Kıkırdadım hemen. 30 yaşında ki adamın bu haline bayılıyordum. Kartal benim yanımda o güzel kalbinden geçtiği gibi davranıyordu. Dışarıda ise yine bana aynı ama diğerlerine yaşının insanı gibi oluyordu.

"Ya ben bu koca bebeği çok seviyoruumm." Dedim ve başının üstüne bir sürü öpücük kondurdum.

"Ahu iyi ki kabul ettin. İyi ki geldin."

"Sen bu durgunluğunun sebebinden bahsedecek misin artık?"

"İşle ilgili bebeğim önemli değil."

"Sevgilimin moral bozukluğunu öğrenmek ve ona iyi gelmek istiyorum." Dedim düz bir sesle.

"Senin şu an yanımda olman bile bana en iyi gelen şey. Ben senin varlığından bile razıyım. Sen ol yeter."

Dudaklarımızı birleşti. Elleri yanaklarımı tutuyordu. Bende aynı şekilde onun yanaklarını tuttum. Hem öpüyor hemde yavaşça okşuyordum.

——

Kartalla yatağımızda uzanıp sohbet etmiştik. Uzunca bir süre Kartal uyuya kalmıştı. O uyurken bende dizinin ikinci sezonunu izlemiştim. Yaklaşık iki saat sonra uyanmıştı. Beraber akşam yemeğimizi hazırlıyorduk.

Patatesin her türlüsünü çok seven bir sevgiliniz varsa mutlaka haftada iki kez patates yiyorsunuz. Bugün de o günlerden biriydi.

Fırında bol soslu patates, pilav ve çorba. Kartal zaten yemek yemeye bayıldığı için çok fazla yemek seçmiyordu. Ben sebze çok seviyordum. Kartal genelde ilk tabağında doymuyor ikincisinide yiyordu.

Hazırladığım salataya tuzunuda ekleyip karıştırdım. Kartal da patatesleri fırından çıkarttı. Masayı önceden hazırlamıştık.

"Canımın içi peçete verir misin?"

Sol tarafımda duran peçeteyi alıp uzattım. Teşekkür edip çorbaları kaselere doldurdu. Masaya geçip oturduk. Her şey çok güzel görünüyordu. Beraber yaptığımız en ufak şey bile gözüme dünyanın en iyi şeyiymiş gibi görünüyordu zaten.

"Ev bakmaya başlasak mı?" Soruna kaşlarımı çattım.

"Var ya evimiz." Diyip çorbamı içmeye devam ettim.

"Varda daha büyük bir eve geçebiliriz. Ya da daha merkezde bir ev. Şehir içinde."

"Yani bence evimiz gayet güzel. Büyüklüğü de iyi ama bilmiyorum." Dedim.

Kartal bitirdiği çorbasının kasesini tezgaha bırakıp bir tabağa patates ve bir tabağa da pilav doldurdu.

"Evet canımda çocukların okulu uzak olur. Erken falan kalkmaları gerekir istemem ben öyle."

Kahkaha attım.

"Aşkım daha olmayan bir şeye don biçiyorsun resmen!"

Kendi tabaklarını masaya bıraktı ve benim tabaklarımı aldı. Aynı şekilde bana da yiyeceğim kadar koydu. Kendisine koyduğunun çeyreği kadar yani. Tabakları önüme tekrar koyunca teşekkür ettim.

"Sonuçta olacak şeyler zamanında halletmek gerekiyor." Dedi huysuzca.

"Bence evleneceğimiz zaman düşünürüz." Dedim ve patatesi ağzıma attım.

MODEL | +18 ( Yarı Mesajlaşma)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin