BÖLÜM 1 / PART 2

326 143 600
                                    


Yeni bölüm geldi. Vote ve yorum atın lütfen. Kurguma destek vermiş olursunuz.

Her pazar yeni bölüm gelecek haberiniz olsun.


Tiktok hesabı: l_hayrunisa_l
Instagram hesapları: hayrunisa_sk_56 ve _.kayip_sehir._

|BÖLÜM 1|

|PART 2|

|DÜĞÜN HAZIRLIKLARI|

"Yavaş olmaktan ne anlıyorsun Pet?" dedi Tina. "Senin yüzünden düşecektim az kalsın."

"Ne var yani bir kere oldu hem. Bak düşmedin ya," diye savunmaya geçti Peter.

"Bir kere mi!" Tina'nın bu kadar sinirli olduğunu hiç görmemiştim desem yalan olur. Ben onunla uzun bir süre uğraşınca da bu tepkiyi veriyordu. "Bu üçüncü bana çarpışındı Pet!"

Tina bir, havuç sıfır.

Bu şekilde tartışırlarsa ikisi de bize çarpacaktı. Zaten akşam iyice çökmüştü. Şuan sadece ayın ışığında yolumuzu görüyorduk.

Ve bu lanet yol hala bitmedi! Uzun bir süredir yürüyorum!

"Havuç sen de daha dikkatli ol. Akşam oldu zaten. Önümüzü zor görüyoruz. Bir sıkıntı çıkmasın."

"Tamam, Lucy. Dikkat ediyorum zaten. Daha da dikkat edeceğim ve bana havuç demeyi bırak artık!"

Şimdi inadına yine havuç derdim ama dediğim an sinirle hızlı hareket ederse düşme ihtimalimiz olduğu için demedim.

İlerlemeye devam ettim. Ayağım bir taşa değdi ve ayağım kaymaya başlamasıyla çığlık attım. Arkamdan David hemen beni tuttu. Ona baktım. "Umarım baban, benim çığlığımı duymamıştır." Zaten dağ tarlanın yakınlarında olduğu için ve benim çığlığım burada büyük bir yankı yaptığı için bizi duymuş olabilirdi. "Baban umarım bu vakitte eve gidiyordur?"

"Sizin eve gidecekti. Muhtemelen burada değildir."

"O da mı bize geliyor? Niye?"

"Bilmiyorum."

"Devam etsenize artık. Çok geç kaldık azar işiteceğiz yine," dedi Peter.

"Senin annen ile baban sana çok kızamazlar. Sana kıyamıyorlar," diye cevap verdim.

Yavaş yavaş adım atmaya başladım. Yol sonunda bitiyordu. Hızlıca koştum. Arkamdan diğerleri de koşarak geliyordu. Tarlanın yanından koşarak geçtik. Jack'in evini de geçtik. Galiba kasabada ki herkes bizim eve gitmişti. Normalde pazar bu vakte kadar hala açık oluyordu ama şuan sokaklar bomboştu. Bütün evleri bitirince en son bizim evin önüne geldik.

Nefesim daralıyor be.

Çit kapıyı ittim. Bahçeye girmemle çıkmak istemem bir oldu. 

Evin önünde çok fazla ayakkabı var.

"Geri mi dönsek acaba canım kardeşim?"

"Tamda benim düşündüğümü söyledin canım kardeşim." Ona baktım ve bahçe kapısına yöneldim. "Hemen gidelim!"

Arkamdan gelen kapı gıcırtısı ve ondan sonra gelen annemin sesiyle büyük bir hüsrana uğradım. "Nereye gidiyorsunuz?" Ben ve Louis birbirimize üzgün bir şekilde bakarken diğerleri bu halimize kahkaha atıyordu. "Hem bu saate kadar neredeydiniz?!" Evet, işte beklediğimiz o soru.

Kayıp ŞehirWhere stories live. Discover now