30. Bölüm: Acı Veren Aşklar

Depuis le début
                                    

Semih kim bilir yine hangi planın peşindeydi. Bunu bilemezdik ama en azından artık o gerçeği öğrenecektik. Bu anı uzun zamandır bekliyorduk. Üç gün sonra demişti Semih. Neden üç gün sonra olduğunu da bilmiyorduk ama mutlaka bunda da vardı bir şey.

"Ben de gelecek miyim sizinle o gün?"

"Gelmek istiyor musun?" diye mırıldandım ve yatakta hafifçe kayıp yan döndüm. Şimdi Ahu'yla yüz yüzeydik. "Semih de bizimle geliyorsa tehlikeli bir durum yok demektir. Kendisini tehlikeye atmaz o. Yani, gelmek istiyorsan eğer, gelirsin."

Ahu yavaşça kafasını salladı.

"Neler bekliyor bizi bilmiyorum ama merak ediyorum işte."

"Ahu," dedim aniden hevesle. Birden tamamen farklı bir konuya geçmiştim. Hem bu konuyu dağıtmak istiyordum hem de hoşuma gidiyordu. "Şey desene bana..."

Ahu bende ki bu ani değişikliğe önce kaşlarını çattı ama bu halinden çabuk kurtuldu. Yüzüne o her zaman ki utangaç ifade yerleşti. "Teo," dedi utangaç bir gülümseyle bana bakarken. "Yapmasana. Hoşuna mı gidiyor duymak?"

"E herhalde," dedim hızla ve sonra uzanıp onun dudağına bastırdım dudağımı. Birkaç saniye sonra geri çekildim. Yüzümde hâlâ aynı gülümseme vardı benim.

Ahu da gülümsedi. Sonra parmakları hafifçe yukarı tırmandı, gömleğimin düğmesini buldu. Öylesine oyalanıyor zannettim ama Ahu, gömleğimin ilk düğmesini açtı. Gözleri birkaç saniyeliğine yukarıya, gözlerime doğru çıktı. Ama geri çekti gözlerini ve sonra parmaklarını gömleğimin ikinci düğmesine indirdi. Bana bir şeyler oluyor. "Ahu..." Boğazım kurumuş gibiydi. Gözlerimi kıstım ona bakarken. Bunu yaparken hâlâ daha utanıyordu.

"Teo," dedi heyecanlı bir nefes verirken. Elleri gömleğimin üçünü düğmesini buldu. Ve yavaş yavaş yapıyordu bunu. Bilerek. Aslında elimi gömleğe atıp açabilirdim hızla ama bunu bilerek yapmadım. Onun yapması daha çok hoşuma gidiyordu. Bu gömleklere neden bu kadar çok düğme yapıyorlardı lan? Ahu kırmızı dudaklarını araladı heyecanla gülmeye devam ederken. "Kocacığım."

Kafamı arkaya doğru attım. "Allah'ım sana geliyorum..."

Ahu kısıkça bir kahkaha attı. Bu kelime beni çok acayip bir hale sokuyordu.

En sonunda bitirdi gömlekteki düğmeleri. Neyse ki.

Gömleği hızla çıkarıp bir kenara attıktan sonra Ahu'ya baktım. Onu yeniden kendime doğru çektim. Dudaklarımız buluştu yeniden. Uzunca öptüm onu. Onu her öptüğümde her şey daha da güzelleşti sanki. "Ahu," diye mırıldandım onu öpmeye devam ederken. "Aşığım sana."

Ahu'nun gülümsediğini hissettim. Vücutlarımız tamamen birbirine yaslıydı. Kalp atışlarını vücudumun her bir zerresinde hissettim. "Teo," diye mırıldandı kısık bir sesle. "Aşığım sana."

***

Leyla.

Semih gerçekleri anlatacaktı bize.

BEŞ YAPRAKLI YONCA Où les histoires vivent. Découvrez maintenant