SK 29

82 9 0
                                    

Zarif Kadın.

Onun, benim ismim haricinde bana hitap şekillerine hayran kalıyordum.

Dumanın, elleri belimi kavradığında saat oldukça geç olmuş on ikiye gelmek üzereydi. Arkadaşımla beraber çalıştığım dükkana gelmiştik. Onun ısrarı üzerine buraya gelmiştik.

Saçlarımda derin bir nefesi içine çekip, saç tutamlarımın arasına buse kondurduğunda gülümsedim.

"Duman izin versen de artık başlasam mı?"

"Ahu," diye araladı dudaklarını "Çok başkasın." Diye kapattı.

Sen de öylesin.

"Ne istiyorsun bakalım."

Boynuna yaslı başımı geriye doğru çektiğimde, ayağa kalktım. Dövme kalemini elime alıp tekrar yanına geldim.

"Söylemedin hala."

"Siyah Kelebek."

"Efendim?"

"Bedenimde senin izin olsun istiyorum. Sen ol tenimde."

Bir an kelimeleri beni bir kuyunun en derinine itti ve bedenim ruhunu kaybederek ölecek sandım. Gözlerimi kaldırıp ona baktım. Dağılmış saçlarına gitti ellerim, okşadım onları. Boynundan dağılan kokusu burnuma doluştu. Üstelik daha demin oradaydım. Derin bir nefes alarak, ona kaçıncı kez sunduğum o gülümsemeyi ona tekrardan bahşettim.

"Teşekkür ederim." Diye fısıldadım. Tam dudaklarım aralanacakken, dudaklarımın üzerine değen dudaklarıyla söyleyeceklerim yarım kaldı. Parmakları saçlarımda dolaştı. Beni öpüşü yavaş bir o kadar da naifti.

Dudaklarını dudaklarımın üzerinde çektiğinde, çenemi kavradı. "Tam elinin olduğu yere seni -Siyah Kelebek- istiyorum. Altına da Âhu yazısı."

Öyle çok seviyordum ki. Şimdi onu içime hapsetmek ve oradan çıkarmak istemiyordum.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

"Kız bi gözlerin doldu senin. Ağlıyor musun dur bi bakayım."

Aha gitti romantiklik.

"Salak seni." Göğsüne vurdum.

"Yavrum olduğun yere niye vuruyorsun canın acıyacak."

"O sırıtan yüzünü ısırırım görürsün."

"Yapacak olan sen olacaksan her şeye tamam."

"Of sus, sözlerinden bayılıp kalacam zaten."

"Tutarım ben seni sevgilim. Ama dövmeyi yap öyle bayıl."

Sırıtarak, tişörtünü kafasından çıkardım. Yanaklarımdaki sıcaklığa rağmen kalemle kafamdaki tasarladığım ve söylediklerini birleştirip ortaya bir şeyler çizdim. Ardından dövme makinesiniyle çizdiğim şeyin üzerinden geçtiğimde arada canı çok fazla acıyor mu diye baka baka sonunda bitirmiştim.

"Çok güzel oldu." Dedi dövmeyi incelerken. Ben de yanımdaki köpüğü dövme yaptığım göğsüne sıkıp yaymıştım.

"Öyle, dokunma mikrop kapmasın. "

"Tamam yavrum."

Malzemeleri kaldırıp yanına geldiğimde beni izlemeye devam ediyordu. Koltuğun arkasına yaslanmış olduğu bedenin yanında ayakta dikilen benim bedenim bileğime ulaşan parmaklarla onun kucağında bulmuştu kendisini. Ayaklarım kalçalarının yanından iki yana sarkıyordu.

Nefesini yüzümün her zerresinde hissediyordum. Ellerim çıplak omuzlarını kavradığında, derin bir nefesin ardından dudaklarını dudaklarımda hissettim. Beni öptüğünde, iliklerime kadar onu hissediyordum. Onun tenini, onu ne kadar sevdiğimi daha da anlıyordum.

Parmakları bağlı saçlarıma doğru giderken ne yapacağını anlamış itiraz etmiştim. Dudakları dudaklarımın arasındayken itiraz cümlem kaybolup gitti.

Saçlarım özgürlüğüne kavuştuğunda omuzlarımın iki yanına dağılmıştı. Çenemi sertçe kavrayıp ağzımı tamamen araladığında, beni öpüşü naiflikten çok uzaklaşmıştı.

"Benim bebeğim, bana ne yaptığını bir bilsen."

Sertçe yutkunup, dudaklarımı dudaklarından çekmek istedim ama onaylamaz mırıltılarıyla zorlukla çekebilmiştim.

Derin nefesler alıp verirken, göğsüm hızla inip kalkıyordu.

"Duman,"

Parmağı dudaklarımın üzerinde durduğunda konuşmamı engelledi.

"Siktir ya, nasıl aşık oldum sana böyle."

Dudaklarıma geri kapandığında, ikimizde dudaklarımızın arasından gülümsedik.

Seviyordum.

Seviyordu.











Siyah Kelebek/TextingOù les histoires vivent. Découvrez maintenant