Gözlerim şaşkınlıkla açılırken 'vay be' dercesine dudaklarımı büzdüm. "Sana layık olmaya çalışıyorum." Bartın'ın tekrar konuşmasıyla gülerken daha fazla dikkat çekmemek için önüme döndüm.

Önüme dönmüştüm dönmesine ama aklım hala Bartın'daydı. Diğerlerini de çok seviyordum ama şu an Bartın'la tek olmak isterdim. Onunla vakit geçirmek, ona rahatça gülümseyebilmek, ona sarılmak, sorular sormak... Ve daha fazlası. Tüm zamanlarımı onla geçirmek istiyordum sanki. Bana ne yapmıştı? Galiba artık biliyordum... Beni kendisine bu denli bağlamasının tek bir açıklaması vardı. Artık bundan kaçmanın anlamı yoktu.

"Sen kendi kendine mi gülüyorsun?" Dilay'ın sorusuyla kendimi toparlarken "Yoo." dedim hızlıca. Kendimi ifşa etme konusunda bir numaraydım gerçekten.

Dilay'ın sorgulayıcı bakışlarından kaçmak için saate bakıp "Ben artık kalksam iyi olur. Saat baya geç oldu." diyerek eşyalarımı toplamaya başladım. Bahane bir yana gerçekten saat geç olmuştu. Geç yatınca sınavda da zorlandığımdan eve gitsem iyi olacaktı.

Eşyalarımı toplayıp ayaklandığımda Bartın da "Ben de Eva'yla beraber çıkıyorum." diyerek ayaklandı. Ona kaçak bir gülümseme attığımda diğerleriyle vedalaşıp evden çıktık.

Sessizce durağa kadar yürüyüp gelen otobüsteki çiftli koltuklardan birine oturduğumuzda derin bir nefes aldım. Otobüste saat geç olduğundan bizim dışımızda sadece birkaç kişi vardı.

Camdan dışarıya bakan bakışlarımı ona çevirdiğimde göz göze geldik. "Sonunda..." diye mırıldandı o an. Dudaklarımda kocaman bir gülümseme meydana gelirken bakışlarımı kaçırmadan ona doğru baktım. Normalde insanlara bu kadar uzun süre bakmazdım. Ama söz konusu o olduğunda her bir noktasını ezberlemek istiyordum.

"Bazen arkadaşlarımızın hepsini boğazlayasım geliyor, biliyor musun?"

Beklemediğim bu cümleyle hayretler içinde gülerken "Çok ayıp. Arkadaşımız onlar bizim." diyebildim. Bartın huysuz bir çocuk gibi omuz silkerken "Seninle baş başa bir çalışma keyfi geçirmiş olabilirdim. Ama onlar yüzünden sana düzgünce sarılamadım bile." dediğinde düşünmeden kollarımı açtım ona doğru.

Birkaç saniye açtığım kollarıma baktıktan sonra yaklaşıp kollarını bana doladı. Sarılışına memnuniyetle karşılık verirken başımı boynuna koyup derin bir nefes aldım. Huzurluydum, her zamankinden çok daha fazla.

"Seni hiç bırakmak istemiyorum Elis. Tüm hayatımı bu şekilde geçirmek istiyorum. Çünkü bir tek senin yanında bu kadar mutlu olabiliyorum. Bir tek senin yanında bu denli güvende hissediyorum."

Eli saçlarımı okşarken konuşmasıyla gözlerim doldu. Biz birbirimize çok iyi geliyorduk. Beni mutluluktan ağlatacak kadar çok... Ruh eşimi bulmuş gibi hissediyordum onunlayken. Öylesine tamamlanmış, öylesine doğru...

"Peki sen Elis?" dedi benim sessizliğimi fırsat bilerek. Hafifçe geri çekildikten sonra gözlerime bakıp devam etti."Benim hissettiklerimi sen de hissediyor musun? Ya da şöyle sorayım. Bizim vaktimiz gelmedi mi hala?"

Bu sefer kaçmadım. Ertelemedim, bekletmedim. Zaten ona gereken cevabı kalbim vermişti. Dudaklarımdan çıkan sözcüklerle duymayı da hak ediyordu. Biz artık bir olmayı hak ediyorduk. Bu sefer ertelemek istemiyordum. Onun elini tutmak ve tam anlamıyla huzura kavuşmak istiyordum. Sevgilim demek istiyordum, en sevdiğim demek...

Kalbim gibi titreyen kirpiklerimin ardından ona bakarken "Geldi." dedim usulca. "Bizim vaktimiz de geldi Bartın. Ben artık uzattığın eli tutmak istiyorum. Düşeceksek bile beraber düşelim. Düşsem de yara alsam da artık sorun değil. Ben ilacımı buldum çünkü."

Bartın'ın gözlerinin dolduğuna şahit oldum. Benim de ondan farkım yoktu. Az önce sarılmamışız gibi büyük bir hasretle sarıldık birbirimize. Önce kalplerimiz, sonra bedenlerimiz birbirini tamamladı. Ve en son olarak da sözlerimiz.

"Seni çok seviyorum Elis."

Kulağıma fısıldadığında tüm kalbimle cevap verdim ona.

"Ben de seni çok seviyorum Bartın. Hem de sevmelerin ötesinde seviyorum."

●●●

♤Ay ağlayacağım galiba :") Çok ani oldu bu. Hiç beklemiyordum! Onların vakti gelmiş demek ki...

Nasıl buldunuz bölümü? Biraz kısaydı biliyorum ama ders yoğunluğundan bu kadarına bile şükrediyorum inanınki.

Siz neler yapıyorsunuz? Hayat nasıl gidiyor? Yazarınız YKS ile uğraşıyor :")

Çiftimiz mükemmel değil mi ya? #ElBar ship forever. Işte o kadar!

Bir sonraki bölüm instagram bölümü olacak ama ne zaman gelir hiç bilmiyorum bebişlerim, o yüzden şimdiden kusura bakmayın :)

Gözyaşlarıma Dokundun | TextingWhere stories live. Discover now