9. Bölüm: "Moskova Kadar Soğuk"

Start from the beginning
                                    

"Komik," dedi omzunu silktiğinde. "Hava çok soğukmuş... Plan iptalmiş..." Odkan sırıtmaya başladı. "Hava eksi yirmi beş değil de yirmi dört olsaydı gelecektim ya sizinle."

"Nadya'nın doğum gününü kutlamaya gelmeyi düşünmüyordun yani," dedi Odkan. "Bu yine aynı yere çıkmıyor mu? Kabul et. Kızgınsın."

"Nadya'ya neden kızgın olayım ki?" diye sordu Perva. Elli neden sayabilirdi. Belki de yüz. Ama bununla uğraşmayacaktı.

"Yaptıkları yüzünden?"

"Yaptığı tek şey aptal olmak," dedi Perva. "Aptallara kızamam. Aptal olmak onların seçimi değil."

Odkan ağzını açacağı sırada asansör durdu. 47. kata gelmişlerdi. Kapılar açıldığında Perva hızlı davranarak asansörden çıktı.

"Hâlâ kapalı alanlardan korkuyor musun?" diye sordu Odkan alaycı bir sesle.

Bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülük, birine gerçekten içini göstermekti Perva'ya göre. Bunu bir kere yapmak zorunda kalmıştı. Kendi isteği dışında. Birisiyle aynı evde kaldığınızda pek gizli saklınız olmuyordu sonuçta. Yine de kendini gizleyebildiği kadar gizlemişti, küçük bir çocukken bile. Ama o ne kadar iyi bir gözlemciyse Odkan da onun kadar iyiydi. Ve Perva'nın aksine, onu bildiklerinden vurmayı severdi. Geçmiş onun gülüp geçtiği bir şey olduğundan, sistem herkes için farklı işliyor sanıyordu. Dünyaya karşı tek bir bakış açısı vardı. Bu yüzden küçüklükten beri en kötü olduğu şey karşısındaki ile empati yapmaktı.

Perva alayla gülerek arkasına döndü. "Senin sudan korktuğun kadar değil."

"Ov," dedi Odkan eğlenen bir tavırla. "Karşılık vermeni özlemişim."

"Sen harbiden delisin."

"Narbekovların evinde büyüyen çocuklara bu oluyor işte."

Perva ona cevap vermedi. En azından sözlü olarak. Ama hızlandırdığı adımları da bir cevaptı. Odkan sessizce söylenerek ellerin ceplerine koydu. Hızlı adımlarla yürüyen Perva'ya yetişmeye çalışıyordu. Hayatım böyle başladı, diye düşündü adamlarını hızlandırdığında. Ona yetişmeye çalışırken. Perva'nın asker yeşili montunu izlerken elindeki çakmakla oynamaya başlamıştı. Ve böyle geçiyor. Onu izleyerek.

Durdu ve düşündü. "Planı ekmeye ne dersin?" diye sordu birden, yeterince düşünmemişti bile. İçindeki öfkeyi ilk kez bu kadar derinden hissediyordu. Perva'nın arkasından adımlarını hızlandırdı. "Aklıma daha eğlenceli bir fikir geldi. Sadece sen ve ben."

Son kez, diye geçirdi içinden.


2017

Moskova kadar soğuk bir Rus askeri, kalbi kadar soğuk gecelerde uyuyamaz.

Soğuk Rusya gecelerinden biri yaşanıyordu, beni uyandıran şey pencereden içeri sızan soğuktu ama onun başından beri uyanık olduğunu biliyordum. Hava soğuk ama onun kalbi kadar soğuk değil.

Pencere aralık olduğundan içeriye rüzgar esiyordu ve üzerime aldığım yorgan bile ısınmama yardımcı olmuyordu ama pencereyi kapatmak da istemiyordum. Soğuğun böyle gecelerde yüzüme vurmasını seviyordum. Bana eskiyi hatırlatıyordu.

Dağ evinde yeteri kadar yatak odası olmadığından ağabeyimle hep aynı odayı paylaşırdık. Ben odanın sağında kalan yatakta, o ise solunda kalan yatakta uyuyordu. Çok saçma şeyleri takıntı yapam birisiydi ve hiçbir zaman bana laf söylettiriyordu. Her zaman cam açık uyumak zorundaydı. Tamamen ardına kadar açık. Aralık olması da yetmezdi. Ve hiçbir zaman perdeleri kapatmazdı.

DUZAHWhere stories live. Discover now