"Ne işin var orada senin, kör nokta ıssız bir yer orası,"

"Mutfak tarafından çıkıp hava alırım dedim, içerideki alkol havasından bunalmıştım. Sarhoş adamın teki ile karşılaşacağımı düşünemedim," Eliza o anı hatırlayınca içindeki ürperti de yeniden gelmişti.

"Tamam canım, sakin ol. Bir şey yapmadı ama değil mi?" Nehir arkadaşının atan rengi karşısında sesini yumuşatarak onu sakinleştirmeye çalıştı.

"Hayır hayır, o geldi. Çekti adamı hatta acı içinde çığlık attıracak kadar yaktı canını," susup sanki yeniden kulağına aynı seslerin dolmasını bekler gibi baktı ama bu defa ses gelmemişti.

"Bir şey yok canım," Nehir hızlıca kollarını Eliza'ya dolayıp kulağına doğru sessiz şekilde konuştu. "Bir şey olmadı, dokunmadı kimse sana," ardından çok rahatsız hissetmesin diye ayrıldı. O da Tolga da bu konuda çok dikkatli davranıyorlardı. İkisi de neden böyle olduğunu bilmeseler de sorgulamadan onun bu durumuna dikkat ediyorlardı.

"Nehir," Eliza iri yeşil gözleri ile baktı. "O gece bana yardım ettiğinde garip şekilde güven vermişti bana. Evet, şimdi yaptığı şeyleri anlamıyorum ve bu hali beni korkutuyor ama ilginç şekilde de insanı çeken bir yanı var," Eliza bunları düşünürken kendisi de bu düşüncelerine şaşırmıştı. Şu an mı böyle hissetmişti yoksa daha önce mi aklına gelmişti emin değildi.

"Çekmesin bir yanı falan seni, adam büyük zaten üstelik de koskoca otel ve gece kulüplerinin sahibi," Nehir arkadaşını uyarırken kendinden çok net şekilde konuşmuştu.

"Sen nerden biliyorsun?"

"Sen otele gittikten sonra, merak edip kısa bir araştırma yaptım. Adam otuz iki yaşında nerdeyse senden on yaş büyük,"

"Yakında yirmi üçe giriyorum," diye itiraz etti Eliza.

"Şimdi de dokuz yaş fark oldu Eliza," Nehir gözlerini devirdi.

Eliza ise kendi kendine neden itiraz ettiğini düşünüp hayretle gözlerini kıstı.

"Ayrıca adam tam bir çapkınmış, öyle diyorlar magazin haberlerinde, bizim böyleleri ile işimiz olmaz sen de dikkat et kendine. İstediği yemek yapman ise özel tariflerinden birkaç tane yaparsın olur biter," Nehir ayağa kalkıp az önce ara verdiği işine devam etmeye başladı.

Nehir anlatırken Eliza adamın otelde yanına gelen uzun boylu sarışın kadını hatırladı. Sevgilim diye hitap etmişti. Zaten işi olmazdı ama o gece yardım ettiği için belki de minnet duyuyordu. O yüzden adam aklına gelip durmuştu.

"Haklısın," dedikten sonra o da Nehir gibi işe devam etti.

*****

Geçen gece yağan kar bayağı tutmuştu. Eliza dikkatli şekilde yarı zamanlı çalıştığı restorana doğru yürürken aklında dersleri ile ilgili şeyler geçiyordu. Perşembe ve cuma günü gideceği otelde de öğreneceği yemeklerin yanında yapacağı özel tarifleri nasıl geliştirebilir düşünüp duruyordu.

"Eliza," ona seslenen kişiye dönüp bakarken ayağı kayınca kendini yerde buldu. "İyi misin?" Doruk hızla gelip Eliza'nın koluna girip kaldırmaya çalıştı.

"İyiyim, bu kış ilk düşmemi yaşadım," Eliza gülerek konuşuyordu. Çok sert düşmediği için ciddi bir ağrı yaşamamıştı.

"Umarım son olur," Doruk da gülümseyerek karşılık verdi. Eli ile kolunu tutup ardından da beline sarılınca Eliza bu dokunmadan rahatsız olup kendini aniden geriye attı.

Tekrar yere düşmüştü... Doruk ona öylece bakarken donup kalmıştı. Yanlış bir şey yapıp yapmadığı düşünüyordu. Elleri havada kalmıştı.

ELİZAOnde as histórias ganham vida. Descobre agora