zaman, mükemmel bir Portakallı kek yapma zamanı küçük hanım." Strange malzemelere göz gezdirdi. Su bardağı ile unu eline aldı.
"Üç su bardağı baba."
"Biliyorum Lexa."
"Bildiğini biliyorum ama katkım olmasını istiyorum." Strange Lexa'ya portakal sıkacağını işaret etti.
"Eğer yardım etmek istiyorsan portakalları sıkabilirsin tatlım." Lexa portakal sıkacağının yanına gittiğinde gerçekten bu keki yemeyi istiyordu.
🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀🎀
Lexa fırının karşısında oturmuş, kekin pişmesini bekiyordu. Strange ise içeride kendi hasta işleriyle ilgileniyordu. Lexa fırından gelen ses ile babasına seslendi.
"Baba, kek pişti!" Strange mutfağa geldiğinde Lexa heyecandan yerinde duramıyordu. Strange fırın eldivenini eline takarak dikkatle keki fırından çıkardı.
Portakallı kekin kokusu tüm mutfağı sarıyordu. Lexa dudaklarını ıslatarak ne kadar acıktığını bir kez daha belli etti. Strange gülümseyerek başını iki yana salladı.
"Hadi baba!"
"Sakin ol Lexa." Strange sıcak kekten bir parça alarak tabağa yerleştirdi. Tabağı Lexa'ya verdiğinde Lexa masaya oturdu. Çok heyecanlı görmüyordu. Lexa kızının bu haline gülümsedi ve elini saçlarına attı. Küçük kızının saçlarını bir süre okşadı ve onu izledi. Lexa kekten bir parça aldığında çok mutluydu.
"Nasıl olmuş?"
"Mükemmel!" Lexa çatalın ucuna bir dilim daha alarak babasına uzattı.
"Sende yesene baba." Strange aniden bir kahkaha attı ve çatalın ucunda ki keki aldı.
"Sence nasıl?"
"Mükemmel!" Lexa gülümseyerek keki yemeye devam ettiğinde Strange onu izliyordu. Elena Lexa'yı ona bıraktığında Strange çok telaşlanmıştı. Asla bir çocuğa bakamayacağını düşünmüştü ama şimdi bunun tam tersini yaşıyordu. Elena bunun onun çekmesi gereken bir ceza olduğunu söylemişti. Şimdi ise bu Strange için bir ödül gibiydi. Kızının alnına yumuşak bir öpücük kondurdu.
"İyi ki varsın Lexa..."
Strange'in kızıyla kek yaptığını düşününce bir tuhaf oluyorum. Ama bence çookk tatlılarr. Strange gerçekten baba olsaydı harika bir baba olurdu. Sizce nasıl olurdu?🖤🖤

Lexa Strange/Daughter Of StrangeWhere stories live. Discover now