4. Bölüm: Düşman

390 14 2
                                    

Medya: Edith Whiskers- Home

Başlıyoruz.

Arabamla asfalt yolda ilerlerken dikiz aynasından arkaya baktığımda, takip edildiğimi fark ettim. Hızımı arttırarak arayı açtım. Hızımı 200'e çıkardığımda, beni solladı ve önüme kırdı. Ani frenle öne savrulmamı emniyet kemeri engellemişti.

İlerideki arabaya baktım. İçinden genç bir adam indi ve bakışları direkt beni buldu.
Yavaş adımlarla benim tarafıma geldiğinde, cama iki kere vurdu.

-"İn." Dedi. Kafamı iki tarafa sallayarak olumsuz cevap verdim.

-"İn avukat." Kaşlarım derince çatılırken, arabadan hızla indim. Sinirle konuşmaya başladım.

-"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"

-"O şirketin avukatı olmayacaksın." Dediğinde bana emir verdiği için öfkem daha da harlandı.

-"Siz kimsiniz ki bana emir veriyorsunuz? Ayrıca avukatlığını yapacağım şirketten size ne?"

-"Yapmayacaksın. Yoksa olacaklardan ben sorumlu olmam avukat."

Resmen beni tehdit ediyordu!

Bana göz kırparak arabasına doğru yürüdü. Arabasına bindi ve son hız ilerlemeye başladı. Tabii arkasından korumalarıyla...

Arabaya bindim ve direkt olarak Ateş Karadağ'ı aradım.

-"Ateş Bey, acil konuşmamız gerekiyor." Olaya bodoslama daldığım için kendime kızdım.

-"Duru Hanım, bir sorun mu var? İyi misiniz?"

Sesinin telaşlı gelmesi beni hafif gülümsemişti. Seni merak etmesi hoşuna gidiyor.

-"İyiyim ama bir an önce konuşmamız lâzım."

-"Tamam ama şuan eve gidiyorum. Sizde oraya gelin, orada konuşuruz."

Ateş Karadağ beni evine mi davet etti?

Sanki eve atıyor.

-"Tabii siz bana konumu atın geliyorum."

-"Tamamdır. Görüşmek üzere."

Telefonu kapattığım gibi konum gelmişti. Bulunduğum yerden yarım saatlik bir yerdi.
Arabayı çalıştırdım ve sürmeye başladım.

------------------------------------------------------------------

Arabadan indim ve önümde ki mâlikaneye baktım.

Al sen bunu.

Sen al.

Keşke.

Göz devirerek ileride ki korumaya doğru yürümeye başladım.

-"Merhaba ben Ateş Bey ile görüşecektim."

Koruma hafif kaşlarını çatarak düşünmeye başladı.

-"Duru Karahan'dı değil mi?"

Gülümseyerek kafamı salladım.

-"Ateş Bey sizi bahçede bekliyor Duru Hanım."

-"Teşekkür ederim."

İçeri girdim ve bakışlarım direkt olarak Ateş'i buldu.

Bey'i çıkarmışız aradan. Yakında kocam dersin.

Ne diyorsun be?

Yok bir şey.

-"Hoşgeldiniz Duru Hanım." Ateş Bey'in sesiyle kendime gelmiştim.

-"Hoşbuldum Ateş Bey."

-"Geçelim mi?" Dediğinde kafamı salladım.

-"Olur."

İçeri girdiğimizde mutfağa yönelmişti.

-"Kahve içer misiniz?"

-"Hayır. Bu konuyu konuşup bir an önce gitmek istiyorum." Söylediklerim ile hızla arkasını döndü ve kaşlarını çattı.

Üzerime yürürken konuşmaya başladı.

-"Sizi rahatsız eden durum nedir Duru Hanım?"

Ateş, karşısında ki kadını neyin bu kadar gerdiğini bilmiyordu. Ama içindeki öfke ve korkuyu hissediyordu.

Kaybetme korkusu mu? Hayır.

Daha yeni karşılaştığı kadını neden kaybetmekten korksun ki?

Gerginlikle ellerimle oynamaya başladım.

-"Düşmanınız tarafından tehdit ediliyorum."
Söylediklerim sinirlenmesine sebep olmuştu.

-"Ne düşmanı Duru Hanım?"

Derin bir nefes alarak devam ettim.

-"Bugün şirketten ayrıldığımda yolda birinin beni takip ettiğini fark ettim. Hızla önüme kırdı. Sonra yanıma geldi ve bana sizin şirketinizin avukatlığını yapmamam gerektiğini söyledi."

-"Kim olduğunu söyledi mi?" Sorduğu soruyla kafamı olumsuz anlamda salladım.

-"Hayır ama sizin tahmin ettiğiniz biri var mı?"

-"Evet var. Karan Saygıner. 

Tanrı sanki her zerrenle özenle
ilgilenmiş gibi.

Vote ve yorum bırakmayı unutmayın. Mutlu kalın. ♡


Mafya ve AvukatWhere stories live. Discover now