Outlast

Peder Martin

Miles gözlerini açtığında başında yaşlı bir adam duruyordu. Üzerindeki kıyafette haç şeklinde bir kurdele ve kafasında sayacak tek tel bile yoktu. Elinde el feneri ile Miles'ın yanına geldi ve "Ben...görüyorum. Merhametli tanrım, bana bir havari gönderdin. Canını kurtar oğlum, sana çağrı var." dedi.

Miles ayağa kalktığında güvenlik ofisinin ordaydı ve ofisteki güvenlik ölü bir şekilde yatıyordu. Etrafı gezmeye başladı ve bilgisayar odalarını gördü. Oraya girdiğinde başka bir koridora çıktı. Koridorda kapısı açık oda bulup girdi. Odada bir güvenlik hareketsiz bir şekilde sandalyede yatıyordu. Yakasındaki güvenlik kartını görüp aldı. Hemen güvenlik odasına doğru ilerledi. Odaya girdiğinde bilgisayar üzerinde işlemler yapıp kapıyı açmaya çalıştı. Tam o sırada kameralarda gözünü açtığında gördüğü kel adamı gördü. Adam jeneretör odasındaydı ve jeneratörü indirip hastanedeki elektriği devre dışı bırakmıştı. Böylece Miles'ın bu lanet olası yerden çıkma şansı iyice azaldı.

Miles jeneratör odasına gitmenin yolunu bulmaya çalıştı. Tam odadan çıkarken bir ses geldi. Miles hemen odadaki dolabın içine saklandı. İçeriye giren kendisini camdan aşağı atan iri yarı pembe yaratıktı. Miles terler içinde kalmıştı. O şey öylesine korkutucu ve büyüktü ki, Miles'ın kafasını tek seferde koparacak kadar güçlüydü.

Yaratık gittikten sonra Miles hemen ana kapıların olduğu geniş koridora çıktı. Koridorun sol tarafında alta inen merdivenler vardı. Miles aşağı inmeye başladı. Kendisini bir kanalizasyon gibi su dolu alan karşıladı. Fakat orda yalnız değildi. Onu elinde sopa ile bekleyen bir deli vardı. Miles hemen jeneratör odasını bulmak için içeri girdi. Bulduğu zaman o deli onu kovalamaya başladı. Zor da olsa kurtulmayı başarmıştı. Daha sonra yeniden güvenlik odasına gitti. Bu sefer emindi bu lanet yerden kurtulacağına.

Tam işlemi yapıp kapıları açıyordu ki o sırada arkadan bir el ağzını tuttu. Bu Peder Martin'di. Miles'a uyuşturucu bir iğne yaptı ve "Üzgünüm evlat, sana bunu yapmak istememiştim. Fakat burdan daha gidemezsin, henüz değil. Daha tanık olman gereken çok şey var." dedi ve bilgisayar ekranındaki görüntüleri gösterdi. Görüntülerde bir ekip asker ellerinde silahlarla hastaneye giriyorlardı. O sırada bir gölge beliriverdi. Hepsini sağa sola savurdu. Bu bir çeşit hayalet gibiydi. Miles görüntüleri izledikten sonra yavaş yavaş gözleri kapanmaya başladı ve bayıldı.