66. Bölüm

20 1 0
                                    

"Giriş burada bir yerde olmalı." Defne kollarını göğsünde birleştirerek sonsuz beyazlığa baktı. Havanın kasveti yüzünü asmasına sebep oluyordu.

"Bir çeşit tünel..." Cemre dizlerinin üzerine çökerek avucunu kumla doldurdu. Rüzgarla birlikte dağılan kum usulca döküldü. "Her şeye sebep olan şeyin şu kum tanesi olduğunu mu düşünüyorlar?" Yüzünde belirsiz bir gülümseme belirirken doğruldu. "Ne üzücü, keşke biri onlara sebep olanların kendileri olduğunu gösterebilse."

"Göstermedin mi zaten?" Gazel şapkasını düzelterek üzerini silkeledi. Siyah kabanı neredeyse beyaza bulanmış, rüzgâr sanki tüm kumu üzerine boşaltmıştı. Kaşları hafif çatık, yüzü asıktı. Bu tarz boğucu havalardan nefret ediyordu. Üstelik evini ciddi anlamda özlemişti.

"Sonuç olarak gerçek sandıkları birçok şey gerçek değil. Bu sıradan bir kum. Buraya ilk geldiklerinde gördükleri kasaba sahte. Bir de mezarda bunlara saldıran deliler falan vardı. Yaşadıkları birçok şeyi özel olarak tasarlamadın mı zaten?"

Cemre omuz silkti. "Sonuçta hepsi farklı sebeplerden yaşanmış olaylar değil miydi? Gördüklerini gerçek sanmaları çok normal. Ayrıca yaptığım her şeyden zevk almıyorum. Aslında bakarsan artık pişmanda olmuyorum. Baksana tek suçlu bizmişiz."

Alya derin bir nefes alarak etrafını izliyor, sessiz kalmayı tercih ediyordu. Söylenecek ne vardı ki sanki? En başa dönmüşlerdi.

"Tünel burada," dediğinde yerinden kıpırdamadı Gazel. Çölde belirmeye başlayan uzun şeffaf yola baktı. Çok az kalmıştı. Yakında evinde olacak, bunca şeyi geride bırakacaktı. Keşke zihnini de bu sonsuz beyazlığa gömebilseydi. Çok şey yaşamıştı. Son yaşadıkları ayrı bir ağır gelmiş, duyguları darmadağın olmuştu.

"Gidelim," dediğinde çoktan hareket edip tünelin içine girdi Cemre. İlk başta bir şey olmadı. Ardından tünel metalik bir şekle bürünerek belirgin bir yola dönüştü. Tavanda kırmızı noktalar, hareket eden böcekler belirdi.

"Yüz tanıma sistemi olmalı, muhtemelen Ilgın sayesinde giriş yapabileceğiz. Aynı yüze sahip olmanın tek iyi yönü belki de bu olacak."

Alya tereddüt ederek ilerlemeye başladığında Cemre'ye sürekli yakın olmaya özen gösterdi. Aksi bir durumda sakata gelme ihtimali yüksekti. Muhtemelen o aşamaya henüz gelmemişlerdi fakat kendisini riske atmak istemedi. Aynı sıkıntı Gazel'de de vardı fakat o kadar umurunda değildi ki sanki birileri gelse canımı alsa diye bekliyordu.

Bir süre kristali andıran zeminde ilerlediler. İlerledikçe arkalarında kalan yol şeffaf bir hal alarak yok oluyordu. Böyle bir şeyi tasarlamak nasıl mümkün olabilirdi?

"Yiğit denilen adama hayran kaldım şu an," dediğinde sırıttı Defne. "Fazla zeki."

"Gerçekten taktir edilesi," diye onayladı Cemre. Her ayrıntıya zihnine yerleştirmiş, pür dikkat izlemişti. Hakkını vermek gerekirse gerçekten çok sağlam iş yapılmıştı. Belki benzeri tasarlanabilirdi fakat bu çok uzun sürerdi. "Sizce burayı kaybederse ne hisseder?"

Gazel gözlerini tavandaki böceklerden çekerek Cemre'ye baktı. "Ben olsaydım kafayı yerdim. Böyle bir kötülük yapmak istemezdim sanırım. Sonuçta burası tamamen Yiğit denilen adama ait. Kardeşlerinin pek alakası yok gibi."

Cemre onaylarcasına başını salladı. Her birinin farkındaydı fakat geri döndüklerinde muhtemelen hepsinin geleceği tek yer de burasıydı.

Büyük bir kapının önüne geldiklerinde durdular. Şeritler halinde iki kapıdan oluşuyordu. Üzerinde farklı tarzda vericiler ve anlayamadığı dilde yazılar vardı. Çok hızlı hareket ediyordu fakat buna rağmen birkaç tanesini seçebildi.

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Apr 26 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

AFRAOnde histórias criam vida. Descubra agora