Hiçbir şey yapmamış yalnızca tüm sevgilerini ailesine sunan ebeveynler için bu durum çok zordu.

"Naptınız gece?" Açelya'nın sorduğu soru ile Eda küçük kızın omzuna elini atıp kendine çekti ve "Hayırlı işler,bol kazançlar." Diyerek kapıyı kapatmış ve gitmişti.

Amacı gergin olan ortamın gerginliğini yok etmekti ve az da olsa başarmıştı.

"Gittiler mi?"

Karan'ın derin sesi Lena'nın karnının kasılmasına sebep olurken titrediğini hissetti genç kız. "Evet."

Genç adam hafif şişmiş gözlerini aralayıp sert zeminden kalkerken beli kıtlamış ardından da gerinmişti. "Bari birimiz yatakta uyusaydık." Lena'nın da bu şekilde olduğunu anlaması zor değildi ve genç kızın az olsa dahi canının yandığını bilmek yüreğini yakıyordu.

Bilmediği şey ise zaten Lena'nın gecenin bir vakti uyanmış olmasıydı. Gördüğü kabus yüzünden uyanan genç kız yattığı yerden kalkıp yatağa pekâlâ geçebilirdi ama o Karan'ı izleyerek tüm kabusunu unutmuş ve ikisinin de üstüne yatak örtülerini serip geri uykuya dalmıştı.

"Aa üstümdeki örtü gökten mi geldi?"

"Annem seni gördü ve tek derdin örtü mü şuan?"

"Kayınvalidem o benim,görsün. Evlenicez zaten."

Bu çocuğun yaptığı manifesti bu ailede kimse yapmamıştı sanırım.

"Sen bu oyuna fazla kaptırdın." Aynı Lena'nın da kaptırdığı gibi. "Ne oyunu?" Aldığı dönütle beraber sadece dik dik Karan'ın suratına bakmakla yetindi.

İçi gitse dahi belli etmiyordu.

Değişikti.

Dün gece odasına girmesi salak salak espri yapması ve onun da serçe parmağındaki mavi ipi çıkarmaması kendi dünyalarındaki en güzel gariplikti.

"Ne yapayım? Duyamadım. Oyunu iptal edip nikah tarihi mi alalım?" Duyamıyormuş gibi davranması Lena'nın hafifçe gülmesine neden olurken dizlerini kendine çekip yanağını da dizine yaslamış ve Karan'a daha dikkatli bakmaya başlamıştı.

Onu izlerken korkmuyordu.

Onun kendisine verdiği bir parça onu korkutmamıştı ya da yanında uyurken güvensiz hissetmemişti.

Aksine sanki biri bir şey yapsa dünyadaki en iyi koruma ondaymış gibi rahattı.

"Sinirimi bozuyorsun." İçindekilere tezat çıkan cümle kıvırcık saçları daha da kabarmış olan ve hâlâ uyku sersemi gözüken genci üzmemiş aksine mutlu etmişti. "İyi iyi en azından duygu uyandırıyorum benliğinde."

Yazın yağan yağmurdan sonra gelen toprak kokusu gibiydi bu adam. Lena ise yağmurun ta kendisiydi. Esiyor,yağıyor,gürlüyordu lakin toprakla buluştuğu an eşsiz bir aroma sunuyordu etrafa.

Aynı Karan gibiydi işte bu koku.

Eşsiz güzel bir doğallıktaydı.

"Cidden!" Kendi kendine homurdandığı sırada Karan kızın bu hallerine gülmüş "Isırırım bana tatlılık yapma." Demişti.

ÇARE GÖRÜCÜ USULÜ|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin