-4-

238 17 4
                                    

Yeni bölüm geldii! Saat 2:00 da atıyorum ama umarım gören olur. Saat ne ara iki oldu bende bilmiyorum valla. Yazmaya başlayınca çok hızlı dalıyorum. Zaman çok hızlı geçiyo. Neyse sizi tutmayayım. Iyi okumalar<33

Okurken dinleyebileceğiniz şarkı

Madrigal - Aynadaki Görüntün

~~~

Ormanın derinliklerine doğru ilerliyorlardı. Gittikçe hayvan sesleri yükseliyordu ve hava da soğumuştu. Rhaenyra ve Daemon öndeki şövalyeleri takip ediyorlardı. Etraflarında sadece uzun ağaçlar ve kırılmış dal parçaları.

Ava çıkalı iki saat olmuştur diye düşündü Rhaenyra. Ve hala şu lanet geyiği bulamamışlardı. Rhaenyra gittikçe düşüncelerine daha fazla dalıyordu. Hâlâ bu geyiğin neden bukadar önemli olduğunu anlamamıştı. Varislik falan filan. O hayvanın sonunu nasıl biteceğini çok iyi biliyordu. Ateşin üstünde döndürülerek kızarmış bir şekilde tabağına servis edilecekti. Ama asıl soru sonunun nasıl biteceği değildi. Kimin ilk bulacağıydı. Ve bu soru onu rahatsız ediyordu. Keşke iki seçenekten daha fazla olsaydı. Demir tahtın babasından sonraki oturacağı kişinin o olmasını istiyordu tabii ki. Ama rakibi amcası olunca işler daha da zorlaşıyordu. Içinden savaşmak gelmiyordu. Keşke ikiside yönetebilse. Ama bu imkânsız.

Derin düşüncelerinden onu alı koyan kişi şu anki ter rakibiydi. Amcası

"Nedir seni bukadar düşündürten, Prenses?" diye sordu Daemon.

"Gelecek" diye cevap verdi dürüstçe Rhaenyra.

"Gelecekten korkma, Rhaenyra" dedi Daemon. "Gelecekteki dönüşüceğin kişiden kork".

"Kendimden bile korkucaksam kime güveneceğim?" diye tereddüt etti.

"Insan herzaman kendinden ve yapabileceği şeylerden korkmalı".

"Belki ellerim ve kollarım bağlıdır. Hiçbirşey yapamıyorumdur" dedi Rhaenyra.

"O halde sadece olacakları izlemekle yetinirsin" diye cevabını verdi amcası.
Rhaenyra Daemon'a hayretle bakıyordu. Her sorunun cevabını çok büyük bir incelikle ve bilgelikle veriyordu. Ve bir nebze de şaşırmıştı. Bu oldukça hoşuna gitmişti.

Ve iki grup halinde ayrıldılar. Bir grup Daemon'un grubuydu. Diğeri ise Rhaenyra'nın. Herkes kimin yakalayacağını çok merak ediyordu.

Ormanda yürürken Rhaenyra'nın saçları ağacın kısa dallarından çekerken dağılıyordu. Nefes alıp verdikçe burnunu kaşıyordu. Ayakları ise yürümekten ağırmaya başlamıştı. Ve hala o kahrolası geyiği bulamamışlardı. Daha ne kadar yürüyeceğiz diye soracakken en öndeki adam eğilimlerini söylemişlerdi. Birde yere yatayım diye aklından geçirdi Rhaenyra ve kafasını sallayarak güldü.

Kız geyiği buldular mı diye biraz kafasını yukarıya kaldırdı. Ama hiçbirşey görünmüyordu. Sadece büyük bir ağaç ve uçuşan kuşlar vardı. Ama tam yeniden eğilecekken onu gördü.

Beyaz geyiği.

Çok zarif ve güzel bir görünüşü vardı. Sanki diğer geyiklerden onu ayıran birşey vardı. Evet, beyazdı. Onu diğerlerinden ayıran tek özellik beyaz olmasıydı. Targaryen'ların saçları gibi. Içlerinde yanan ateş gibi.

"Onu ilk biz yakalayacağız!" diye konuştu zaferle Rhaenyra. Bu durumdan mutlu değildi. Ama elinde fırsat varken Demir Taht'ı kaçıramazdı. O tahtta o oturacaktı.

Kendini motive ederken amcasının grubunu tam çaprazlarında fark etti. Tüm o vâris olma düşünceleri tuzla buz oldu. Eğer Daemon ile bir savaşa girseydi kesinlike kaybeden taraf o olurdu. Çünkü amcası kaybetmekten nefret ederdi. O hırslı bakışlarıyla bile rakibini alt edebilirdi.

Targaryen || Daemon and RhaenyraWhere stories live. Discover now