-1-

467 23 0
                                    

Merhaba! Bu ilk bölüm ve heyecanlıyım aslında. Diziye başladığımdan beri bu iki karakteri bir türlü unutamıyorum ve onlar hakkında kurgu yazmaya karar verdim. Çok değişik bir kimyaları var. Hala bir yeğen ve amcayı nasıl yakıştırıyorum anlamıyorum ama bende durumlar böyle. Umarım beğenirsiniz. Bölümü okurken dinleyebileceğiniz şarkı -
LORDE - Everybody wants to rule the world

~~~

Daemon Targaryen zor bir adamdı. Her zaman kavga arayan ve bir savaş çıksa hemen atlayacak biriydi. Ejderhası ile bulutların arasında uçmayı severdi. Gözü döndüğünde ise onu tek sakinleştiren şey ejderhasıydı. Karısını sevmeyen tutkuyu her akşam başka kadınlarda arardı. Çoğu kez abisini sinirlendiricek şeyler yapardı ve sürgüne gönderilirdi. 1 veya 2 yıl sonra abisi ona kıyamayıp yeniden yanına çağırırdı. Ama o yine kuralları çiğnerdi.

Genelde birşeyi ister ve ondan çabucak sıkılıp başka şeylerin peşinden koşardı. Ama o bu sefer istediği şeyden vazgeçmeyecekti. Istediği şey ise şu an abisinin oturduğu taht. Yeğeninin varis seçildiği günden sonra aklında tek birşey vardı. Onu baştan çıkartmak. Yeğeni ona aşık olacaktı ve evleneceklerdi. Sonra da o kral Rhaenyra ise kraliçe olacaktı. Plânı bukadar basitti.

Ama şu an onu gerçekleştirememesi yeğeninin daha 17 yaşına basmamasıydı. Doğum gününe 5 gün kalmıştı ondan sonrası ise yakınlaşmak ve Rhaenyra'nın onu arzulamasıydı. Yıllardır gelenek böyleydi. Iki Targaryen birbirleriyle evlenirdi ve tahta geçerlerdi. Kuzen veya kardeş farketmeden veya aşık olmadan.

Bazı insanlar bunu iğrenç bulurdu ama gelenek böyleydi. Targaryen'ların tahtta kalabilmesi ve daha fazla varis verebilmesi için.

Bu 5 günde Daemon sadece Rhaenyra'yı düşündü. Onu nasıl baştan çıkarır diye. Ve sonunda planını yaptı. Abisinin karşı çıkacağını biliyordu ve bu onun daha da hoşuna gidiyordu. Kanla da olsa o tahta çıkacaktı. Onun sırası gelmişti ve yerini kaptırmayacaktı.

3 yıl sonra yeniden taht odasına giriyordu. Herkes toplanmıştı. Girdiğinden tüm gözler onun üzerindeydi. Ilk fark ettiği kişi kırmızı ve siyahlara bürünmüş Rhaenyra'ydı. Saçları arkada küçük bir topuza toplanmıştı. Mavi gözleri ona bakıyordu.

Daemon sallana sallana taht odasına girdi. Yüzünde pis bir gülümseme vardı. Abisinin namı değer kralın önünde eğildi. Viserys onun omzuna dokundu ve başını kaldırmasını söyledi. Daemon başını kaldırdı ve abisine sarıldı. Sarıldığında ise Viserys'in arkasında duran ve ona doğru gülümseyen Rhaenyra'yı gördü. Oda gülümsedi ve abisiyle ayrıldılar.

"Vay be!" dedi Viserys ve kocaman gülümsedi. " Üç yıl geçti ve sonunda buradasın kardeşim".

"Buradayım" dedi Daemon ve kaşlarının altından bakarak sırıttı. Viserys onun omzuna dokundu ve yeniden konuşmaya başladı.

"Gel odama geçelim. Rahat rahat konuşalım" dedi ve yürümeye başladı. Daemon ise onu takip etmedi.

"Tabii ki ağabey" diye onayladı ama sözü daha bitmemişti.

"Ama yeğenimi de üç yıldır görmüyorum. Ona da sarılmalıyım" dedi ve gülümseyerek Rhaenyra'ya doğru yürüdü.

Rhaenyra'da gülümsedi ve amcasına sıkıca sarıldı. Birbirlerini özlemişlerdi. Aralarında ikisinin de çözemediği bir bağ vardı. Ve o bağ şu an daha da güçlenmişti. Birbirlerinden ayrıldılar ve Daemon o an birşey fark etti. Ona verdiği kolye boynundaydı. Gözlerini kolyeden ayırdı ve yeğeninin yüzüne baktı.

Gözlerinin maviliği,

Yüz hatları,

Dudaklarının keskinliği ve dolgunluğu.

Daha da güzelleşmişti. Artık o küçük ve meraklı kız yoktu karşısında. Olgun ve güçlü bir kadın duruyordu.

Sonunda gözlerini ayırdı ve abisine doğru döndü.

"Hasret gidermeniz bittiyse gidebiliriz" dedi Viserys ve taht odasından çıktı.

~~~

Artık akşam olmuştu ve Daemon odasına dönüyordu. Tüm günü abisi ile geçirmişti. Krallığı konuşup şarap içmişlerdi. Viserys ise herşeyden habersiz kardeşi ile özlem gideriyordu.

Tam odasına girerken balkondaki Rhaenyra'yı farketti. Belki şimdiden planına başlasaydı fena olmazdı. Zaten odasıda balkonun yanından iki adım uzaklıktaydı. Sallanarak yeğeninin yanına gitti ve manzaraya baktı. Gerçekten büyüleyiciydi. Ama tam sağındaki Rhaenyra daha da güzeldi.

"Canın mı sıkkın?" diye sordu Daemon.

"Hayır" diye hızlıca cevap verdi Rhaenyra. "Sadece düşünüyordum".

"Peki nedir seni bukadar düşündürten, Prenses?" diye sordu ve prenses kelimesini imağlı bir şekilde söyledi.

Rhaenyra ise sadece gülmekle yetindi. " Bir eş adayı arıyorum ama hala bulamadım" dedi ve devam etti. "Herkes çok bencil. Kendilerini herkesten üstün görüyorlar". Daemon bu tespite güldü.

"Bazen kendi kriterlerine göre birini bulmak zordur" dedi ve Rhaenyra'ya doğru döndü. "Senin için mükemmel birini bulmak" saçı ile oynamaya başladı. "Ona aşık olmak" parmağını yüz hatlarında gezdiriyordu. Rhaenyra ise onun gözlerine bakıyordu. Sonunda eli boynundaki kolyeye gitti. "Benim verdiğim kolye".

"Nezaman geleceğini hissetsem takıyorum" Daemon kolyeyi inceliyordu ve bazen de karşısındaki yeğeninin gözlerine bakıp gülümsüyordu. "Unuttuğunu sanmıştım" dedi amcası.

"Aldığım en güzel hediyeyi nasıl unutabilirim, Prensim?" diye cevap verdi Rhaenyra imali bir şekilde. Daemon kızın kolyesini bıraktı ve baş parmağını boynunda gezdirdi.

Rhaenyra ne hissedeceğini bilmiyordu. Karşısında amcası ile sadece konuşuyorlardı. Belki uzaktan böyle gözüküyordu ama öyle değildi. Bildiğin flört ediyordu. Ve bu ilginç bir şekilde hoşuna gitmişti.

"Sizi tuttum galiba, Prensim" dedi Rhaenyra ve sessizliği bozdu. "Isterseniz gidin ve uykunuzu alın yarın uzun bir gün olacak".

"Siz uyumayacak mısınız, Prensesim?" diye ilgilendi Daemon. "Nede olsa yarın sizin doğum gününüz. Sizinde uykuya ihtiyacınız olucak".

"Bende birazdan yatacağım" dedi ve manzaraya doğru baktı.

"Iyi geceler, Prenses" dedi ve ve odasına doğru döndü.

"Uykuya ihtiyacınız olucak".

Targaryen || Daemon and RhaenyraWhere stories live. Discover now