1. Bölüm

4.6K 37 4
                                    

     Matematik dersinin bitmesini iple çekiyordum. Özlem Hoca nöbetçi olduğu için okulun arkasında sigara içmek çok riskli olsa da Gül Hocanın mıymıntılığı nikotin krizine girmeme neden oldu. Zil çaldığı gibi çantamdan sigara paketini kapıp okulun arkasındaki Su deposunun oraya koştum. Turuncu Pallmal Sigaramdan bir tane çıkarttım hızlı hızlı tüttürmeye başladım. Ailemin durumu çok iyi olmasına rağmen beni koleje değil de Anadolu lisesine yolladılar.
       Sigaramın son fırtını çekip deponun arkasından çıkmıştım ki Özlem Hoca ile göz göze geldik. Çok aksi ver sert bir kadındı attığı dayaklar ile nam salmıştı. Sigara içen öğrencileri genelde döverdi tutanak da tutturmazdı. Sigaradan dolayı kimse ceza almak istemediği için de şikayetçi olmazdı. "Ali deponun orada ne arıyorsun? Sigara mı içiyordun yoksa ?" Dedi sinsice gülerek.  Yalan söylersem ve üzerimi ararsa daha çok dayak yiyeceğimi biliyordum bu nedenle ürkek bir sesle " Evet Özlem Hocam sigara içiyordum çok özür dilerim" dedim yalvarırcasına. " Sorun değil içebilirsin tabi.." dedi.
     Uzun tenefüste olduğumuz için buraya geç geleceğini düşünmüştüm fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Gözlerini üzerimden ayırmadan delici bakışlarla sert bir tonda konuşuyordu. "Üzerini aramak istemiyorum, üzerinde sigara varsa bana teslim etmeni tavsiye ederim" dedi. İçten içe korkmaya başlamıştım sigara paketini ararken ellerim titriyordu. Kekeleyerek "tabi hocam siz nasıl isterseniz" dedim. Paketi bulup Özlem Hocaya teslim ettim. İçinden bir sigara aldı ve dudaklarının arasına koydu"Çakmağı da ver" dedi.   
Sigarasını yakmayı düşündüm ama korkudan çakmağı uzatmakla yetindim.
      Paketin dışına doğru bir dal çekip bana uzattı " Yak bakalım bir tane" dedi alay eder bir ses tonu ile konuşuyordu.  "Hocam sizin karşınızda sigara içmek saygısızlık olur bunu yapamam" diye cevapladım. Tüm gücümle dayaktan kurtulmaya çalışıyordum dayağı değil de tutanağı seçersem babam evde kemiklerimi kırabilirdi. Özlem Hoca sesindeki sertliği arttırarak " Al yak bir tane dedim sana sinirlenmeye başlıyorum " dedi. Uzattığı paketten bir dal aldım hemen çakmağı da uzattı sigaramı yakıp içmeye başladım. Öğrencilerin buraya gelmesi yasak bir alandı burası okulun bahçe alanı çok geniş olduğu için kontrolü sağlamak adına okul yönetimi böyle bir yöntem kullanıyordu. Spor salonunun olduğu bölgeye üniforma ile gitmek kesinlikle yasaktı sadece dersi olan öğrenciler o bölgeye gidebiliyor.
     Ürkek ürkek sigarayı içiyordum Özlem Hoca gözlerini ayırmadan sessizce beni izliyordu. Korkunun yerini şimdi merak almıştı sigarayı hızlıca içmeye başladım. Korkunun ecele bir faydası yoktu sonuçta. Sigaradan son dumanı da alıp duvara sürterek söndürdüm. İzmariti yere atmaya korkmuştum, genelde orada içildiği anlaşılmasın diye bahçe duvarından atardık ama Özlem Hoca çevreci bir insandı bu hareket cezanın katlanmasına neden olabilirdi. " Afiyet şeker olsun Ali Beyimiz istersen sigara içebilirsin pek tabi ama bedelini ödemek kaydıyla" dedi gülerek. Yalvarırcasına konuşmaya çalışarak " Hocam çok özür dilerim, okulda bir daha asla sigara içmeyeceğim "dedim.  "İçip içmemen beni ilgilendirmiyor dedim ya.
     Sigarayı 34 kere içine çekerek bitirdin. İkinci sigara için ben izin verdiğim için onu promosyon gibi düşünebilirsin fakat ilk sigara için Otuz dört tokat yiyeceksin bundan kaçışın yok" dedi alaycı bir sesle yavaş yavaş yanıma doğru yürümeye başlamıştı. Otuz dört tokat çok fazlaydı, acaba müdür yardımcısına tutanak tutturma seçeneğini mi seçmek daha mı mantıklı olur diye düşünmeye başlamıştım ki babamın yapacakları beni daha çok korkuttu harçlığımın kesilmesi ve sosyal hayatımın kısıtlanması da cabası. " Hocam çok özür dilerim lütfen bu seferliiii" affedin diyecekken ilk tokat kulağımın altında patladı sendeleyerek şaşkınlıkla bir kaç adım geri gittim. "    Kaçarsan her tokat bu sertlikte olur benim sana tavsiyem kıpırdamadan durman olurdu tabi bir de çeneni kapalı tutman" dedi.
      İkinci tokat da ilk tokat kadar sertti kıpırdamadan durmak için büyük çaba sarf ettim. Üçüncü ve Dördüncü tokattan sonra hep şiddet azaldı hem de hızlanmıştı. Arada sert tokatlar da geliyordu ama artık sayacak durumda değildim.  Tam konuşmaya hazırlanıyordum ki gelen iki sert tokatla nevrim döndü tokatların şiddeti baya artmıştı ki teneffüs zili çaldı. Özlem Hoca tokat atmayı kesmişti. "Yirmi üçte kaldık bana 11 tane borcun var git elini yüzünü yıka derse geç kalma elbet tahsilatı yaparız"dedi. Sesi sakinlemişti koşarak oradan uzaklaştım yanaklarım yanıyor, kulaklarım uğulduyordu. Nasıl göründüğümü bilmiyordum biriyle karşılaşmaktan korkarak hemen tuvalete koştum soğuk suyu bolca yüzüme vurdum suratım pancar gibi kızarmıştı. Sadullah Hocanın coğrafya dersi vardı biraz geç kalsam sorun olmazdı. Aşırı yaşlı ve anlayışlı bir insandı ders anlatmayı da pek sevmezdi genelde test çözmek için bizi serbest bırakırdı. Tüm öğrenciler ve hocalar sınıflara girmişti aslında bir sigara içip rahatlayabilirdim fakat Özlem Hoca el koymuştu fazla geç kalmadan sınıfa döndüm. Herkes kendi halinde takıldığı için içeri girmemi kimse takmamıştı. Sıranın üzerine başımı koyup yaşananları düşünmeye başlamıştım.
      Özlem Hoca çok samimi olmadığım fakat beğeni ile yaklaştığım bir hocaydı. Tüm okul ondan nefret ederdi gerçi bu dayaktan sonra sempati beslemek de zordu kendisine. Disipline sevk edilmekten iyiydi yine de gerçi on üç tokat daha atacaktı güya attıklarına saysın daha da böyle bir şey yaşanacağını sanmıyordum. Zil çaldı ve Sadullah Hocanın dersi bitti arkadaşlar ile bahçeye çıktık Özlem Hoca nöbetçi olduğu için kimse sigara içmeye yanaşmadı. Kalabalık alanda durmaya özen gösteriyordum. Ahmet " La Ali noldu yüzüne kıpkırmızı olmuşsun" dedi.  "Bro sorma ya, Sadonun dersi o kadar sıkıyor ki yüzümü sıraya gömdüm kan gitmedi sanırım" diyerek geçiştirdim.  Bahçe duvarının önünde çocuklar ile sohbet ederken Özlem Hoca göründü. Burada oturmak normalde yasak değildi fakat herkes sanki suç işlemiş gibi kaçıştı. Ben kaçamadım tabi gülerek yanıma geldi. Okulun bu bölümü en kalabalık alandı müdürlerin odaları da buraya bakıyordu burada bir şey yapacağını sanmıyordum Özlem Hoca genelde kuytu köşede dayak atardı. "Dersin başlamasına 3 dakika kaldı, neden borcunu ödemek için su deposuna gelmedin ? Dedi sesi ciddileşmişti. "Ö özür dilerim hocam beklediğinizi bilmiyordum" dedim afallamıştım. "Artık biliyorsun ama sana hediye ettiğim bir sigarayı da sildim artık borcun Kırk yedi oldu. Ödemediğin her gün yüzde on artar borcun. Ya da tutanak ile hemen konuyu çözebiliriz tercih senin" dedi. "Hocam bu son ders bugün nasıl ödeyeceğim ödesem de nasıl dayanacağım buna " dedim sesim ağlamaklı çıkmıştı. " Okuldan sonra bir saat kadar oyalan sonra spor salonuna gel Gamze Hocan sağlık ocağına gidecek o ara odasında onu bekleyeceğim beklerken sıkılmamış olurum" dedi.
        Zil çalmıştı herkes sınıflara doğru yürüyordu. "Peki hocam" dedim ve yürümeye başladım ben de. Bu nasıl bir şeydi ya bu kadın resmen manyaktı Kırk yedi tokat çenemi bile kırabilirdi. Sanat tarihi dersini konsantre olup da dinleyemedim aklım Özlem Hocadaydı. Dersten sonra okulun ilerisindeki tekele gidip bir paket turuncu pallmall aldım. Bir sigara yakıp biraz ilerideki cafenin yolunu tuttum. Yaşadığım stres o kadar büyüktü ki midem ağrımaya başladı. Filtre kahve mi yudumlarken bir sigara daha yaktım okul biteli yarım saat olmuştu artık spor salona gidip şu işten kurtulmam lazımdı.  Geç kalıp Özlem Hocayı kızdırmaktan korktuğum için hızlıca kahvemi bitirip salonun yolunu tuttum. Okula giderken güvenlik " hayırdır Ali bir şey mi unuttun " diye sordu. "Aynen abi kalemliğim kalmış" diyerek geçiştirdim. Salonun giriş kapısından girerken kalbim ağzıma gelmeye başlamıştı.
        Tribünlerin altındaki koridordan Gamze Hocanın odasına doğru yürüyordum fakat koridor bitmek bilmiyordu. Kapının önüne gelmiştim çalıp çalmamak arasında ikilem yaşıyordum şimdi de ürkekçe kapıyı tıkladım nihayetinde. " Geeeeel " diye bağırınca Özlem Hoca içeri girdim ellerimi suçlu gibi önümde birleştirip bir şey söylemesini bekliyordum. Ama o hiç bir şey söylemeden beni süzüyordu. Elinde sigarası vardı. Kahvesinden bir yudum alıp sigara içmeye devam etti. " İstersen kahve alıp sen de bir sigara içebilirsin çekinmene gerek yok "dedi alaycı bir tavırla. "Teşekkür ederim Hocam kullanmıyorum artık"diye cevap verdim. " Karşıdaki minik tabureyi alıp gel de başlayalım Gamze Hocan gelirse borçlu kalma" dedi.  Tabureyi alıp tam önüne koydum tabure çok alçaktır basım göğüs hizasına ancak geliyordu. " "Kıpırdamak ve konuşmak şiddeti arttırır haberin olsun " dedi ve ardından ilk tokatı patlattı çok sert bir tokattı ama bahçede attıklarının yanında masum kalırdı. Parmağının dışıyla vurduğu yanağıma dokundu sonra diğer eliyle diğer yanağıma sağlam bir tokat patlattı bu beni baya bir sarsmıştı bozuntuya vermemeye çalıştım ama elimde değildi. Hızlı hızlı sert ve yumuşak arka arkaya tokatlar gelmeye başladı genel olarak çoğu sertti basım dönmeye başlamıştı saymanın imkanı yoktu. Sağlam iki tokat attıktan sonra durdu. Burnum kanıyor zannettim ama öyle bir şey yokmuş sarsıntıdan bayılmak üzereydim. "Git bir elini yüzünü yıka rahatla devre arası" dedi kahkaha atarak.
       Yüzümü yıkayıp geri geldim yüzüm alev alev yanıyordu tabureye tekrardan oturdum. Özlem Hoca sigara yakıp sigarasını içmeye başladı ara ara da telefonuna bakıyor benimle ilgilenmiyordu. Sigarası bitince " Devam " dedi neşeli bir sesle. İlk tokatı ile tabureden  düşecek gibi oldum ikinci daha fena patladı. Dozunu iyice arttırmıştı. Böyle bir kaç tane daha yesem bayılabilirdim. Beş altı tokat sonra istemsizce gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Eliyle yaşları silerken " Oyy ağlıyor musun sen " dedi aşağılayarak. Yüksek şiddetli dört beş tokat daha attı artık taburenin üzerinde sallanmaya başlamıştım düşmek üzereydim. Yarıdan fazlası bittiği için dayanıp bundan kurtulmak istiyordum.

YıkımWhere stories live. Discover now