1.Bölüm

399 19 13
                                    

Keyifli okumalar ..

Eski oyma sandığı aralayıp içindeki onlarca zarfı yatağının üzerine doğru koydu teker teker.On sekizinci yaş gününde babasının isteğiyle kendisine bırakılan bu mektuplar yer yer gözyaşlarından çukurlar oluşturmuştu.

Ahşap masasının üzerindeki çiçeğe baktığında ise oraya doğru ilerledi.Doğduğundan beri yanındaydı ölüm çiçeği.Bembeyaz yaprakları ilk günkü gibi güzelliğini koruyor ve onu çevreleyen cam fanustan dolayı parmakları bir kere bile üzerine değmemiş olsada, her baktığında babasını hatırlıyor oluşu içindeki birçok duyguyu canlandırmaya devam ediyordu.

Sandığın hemen yanından aldığı  zarfa baktı sonra.En eski tarihli mektubu içinden  çıkardı.Babası ülkesini uğruna birçok savaşa katılmış onurlu bir askerdi.Kralını korumaya yemin etmiş sadık bir baş muhafız.Şuan elinde tuttuğu sayfa ise Bianca doğduktan sonra çıktığı savaşlardan birinde yazdığı mektuplardan sadece bir tanesi.İlk satırları okudu gözleri dolmaya başlarken.

" Sevgilim ..

Uzaklarda oluşunun daha ilk günü.Yanında olmadığım saatler ise daha yirmi dört saati doldurmuş değil.Omuzlarıma yüklenen ve hep gurur duyduğumu dillendirdiğim görevim şimdilerde senin yokluğuna bir avuntu oldu.Sana kavuşmak için saydığım saniyeler aldığım nefesi birer birer eksiltmeye devam ediyor.

Kızımız doğalı tam 114 saati geride bıraktı.Senden sonra saydığım tek zaman da şimdi ona ait.Belki de sadece son defa görmüş olduğum yüzü bana seni hatırlatıyor.İlk gördüğüm de gökyüzünde çakan şimşekler sebebebiyle teninde oluşan parıltıyı hatırlıyor musun ? O geceyi aydınlatan ay sanki güzelliğini ondan almış gibi biraz daha ışıldamıştı olduğu yerde.

Seni özledim lavinia.Sana baktığım yer şimdi çiçeğinle süslendi.Yokluğun bile eşsiz, tıpkı varlığında olduğun gibi. "

Kısa mektubun sonuna geldiğinde yüzünden ayrılmaya hazırlanan birkaç damlayı da parmaklarıyla yok etti.Hiç tanıma şansı olmayan babasının sevgisi şimdi bütün kalbini kuşatmış gibiydi.Mektupta bahsettiği çiçeğe uzandığında sanki hissetmeye çalışır gibi saydam doku da gezdirdi parmak uçlarını.Annesine ait olması gereken lavinia şimdi onun odasında kalmaya devam ediyordu.Belki de kalbindeki özlemi dindirsin diye izin vermişti annesi.

On dokuz yaşına aylar kalmış ve babasına ait olan odaya atacağı adım için sadece sayılı günler hızla tükenmeye devam ediyordu.Babasının sevgi sözcüklerinin aksine annesi sert bir kadındı ve belki de sevdiği adamın  gidişinin ağırlığını kaldıramadığı için ördüğü duvarlardan sadece biriydi bu, Bianca'ya göre.

Elindeki mektubu tekrar zarfın içine koyarken, diğerlerini de sandığın içine yerleştirip kapağını kapattı.Gecenin karanlığını izledi sonra ve uyumadan önce yaptığı gibi gözleri gökyüzünü kaplayan ayda ve aydınlığı üzerine düşen ormanda oyalandı.

●         ●          ●

_ Nerede bu lanet olasıca kız Rose ? Susup durma karşımda.Birgün delirip bende zavallı teyzem gibi bir odaya kapatıldığımda mı aklı başına gelecek ? Mathilda ' ya söyle bana bir çay yapsın.Bir işi yaradığın yok zaten.

Hanımı arkasını dönüp uzaklaştığında Rose tuttuğu nefesi serbest bırakırken arkasındaki otlardan gelen hışırtıyla olduğu yerde bir çığlık koyverdi.Bugün şans ondan yana değildi belli ki.

_ Ah Rose senin bu korkak tavırların birgün tavuğumuz Lili gibi ölmene sebep olacak.

_ İnanın bana hanımım ölümüme sebep olacak sizden başkasını göremiyorum bu şatoda.

AĞLAYAN AĞAÇWhere stories live. Discover now