Bölüm 2

138 8 6
                                    

Sabahın erken saatleriydi. Tsubasa, sahaya erken gelmişti ve top sektiriyordu. Dünkü maçı düşünmeden edemiyordu. Sonuçta onun ilk maçı sayılırdı ve kazanmıştı. Fakat o aynı zamanda dün gördüğü kaleciyi düşünüyordu çünkü daha önce hiç onun kadar iyi bir kaleciyle karşılaşmamıştı. Ve bilmediği bir nedenden onu bir kez daha görmek istiyordu...

''Tsubasa!''

Tsubasa topu sektirmeyi bırakıp o tarafa baktı. Arkadaşlarına gülümsedi.

''Günaydın!''

''Günaydın. Buraya ilk gelen olmuşsun.''

Ishizaki sonra gururlu bir sırıtma ile etrafa baktı.

''Bugünden itibaren bu saha artık bize yani Nankatsu Futbol Klübüne ait! Bu harika hissettiriyor!''

''Shutetsu'ya gol attığımıza hâlâ inanamıyorum!''

Ishizaki gururla göğüs gerdi.

''Tabii attık!''

Tsubasa gülümseyerek yanlarına gitti.

''Hepimiz birlikte kazandık. Bir sonraki sefer de onları mağlup edeceğiz!''

''Pekala hadi başlayalım!''

Herkes heyecanla sahaya koşarken Ishizaki topu kendine yaklaştırıp kısık sesle bir şeyler söyledi.

''Wakabayashi'yi yenmemizi sağla!''

Monabu tuhafça baktı. 

''...Ishizaki-kun?''

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Wakabayashi, malikanenin spor salonu bölümündeydi. Bazen ağırlık kaldırıyor, bazen koşu bandında koşuyor ve bazen tempolu şekilde ip atlıyordu. ÇOK fazla çalışması gerektiğini biliyordu.

''Tsubasa Ozora...''

Kısa bir ara verdi ve ağırlıkları yere indirdi. Biraz hızlı nefes alırken havluyla terini sildi. 'Tsubasa Ozora' isimli kişiyi düşünmeden duramıyordu. Sonuçta ona gol atabilen ilk kişiydi o.  Ve bu yüzden çok çalışması gerektiğini biliyordu...

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sahadan top sürme ve sektirme sesleri gelirken ceketli adam oradan geçiyordu. Gözlük ve şapka takıyordu. Cebinde viskisi, elinde de çantası vardı

''Çok yoruldum!''

''Biraz ara verelim...''

''Daha fazla dayanamayacağım!''

Ishizaki olduğu yerde nefes nefeseyken konuştu.

''Hepiniz zavallısınız!''

''Fakat sen de yorgun görünüyorsun kaptan?''

''Aptal. Bu tür bir antrenmandan yorulacak biri değilim ben!''

''İnat etme işte dinlememize izin ver!''

''...Pekala.''

Ceketli adam yakınlardaki banka otururken Ishizaki yere oturdu.

''Biraz dinlenelim.''

Ishizaki daha sonra uzakta hâlâ top sektiren Tsubasa'ya baktı.

''Hey Tsubasa sen de dinlenmelisin!''

''Hayır teşekkürler!''

Top sektirmeye devam ediyordu.

''O kadar antrenman yapmana rağmen birazcık bile yorulmadın mı?''

''Hayır, ondan değil. Sadece, topla oynamak çok eğlenceli. Çünkü top benim arkadaşım!''

Bu sözlerinden sonra ceketli adam, gözlük taktığı için belli olmayan bakışlarla, ona baktı. Bu sözü ilgisini çekmiş gibiydi. Kendi kendine ''Demek top senin arkadaşın...'' diye düşündü. Düşüncelere dalarken önündeki tellere topun hızla çarptığını fark etmemişti. Çarptığında irkilerek oraya baktı.

''Affedersiniz!''

Tsubasa oraya koştu.

''Ah, siz dün maçı izleyen adamsınız. Nasılsınız?''

''Ah, şey, merhaba çocuklar. Size bir şey soracaktım.''

Herkes meraklı bakışlarla oraya geldi. Ceketli adam kalkıp sahanın içine girdi. Ceketinden bir kâğıt çıkarıp çocuklara uzattı.

''Aranızda bu adresi bilen var mıdır acaba?''

Ishizaki kağıdı alıp baktı.

''Asahichou 10. sokak, 7 numara.''

''Ne?''

Tsubasa adama baktı

''Bu benim evim.''

''O zaman sen Tsubasa mısın?''

''Evet! Ben Tsubasa Ozora.''

''Harika!''

Ceketinden bir mektup çıkarıp Tsubasa'ya verdi.

''Bu Kaptan Ozora'dan.''

Tsubasa ilk başta anlamamış gibi baktı ve mektuba baktı. 'Kodai Ozora' yazıyordu. Gözleri heyecanla parladı.

''Bu babamdan!''

Mektubu açıp okumaya başladı.


- - - - - - - - - - - - - - - -


Zaman çok hızlı geçmişti. Maça sadece 1 gün kalmıştı. Geceydi. Genzo, yatağında uzanmış bir şekilde tavana bakıyordu. Kaşları hafif çatıktı. Hâlâ onu düşünüyordu.

Tsubasa Ozora...

Kendisi bile neden onu bu kadar düşündüğünü bilmiyordu. Belki sadece ona karşı kazanmayı çok istiyordu.

Belki de bambaşka bir nedeni vardı...




Ertesi günün maç öncesi, herkes tribüne doluşmuş ve tuttuğu takıma tezahürat yapıyordu. Gerçekten çok kalabalıktı ve maç başlamak üzereydi. Hakem sahaya gelip konuşmaya başlayınca bütün oyuncular sıraya dizildi. Hakemin konuşması bitince herkes yerlerine geçti. Genzo yerine geçerken bile ona bakıyordu.

Tsubasa Ozora'ya.

Tsubasa da ona bakıyordu. Fakat onun aksine, ona içten bir gülümsemeyle bakıyordu. Hakem, düdüğü çalıp maçı başlattığı an bile gözlerini birbirilerinden ayıramadılar.

Sanki koca sahada yalnız gibiydiler.

Sadece Tsubasa ve Wakabayashi...







Devam Edecek...







Hesabın şifresini hatırladım falan dkjşdhıe 

Şaka bir yana, okuyup destek olan ve bana motivasyon veren herkese çok teşekkür ederim <3

Birlikte Yalnız Olabileceği Biri (Tsubayashi)Where stories live. Discover now