GECE ÇIĞLIKLARI

Start from the beginning
                                    

"YAPMA, YAPMA YALVARIRIM"
sadece bir kere mutlu oldum.
İlk defa babam sandığım adamın
beni 8 yaşımda genelevden aldığı zaman.
Sadece bir kere bunun tadını çıkarmama izin verdiler.
Sonrası kabus.
Bana biçilen hayatın sürgünü başlamıştı.

"O zaman beni bırakıp gitmeliydin.
Ama sen acı çekmemi seyretmek istedin."
Kemerimden çıkardığım çakıyla
Koluna, baştan aşağa derin bir çizik bıraktım.
"Sen herkes için öldün Selçuk Rahdan"
Ceketinin, ense kısmından tutarak arabanın içine fırlattım.
Ön koltuğa geçtiğim de oturmamla beraber Berto, arabayı çalıştırıp gaza bastı.

"Fazla sertsin bebeğim.
Biraz sakin."
Koltuğuma iyice yayılarak ona yandan bir bakış attım.
"Sert halimi gördüğünü düşünmüyorum, daha bu hiçbir şey"

"Ateşli halerin son 1 gündür beni etkilemiyor demeyeceğim."
Sırıtarak dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim.
Son sözlerimiz bunlar olurken
Araba,Asfalt yolda hız kesmeden
İlerliyordu.

Yarım saatin ardından tesise girdik.
Ben inerken, berto'nun da arkamdan indiğini kapı sesini işitmemle anladım.
"Şu pezevenkle ilgilenin."
Kapıyı açmamla beraber Selçuk'un baygın bedeni,görevlilerin ayak ucuna düştü.

"O bizim asi gelmiş, yeni görev var. Hazır mısın?"
F4,yanıma doğru gelerek konuşmasına devam etti.
"Lensini değiştirmen gerek.
gözüne daha çok zarar verebilir."
Ansızın söyledikleri ile elim refleksle gözüme gitti.

"Daha ne kadar zarar görebilir ki?"
Rengini kaybeden sol gözüm.
Artık önce ki kadar umrumda da değildi.
Hastanede, doktorun gizlice getirdiği
Lensler canımı sıkmaya başlamıştı ki
Takmadığım zaman ise kendimi iğrenç hissediyordum.

Yüzümdeki yarık 17 yaşımda Julia'nın gönderdiği adam tarafından degişik
Bir şekilde içi doldurularak kapatıldı
Ama bunun geçici oldugunu zaten biliyordum.
Sonsuza kadar kapanmayacak bir yarayı, saklamam kadar büyük bir saçmalıktı hayatım.

"Bugün görev falan istemiyorum
Murat'ı görmeye gideceğim."
Keskin ses tonumla duraksadı.

"Delirdin mi sen?
O şu an lojmanda kalıyor oraya giremezsin."
Anlına, bastırdığı parmaklarını kaydırarak saçlarına daldırıp devam etti.
"Hem..." dedi ve sustu.
Diyeceği şeyi, nasıl dile getirebileceğini düşünüyordu.

"Hem seni unutmuş bir adamı neden görmek istiyorsun?
Seni tanımayacak bile"
Sözleri damarlarımda ki kan gibi beynime sızdı.
Parmaklarım karıncalanırken, bedenim yerinde mıhlandı.
'Unutmak' Bu kadar kolay mı?

"Gideceğim. beni hatırlar, o beni unutmaz."
Onun için her şeye katlanmışken beni unutamaz.
Kalbimi kamçılayan özlemle, daha fazla durmadan çıkışa doğru yürüdüm.

Arkamdan son kez
"Görevden sonra Adaya gideceğiz"
Son duyduklarım bu sözler olurken tesisten çıktım.

ATEŞTEN KÜLE Where stories live. Discover now