-2-

289 23 0
                                    

Vee ikinci bölüm burada! Haftada en az 2 veya 3 bölüm yayınlayacam. Ve kitapla ve diziyle biraz farklı olucak şimdiden haberiniz olsun. Iyi okumalar :)
Okurken dinleyebileceğiniz şarkı:

Lana Del Rey - West Coast

~~~

Sabah daha gün doğmadan Rhaenyra'nın doğum günü için hazırlıklar başlamıştı. Atlar dinlenmişti, kılıçlar ve zırhlar parlatılmıştı. Hizmetliler koridorlarda koşustururken Daemon daha yeni uyanıyordu.

Gözlerini zorlukla açtı ve yatakta doğruldu. Bugün uzun bir gün olacaktı. Yatağının yanındaki sandalyenin üstündeki kıyafetini eline aldı ve giyinmeye başladı. Kıyafet kırmızı ve siyah renklerdeydi. Targaryen renkleri.

Odasının kapısını açtı ve koşuşan hizmetlilerin arasından geçmeye çalıştı. Hazırlıklar daha sabahın köründen başlamıştı diye düşündü Daemon. Abisi uyanmış mı diye bakmaya gitti ama hizmetlilerden biri daha uyanmadığının bilgisini verdi.

Taht odasına gitti ve biraz tahtın üstünde oturdu ama bir zaman sonra sıkıldı ve ejderhası'nı görmeye gitti. Dışarı çıktığında soğuk rüzgarı teninde hisseyi ve ürperdi. Ama ejderhasına yaklaştıkça orada birinin olduğunu gördü.

"Bu erken saatte burada ne yapıyorsunuz, Prensesim?" diye sordu ve ellerini arkasında birleştirdi.

"Ah, amca sizi fark etmedim" dedi Rhaenyra ve Caraxes'i okşayan elini aşağıya indirdi.

"Fark edilmeden yaklaşmak uzmanlık alanım" dedi Daemon ve ejderhasına doğru baktı.

"Çok güzel değil mi?" diye sordu Daemon ve elini Caraxes'e doğru yöneltti. Kırmızı oluşu ateşe benzetiliyordu. Aynı sürücüsü gibi.

"Asil, eşsiz, güzel... aynı sizin gibi" dedi Rhaenyra ve gözlerini amcasının gözlerinden kaçırdı. Ne dediğinin beş dakika sonra farkına vardı.

"Senin ejderhan nerede, Prensesim?" diye sordu merakla ve yeğenine doğru yaklaştı.

"Ah, Syrax mı? Tam da Caraxes'in yanında."

Bunu söyledikten sonra Daemon Syrax'in yanına doğru yöneldi. Büyük bir ejderhaydı. Ne kadar Caraxes ondan büyük olsa da ihtişamlı bir görünüşü vardı Syrax'in. Yatmış uyuyordu. Nefes alıs verişleri bile rüzgar gibiydi. Daemon elini ejderhanın başına değdirdi.

"Çok heybetli bir ejderhan var, Rhaenyra" dedi Daemon ve gülümsedi.

"Yine de buradaki bütün ejderhalardan daha küçük".

"Küçük olması güçsüz olduğunu göstermez. Senin gibi".

"Ben küçük müyüm?!" diye sordu Rhaenyra hırsla.

"Biraz kısasın sadece. Bugün çok yemek yemen gerekicek" bir anda durdu Daemon ve gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Yemeğini ye ki uzayabil. Ha birde akşamları güzellik uykuna erken yat, küçük kız" diye bitirdi ve kıkırdayarak içeri giriyordu.

"Benimle dalga geçme, Daemon" dedi hafif gülerek ve amcasını takip etti.

"Aa ama ben doğruyu söylüyorum neden hemen bozuldun, küçük kız?"

"Ben küçük değilim artık 17 yaşında bir genç kadınım" dedi Rhaenyra bastıra bastıra. Daemon'un bu tavrı hoşuna gitmişti.

"Tamam genç kadın... ama sana küçük kız desem bozulur musun? Kendimi tutamıyorum" dedi sırıtarak pis pis.

"Bende sana yaşlı amca desem bozulur musun?" diye sordu Rhaenyra sinir etmek için. Daemon sinirlenerek Rhaenyra'nın önüne geçti ve yüzüne doğru eğildi.

"Sana göre yaşlı mıyım?" diye sordu biraz sinirle.

"Değil misin, amcacığım" dedi o da yaklaşarak.

Gittikçe birbirlerine yaklaşıyorlardı. Daemon kızın dudaklarına baktı. Rhaenyra'nın burnu soğuktan kızarmıştı ve böyle çok tatlı gözüküyordu. Yeğeni de amcasının dudağına bakmıştı.

"Senden büyük birine saygısızlık mı yapıyorsun?"

"Sadece doğruları söylüyordum canım amcam" dedi ve uzaklaştı Rhaenyra.

"Yaşımı bile bilmiyorsun" diye uzattı konuyu Daemon.

"Peki. Kaç yaşındasın?"

"Bil bakalım".

"Hmm... otuz sekiz?" diye sordu. Daemon yanlış cevap vermiş gibi kafasını salladı.

"Otuz" diye cevap verdi Daemon uzatmıyarak.

"Yaklaşmışım".

"Hiçte bile. Otuz ile otuz sekizin farkı var" diye kendini korudu Daemon.

"Yine de babamla nasıl bu kadar büyük yaş farkınız var anlamıyorum".

"Annemiz 18 yaşında Viserys'e hamileymiş. 27 yaşında ise bana hamileymiş".

"Anladım" diye mırıldandı Rhaenyra.

"Ama tabi ki ben yaşıma göre genç gözüküyorum" dedi hava atarak Daemon ve Rhaenyra'nın önünden çekilip yoluna devam etti. Arkasından da onu yeğeni takip ediyordu.

"Ona şüphem yok zaten amca" dedi Rhaenyra gülerek.

"Merak etme sende genç gözüküyorsun" diye ekledi yanındaki adam.

"Iltifatınız için teşekkür ederim, Prensim" dedi Rhaenyra ellerini arkaya birleştirirken.

"Iltifat değildi" diye açıkladı Daemon. "Gerçekler".

Birlikte odalarına doğru yönelmişlerdi. Ama bir şövalye Prensese kralın onu odasına çağırdığını bildirdi. Rhaenyra oflayarak amcasına doğru döndü.

"Burada yollarımız ayrılıyor amca. Bana eşlik ettiğin için teşekkürler" dedi Rhaenyra gülümseyerek.

"Ne demek, Prenses" dedi Daemon ve göz kırptı. Ve ikiside arkalarını dönüp yollarına yalnız devam ettiler.

Targaryen || Daemon and RhaenyraUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum