.

233 27 25
                                    

Selamlar, ilk fic ile karşınızdayım; biraz aşk acısı çekiyordum sonra ilham pericikleri geldi ben de proud beidou main ve ningguang simp olarak fav shiplerimden birine fic yazayım, dediğim gibi neredeyse ilk fic deneyimim diyebilirim o yüzden biraz klişe bölümler vs. görürseniz umarım çok takmazsınız ve beğenirsiniz, iyi okumalar:)

Liyue' de parlak, huzurlu bir Ağustos sabahı. Doğanın renkleri olabildiğince canlı, çimenler hafif sabah esintisinin etkisiyle savruluyor. Bütün canlıların neşesi bugün ayrı bir yerinde. Mt. Tianheng' in az ötesindeki tepenin ucunda, yonca şekilli rüzgar gülü nazlı nazlı dönüyor kendi etrafında. Alabildiğine engin Jade Chamber, Liyue Harbor' ın üzerine gölgesini kurmuş, tüm görkemiyle gökyüzünde öylece duruyor.

Ve Liyue' de herkesin eşsizliğinden haberdar olduğu, huzur ve güvenin kaynağı, Liyue halkının biricik Tianquan' ı, Chamber' daki odasında, aynalı masasının önünde oturmuş, hizmetçileri etrafında dört dönüp onu bu özel güne hazırlarlarken önüne bakıp düşüncelere dalmış. Her dalgın zamanında kendini daha çok gösteren donuk ve baygın bakışları, ona ayrı bir zarafet katardı.

Hazırlanması neredeyse bitmişti ki, dışarıdan hafif bir kapı tıklatması duyuldu.

"Ningguang?"

Ningguang'ın hayatında en sevdiği melodi olan bu ses, içini ısıttı ve gülümsedi. Hizmetçilerine dönüp "Çekilebilirsiniz, teşekkür ederim." dedi.

Hizmetçilerin kapıyı açıp çıkmalarının üzerine içeri başka biri girdi. Uzun, kestane rengi saçları, günbatımının en kızıl evresini andıran gözleri, yapılı ve güzel fiziği, haşin bakışlarıyla Beidou. Uzun dekolteli beyaz gömleği ve siyah kumaş pantolonuyla ne kadar sade olsa da göz kamaştırıyordu. Kapının eşiğinde durmuş, güzelliğinin bu evrenden olamayacağına inandığı sevgilisine hayranlıkla bakmaktaydı.

"Günaydın, kar tanem."

Ningguang' ın kar gibi beyaz ve yumuşak saçlarına, bembeyaz ve güzel tenine ithafen ona taktığı bu isim her zaman Ningg' in içinde kelebekler uçuşturmaya yeterdi. Ayağa kalktı, gülümseyerek ışıltılı gözlerle ona döndü; donuk bakışlarından eser kalmamıştı.

"Günaydın."

Beidou yanına gitti, Ningguang' ı belinden tutup hafifçe kendine çekti, beyaz saçlarını hafifçe arkaya attı, ince ve güzel boynuna bir öpücük kondurdu.

"Dışarı çık ve bak, bugün bütün Liyue ayrı bir canlı. Atan her bir kalp güzel Qixinq' imizin doğum gününün sevincini taşıyor içinde."

Elini Ningguang'ın yanağına koydu ve dudaklarını onunkiyle buluşturdu.

"Doğum günün kutlu olsun, sevgilim."

Ningguang, Beidou' nun kolları arasında, ellerini boynuna doladı ve dudakları bir daha birleşmeden önce:

"Bu Tianquan Liyue halkının kalplerini sevinçle attırabiliyorsa hepsi tek bir insan sayesinde."

Dudakları hevesle birbirine değdi, alınları birbirine dayalı ve gözleri kapalı bir biçimde bir süre durdular. Beidou;

"Ben, bugün giymen için Fontaine' deki çok ünlü bir terziye bir elbise yaptırdım."

Başını eğdi, "Biliyorum, asla sana layık olamaz ama..."

Ningguang hemen çenesinden tutup başını kaldırdı, gözlerinin içine baktı.

"Beidou, sana daha kaç kere bu şekilde düşünmemeni söyleyeceğim? Biliyorsun ki ben doğum günlerimde kimseden ne hediye ne de başka bir şey beklerim."

wine and cigarettes - beigguang oneshotWhere stories live. Discover now