Bölüm: 2

87 51 32
                                    

"Tıpkı bir savaşçı gibi"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Tıpkı bir savaşçı gibi"


Araba sert bir fren ile tam karşımda durduğunda sürücü koltuğuna bile bakmadan hızlıca arabanın kapısına doğru ilerledim. Kapıyı açmadan önceki birkaç saniyelik sürede, arabanın siyah filmli camındaki yansımamdan ne kadar korkunç bir durumda olduğumu gördüm. Arkadan bağladığım saçlarımın yanlarından kısa olan saçlarım fışkırmış, yüzümdeki kan ve ter yüzünden yanaklarıma ve diğer saçlarımın arasına yapışmış, tek kolumdaki kan boynumda kuruyarak siyaha yakın kırmızılıkta lekeler oluşturmuştu. Şey gibi görünüyordum;

Tıpkı bir savaşçı gibi...

Daha fazla kendimi incelemeden arabaya bindim. Yorgunluktan ve acısından sol elimle zor taşıdığım silahımı yanımdaki adama doğrulturken düzensiz nefeslerimi düzene koymaya çalışarak derin bir nefes alıp verdim. Kafamı kaldırarak yanımdaki kişiye baktım.

Ona baktığım birkaç saniyelik sürede yüzünde tek odaklandığım tedirgin kahve rengi gözleriydi silahımı ona biraz daha yaklaştırdım ve tehtitkar bir şekilde sanki yapmazsa onu öldüreceğimi söyleyen bir ses tonu ile"arabayı sür" diye sert bir şekilde emir verdim.

Sert bakışlarımı cama çevirerek dikiz aynasından arkayı kontrol ettim. Ben camdan arkayı kontrol ederken yanımdaki adam hiçbir cevap vermeden arabayı çalıştırdı. Sanırım başka bir şansı olmadığını anlamıştı.

Ben arabaya binince adamlar hemen bize doğru koşmaya başlamışlardı. Onların yaklaştığı her saniye daha da panikliyor stresten sağ dizimi aşağı yukarı hızla indirip kaldırıyordum.

Araba hareket etmeye başladığında çok geçmeden arkadan silah sesleri de gelmeye başladı. Adamlar aramızda sadece birkaç metre kala kaçacağımızı anlamış olmalılar ki ateş etmeye başlamışlardı. Kafamı aşağı eğip korurken silahı tuttuğum elimle reflex olarak yanımdakinin de kafasını biraz aşağı eğerek korudum. Bir süreliğüne bana lazımdı sonuçta.

Yanımdaki adam hemen gaza bastığında dakikalar içinde arkadaki silah sesleri durmuştu. Kafamı kaldırıp arabanın içindeki dikiz aynasından arkaya baktığımda adamların önce biraz koştuğunu ardından yetişemeyeceklerini anladıklarında durduklarını gördüm. Araba uzaklaştığı için ateş etmeyi bırakmışlardı. Ortalardaki bir adam sinirle silahını yere attığında, yüzümde; dudağımın kenarı hafifçe yukarı çıkarak küçük bir gülümseme oluştu.

Onlardan kurtulmuştum. 'Peki ya diğerleri onlar da kurtulmuş muydu?'

Küçük gülümsemem anında silinirken bakışlarımı yanımdaki adama çevirdim. Elimin hâlâ adamın ensesinde olduğunu fark ettiğimde yavaşça elimi geri çektim. Anın stresinden yaralı kolumun acısını bir dakikalığına unutmuştum.

Sol elime baktığımda kanlı elimin kan olmayan kısımlarının beyaza büründüğünü gördüm. Sanırım fazla kan kaybetmiştim.

Hemen yaramı görüp müdahale etmem gerekiyordu şu an için tek dileğim kurşunun kolumda olmamasıydı.

Ehvenişer Where stories live. Discover now