"Hani çocuk istiyoruz ya..." dedim bir anda.

"Senin baban ikiz. Ya ikizimiz olursa?"

"Oh tadından yenmez." Dedi gülerek.

Tepkisine bende güldüm. Babasının ikizi vardı. Amcası yani. Hemde tek yumurta ikizi. İlk fotoğraflarını gösterdiğinde şaşırmıştım. Aynı iki yüz ve beden. Farklı renkte iki gömlek vardı.

"İki tanesini nasıl taşıyacağım."

"Ben sana yardım ederim."

"Nasıl olacakmış o?"

"Karnından tutarım yukarıya doğru." Göğsüne ellerimi koyup çenemi de üzerine yerleştirdim.

"Sevgilim ya, dönünce evlenelim. Hatta annenlere haber ver bence dönmesinler bizi beklesinler. Onlarda Muğladayken halledelim."

Başımın iki yanından tuttu.

"Ciddi misin sen?" Dedi şaşkınlıkla.

"Ya evet aşkım. Kulaklarım ezildi bırak." Dedim gülerek. Ellerini çekti hemen.

"İçim rahatladı ya. Anasını satayım, kurban olduğum yüce Rabbim hayırlısıyla halledelim ya şu işi."

Kahkaha attım. Kendi kendine tavana bakarak konuşmuştu.

"Olur olur iyi düşünelim iyi olsun." Başımı yasladım göğsüne.

Saçlarıma öpücük kondurdu.

——

"Kartal bunu giyeceğim diyorsam bunu giyeceğim."

"Ya kurban olduğum. Seni götüreceğim yere bu daha uygun diyorum inat etmesene!"

 Seni götüreceğim yere bu daha uygun diyorum inat etmesene!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kartalın uzattığı beyaz elbiseyi aldım. Kırmayacaktım ve giyecektim.

"Ha şöyle ya." Dedi ve dolaba kendini yasladı.

"Bak Kartal biraz daha konuşursan giymeyeceğim."

Ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı. Biz çoktan uyanmış, duşumuzu almıştık. Şimdi ise yemeğe gitmek için hazırlanıyorduk. Ben her ne kadar lacivert bir takım giymek istesemde Kartal saçlarımın sarı oluşundan kaynaklı istemiyordu.

Üzerimi değiştirirken beni izliyordu. Sütyenimden kurtulduğum da ıslık çaldı.

"Sapık bakma." Dedim ters ters. Gülüşü giyinme odasında yankılanmıştı.

Giyinip basit bir makyaj yaptım. Kartalda gri bir yüksek bel kumaş pantolon üzerinede salaş bir beyaz gömlek giyip uçlarını pantolonuna sokuşturdu. Altına beyaz spor ayakkabılarını giymişti.

——

Mükemmel bir yere gelmiştik. Aşık olmuştum. Ateş böcekleri geceyi aydınlatıyordu. Küçük bir ev vardı. Göl manzaralı ve oldukça ağaçlı bir yerdi. Göle doğru uzanan bir köprü vardı. Orada duruyorduk. Kartal arkamdan bana sarılmış bir haldeydi. Bende bütün bedenimi ve başımı ona yaslamıştım.

Ateş böcekleri etrafımızda uçuşurken biz sadece etrafı izliyor, zamanın tadını çıkartıyorduk.

"Buraya ilk geldiğim zaman seni ilk gördüğüm zamanlar falandı..." konuşmaya başladı. Hiçbir tepki vermeden dinlemeye başladım.

"Senin için ilk burada ağlamıştım."

"Yaa neden ama aş-" sözümü kesti biraz daha sarıldı.

"Şş bölmeden dinle." Dedi. Çenesini başımın üstüne yasladı.

"Birini seviyorsun, haberi yok. Senin var olduğunu bile bilmiyor belki. Tek yaptığın şey paylaştığı fotoğraflara bakmak."

Derince bir iç çekti. Haklıydı, Kartalı ilk gördüğüm andan beri yaptığım en büyük aktivite buydu.

"Oğuz sevgilin olduğunu söylemişti. Buradaydım tam şuraya sandalyemi koymuş kafamı dinliyordum." Eliyle köprünün tam ucunu gösterdi.

"Dedim hasiktir. Hiç şansım kalmadı. Aldım ellerimin arasına başımı. Başladım ağlamaya. İçim nasıl bir korku hissiyle doluydu bak bilemezsin, anlatamam."

Bedenimi saran kolunu okşamaya başladım.

"Uzaktan seviyorsun, dokunmuyorsun koklayamıyorsun. Karşına çıkacak vaktim yoktu resmen. Burada işler tam o ara tökezlemişti. Babam hastalanmıştı her şey üst üste gelmişti."

Kollarının arasında dönüp yüzümü göğsüne yasladım.

"Neyse işte ilk defa bir kadın için ağlamıştım. Benden haberi olmayan platonik aşkım için." Gülerek burnumun ucunu öptü.

"Şimdi ise o platonik aşkım kollarımın arasında."

İkimizinde gözleri dolu doluydu. Kartalın güzel sesi titriyordu.

"Ve benim bu güzel kadına bir sorum ve söylemem gereken bir şey var."

Bir adım geriye giderek diz çöktüğünde. Tuttuğum göz yaşlarım yanaklarımdaki yerini aldı. Gülüşümde asla gitmiyor daha da genişliyordu. Çıkarttığı yüzük kutusunu bana doğru uzattı. Alt dudağını ısırıp yutkundu. Hafifçe öksürdü ve boğazını temizledi.

"Seninle evlenmeme izin verir misin?" Sorusuna seslice gülüp biraz eğilerek boynuna sarıldım.

Geri çekildim. Göz yaşlarımı sildim hemen.

"Benimle evlenir misin, güneş kızım?"

"Evet, evet seninle evlenirim sevgilim." Bağırmama ikimizde güldük. Elimi tutarak damla şeklinde ki yüzüğü parmağıma taktı.

Sıkıca sarıldık birbirimize. Kartalın göz yaşını sildim.

"Tamam evlenme teklifi bekliyordum ama bu biraz hayallerimden fazla oldu. Mükemmel bir ortam. Çokta anlamlı."

Ateş böceklerinin sesleri o kadar hoş geliyordu ki... Mükemmel bir ortamdı. Hiç böyle bir yerde evlenme teklifi alacağımı düşünmezdim. Hatta hiç ateş böceği göreceğimi de düşünmezdim.

Kartal düşüncelerimin, hayallerimin ötesinde bir adamdı.

"Bu diğer söyleyeceğin şey neydi?"

Hafifçe gülümsedi. Modu düşmüştü.

"Söyleyeceğim ama bana kızarsan 'ne diye evlenme teklifi ettin?' Falan dersen anlarım seni gerçekten."

"Ne diyorsun be? Çarpacağım şimdi bir tane."

"Tamam ya bir şey demedim say."

"Söyle hadi çatlatma."

Dudaklarını yaladı. Yüzümü ellerinin arasına aldı.

"Hastayım ben Ahu."

Bölüm sonu

Kimse bana küfür etmeden ben hemen çekileyim ahahhaıdnd

Alın size leziz bir evlenme teklifi.

İlerdeki eşime sesleniyorum. Böyle bir şey olursa sevinirim tatlım.

Nasıl buldunuz efendim.

Öptüm sizi

Sınır 500 vote 80 yorum

MODEL | +18 ( Yarı Mesajlaşma)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin